Uçurumun kenarında ellerim bağlı bir şekilde sandalyede oturuyordum. Yükseklik yaklaşık elli metre kadar vardı. Hareketimle gıcırdayan tahta sandalye kırılmamak için dayanıyordu. Ağzımın içi tenekeye dönmüştü adeta. Metal tadı ve susuzluk sesimin çıkmasına engel oluyordu.
"Draco! Nerdesin..?" öksürdüm. Beni buradan sadece o kurtarabilirdi. Ondan başka kimsem yoktu.
"Draco! Çok korkuyorum! Neredesin?" çığlık attım. Kurumuş boğazım sızladı. Adım sesleri yükseldi. İlerden gelen adamın ve kolunu sıkı sıkıya tuttuğu diğer oğlanı görüyordum ama net değildi. Gözlerim kısıldı.. Hayır, olamazdı. Bu seneler sonra o olamazdı..
Önüme eşya gibi atılan Draco'ya baktım.
"Draco!"
"Lily.." adımı söylerken ağzından çıkan kanla hıçkırığıma engel olamadım. Gözlerim iğrenç dişeriyle sırıtan adama baktım.
"Küçük kızım..Lily'im.." elini saçıma yaklaştırdığında istemsizce geriye çekilerek bağırdım.
"Dokunma bana!" gülümsemesi ciddi hal alırken elini çekti.
"Beni özlemedin mi kızım? On altı yaşında kaçtığından beri on sene geçti."dedi. Draco'nun yanına ilerledi.
"Ben senin kızın değilim! Neden geldin?!" diye konuştum.
"Senin için geldim..Beni terkettin annen gibi. Haketmiyorsun bu hayatı. Bu züppe seni seviyor olabilir ama sen mutlu olmayı haketmiyorsun Lily." beni çıldırtmak için özenle seçilmişti kelimeleri.
"Asıl sen, annemi haketmediğin için tanrı onu senden aldı. Ve sen kendi yaptığın bokun sonuçlarını kendin çekeceksin." dedim. Kaşları çatıldı. Sinirini sıktığı yumruğundan ve yutkunduğundaki adem elmasından anlamıştım. Yerini ezberlediğim damarları belirginleşmişti
Draco hala yerde kıvranıyor gözlerini açmaya çalışıyordu. Adi pislik ona zarar vermişti.
"Şimdi bir seçim yapacaksın Lily." önümde hafifçe eğildi. Yüzü yüzümün yakınına geldi. Nefesi yüzüme çarptığından kafamı iyice geriye çektim ancak bu seferde arkamdaki uçurum sertçe kendini hatırlattı. Çaresizce ona yaklaştım ve dediklerine kulak vermek zorunda kaldım.
"Ne seçimi, ne saçmalıyorsun? " gözleri gözlerime kenetlenmişti. Neden baba? Biz neden birlikte balık tutmamıştık? Biz neden sinemaya gitmemiştik, neden bana bisiklete binmeyi sen öğretmedin baba? Neden annemi öldürüp çocukluğumu aldın baba?
"Ya sen öleceksin, ya da o." eliyle Draco'yu işaret etti. Sinirden kasılan çenem ve dolan gözlerim hiç yardımcı olmuyordu.
"Hayır, Hayır, hayır,-"
"Kabul etmek zorundasın. Başka şansın yok." dedi. Gülümsemesi yüzünde büyüdü.
"Nefret ediyorum senden! Hiçbir zaman insan olamayacaksın! Sen bir canavarsın! İnsanların kanıyla ve ruhuyla beslenen bir canavarsın!" dedim. Yükseklikten korkardım. Bunu bildiğinden kullanmıştı. Düşmanına yapacağı muameleyi kendi kızına yapıyordu. Aslında şaşırmamıştım.
"Yoksa böyle söyleyerek benden intikam mı alacaksın?" diyip kahkaha attığında yüzümü buruşturdum.
"İstediğin olmayacak. Ben öleceğim ve sana tebelleş olacağım hep. Onun eli burada yakanda, diğer taraftadan da benim elim yakanda olacak!" dediğimde tekrar ciddileşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy'un Avukatı
FanfictionKaranlığın içinde önümü göremesem de nefes alışverişleri yolumu aydınlatıyordu..