Yeniden selam..
belime sarılan sıcak kolları hissederek gözlerimi açtım. Rahat yatağın üzerinde tüy gibi hafif kalarak yanında onunla güzel bir uyku çekmiştim. Arkamı döndüğümde her gün daha da yakışıklılaştığını düşündüğüm yüzüne baktım. Her sabah yapacağımı bildiğim gibi bu sabahta yüzünün karelerini tek tek inceledim.
Aklıma kazınsın istedim. Alzheimer olsamda bu yüzü aklım unutmak istemiyordu. Dudaklarımı yanağına koyarak öptüm. Daha sonra dudaklarının üzerinde durdum. Yüzümle yüzünün arasındaki mesafe yok denecek kadar azdı. Sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyordu. Dudaklarına dudaklarımı sürttüm ve üzerinden kalktım. Güçlü kolları çıkmama izin vermese de bir şekilde aştım.
Üzerimdeki ince saten üste önem vermedim. Gayet güzel duruyordu. Odada işlerimi hallettikten sonra değişecektim üstümü. Yüzüme hafif bir makyaj yaptıktan sonra saçlarıma geçtim. İyice düzleştirdiğim saçlarım parlıyordu. Odada olan giyinme bölümüne geçip iç çamaşır takımı ve kıyafet aldım.
Giyindikten sonra üstümdeki özgüvenle yürüdüm. İtiraf edeyim: Çok güzeldim. Şaka bir yana tarzım Draco'nun yanında daha şımarık tatlı bir kız çocuğu gibide oluyordu. Aynı zamanda seksi de görünen kıyafet giyiyordum. Karışmıştı anlayacağınız. Addison'nun aramasıyla telefonu açtım ve odanın içinde bulunan giyinme odasına girdim.
"Günaydın." dedi ciddiyetle.
"Günaydın Addi. Bir sorun yok değil mi?" dedim.
"Hayır canım rahatla. Alışverişe çıkalım diyecektim." Dudaklarımı aralamış konuşurken boynumdaki nefes ile korkarak arkamdaki adama döndüm.
"Ödümü kopardın!" Telefonu kendimden uzaklaştırıp fısıldadığımda güldü. Onu umursamadan saniyeler içinde aynaya doğru yürüdüm.
"Lily orada mısın?" Sesimi duyamayan Addison gecikmeden sordu. "Buradayım. Ne zaman buluşuyoruz?" dediğimde Draco arkamdaki yerini almıştı. Kendini bana bastırınca aşağılarda bir kopma hissi yaşadım. Midemin boşluğu kıpırdadı adeta.
"Louis Vuitton yeni koleksiyonundaki parçalara bakalım önce.." Kulaklarımda sesi yankılanan kadını duymaya çabalasamda kulak arkamdan enseme, ensemden sırtıma inen dudaklarla yapamıyordum. Aynadan göz göze geldiğim mavileri tüm haylazlığıyla bana, sonra da göğüslerime kayıyordu. Tamam, ilişkiye girmek normaldi. Ama gece daha çok tercih ettiğini sanıyordum.
Rahat durmayan Elinin biri onu durdurmaya çalışan elimi tuttu ve sabitledi. Diğer elim zaten telefonda olduğundan kullanamıyordum. Bakışlarımız tekrar kesiştiğinde dudaklarımı kıpırdatarak "dur!" dediğimde gülümseme yayıldı dudaklarına. Boşta kalan eli pantolonumun düğmesini ve fermuarını indirerek direkt kadınlığımın üzerindeki yerini aldı.
"Hermes'in çantalarından da klasik bir model beğendim. Günlük kullanırım diye." Ah addison, ne çantası..
İnlememek için zor dururken buna dur demem gerektiğini farkettim. Arkamdaki arzulu ve şehvetten gözleri kararan adamı durdurmak daha zor ve yakıcı olduğundan bu seferlik Addison'la konuşmayı ertleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy'un Avukatı
FanfictionKaranlığın içinde önümü göremesem de nefes alışverişleri yolumu aydınlatıyordu..