Yeniden selamlaaaar! Hız kesmeden devam ediyorum!!! Ancak ders çalışmaya çalışıyorum bu yüzden aksilik çıkarsa şaşırmayın😘
İyi okumalar..
Gözümü bilmediğim bir yerde açtım. Başımda zonklayan bir ağrı vardı. Kalkmak isterken ağrı bıçak gibi saplanınca elinle başımı tuttum. Biraz daha iyi olduğunda kalktım yataktan. Ella'nın evine geçecektim en son değil mi? Dünden kalan üzerimdeki yeşil elbiseyle yatağın kenarında çıkarılmış olan topuklularımı giydim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odadan çıktım. Şimdi farketiyordum da bu elbise.. Gündüz gözüyle giyilmezdi. Göğüslerim taşmış ve boyu diz kapağımın baya baya yukarısındaydı. Çarem olmadığından aldırmadım.
Büyük evde adımladığımda salona ulaştım. Arkası dönük adamla ne olduğunu da anlamadım. Taa ki Harold benimle konuşana kadar.
"Lily uyanmışsın." dedi. Gözlerini kaçırarak beni süzdü. O böyle sesli konuşunca arkası dönük adamda bize döndü oturduğu yerden.
"Günaydın Harold. Konuşmamız gerek" aciliyetini belli etmek için gözlerinin içine baktım.
"Tamam konuşalım." dediğinde koltukta oturan ve beni süzen adama döndü.
"Bizim konuşmamız kısa sürecek. Sen kahvaltıya başlayabilirsin Eric." dediğinde koltuktaki adam canlandı ve ayağa kalktı. Masaya geçmek yerine yanıma geldi. Kibarca elimi tutup dudaklarına götürdü ve minik bir buse kondurdu.
"Eric Ecas . Siz ise..?" dedi.
"Lily Smith." dedim. Gözleri parıldadı.
"Sün gece törende sizi izledim. Gerçekten çok hoş ve güzelsiniz." dediğinde elim hala elindeydi. Elimi çektim. Harold'un bakışları sertleşmiş, kaşları çatılmıştı.
"Eric şu sofraya otur beni sinirlendirme." Eric'in bir şey demesine kalmadan elimden tutup beni farklı odaya götürdü.
"Seni dinliyorum Lily." dedi. Oturduğu yatakta ellerini biraz arkaya yasladı. Ben ise önündeydim.
"Beni dün gece buraya sen mi getirdin? Bu bir. İkincisi ben neden Ella'ya gitmedim? Üçüncüsü ise içerideki Eric'de kim?!"
"Seni buraya dün ben getirdim. Valizlerin Ella'nın evine yollandı. Ella'ya neden gitmedin çünkü ben seninle vakit geçirmek istedim ve buraya getirdim. Eric camiadan tanıdığım iş bağlayacağız." dediğinde tepeme sinir attı.
"Vakit geçirmek için getirdim derken? Oyuncak bebeğin miyim ben senin?! Sen beni eşya gibi oradan oraya götüremezsin Harold!" sesim yükseldiğinde ve sinirlendiğimde oturduğu yerden kalktı.
"Yanlış anladın sakin ol. Şirketi gezmek istemiştin gezeriz diye düşündüm." dediğinde sinirim hala geçmemişti.
"Bu elbiseyle mi gezicem?" diye işaret ederek gösterdiğimde gülmemek için dudaklarını dudaklarına bastırdı.
"Malfoy rengi..Çok sıkıntı olmaz bence gezilir." dediklerine gözlerimi devirdim.
"Yeşil herhangi bir insanın üzerine tapuladığı bir varlık olamaz! Kimse renkleri sahiplenemez ya!"
"Hey hey tamam. Malfoylara sinirini de benden çıkarma ben zaten suçluyum. Kıyafetini kendim değiştirirdim ama rahatsız olursun diye ellemedim." dediğinde bir kez daha hayran kaldım düşüncesine.
"Teşekkürler. Benim gitmem lazım." dediğimde omuzlarıma ellerini koydu.
"Bari kahvaltı et sonra bırakayım seni." dediğinde kabul ettim.
İçeriye geçtik. Her ne kadar sinir olsamda Eric'in sözlerine katlandım. Kahvaltı saatini hızlıca atlatınca Harold beni Ella'ya bıraktı.
"Hoşgeldin!" Dün ki elbiseyi görmesiyle gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy'un Avukatı
FanfictionKaranlığın içinde önümü göremesem de nefes alışverişleri yolumu aydınlatıyordu..