Bölüm 11: Ateşin Sesini Dinlemek

84 32 60
                                    


(ŞEVVAL'İN ANLATIMIYLA)

"Sizi akıttığınız kanda boğacağız." dedi Berre. Elinde kanlı bir bıçak vardı. Onu ben kardeşimin sırtından çıkartmıştım...

"Ben de size intikam ateşini tanıtacağım." Dedim sert bir sesle.

Ve içimdeki ateşe odaklanmaya başladım. Onların sözleri benim içimdeki ateşi körüklüyordu. Sonra ellerimden çıktı ateşler. Benim gücüm de ateşe yön vermekti.

"Yaklaşma yakarım! Bu senin bildiğin ateşlere benzemez! Bu ateş intikam ateşi." Dedim tehditkar bir sesle. Benim gücümü de çok hafife alıyordu. Aynı kardeşimi hafife aldıkları gibi...

Bir anlığına onları bir ateş çemberinin içine aldım. Alevler onların etrafında daireler çiziyordu.

"Ateş..." Dedi Berre şaşkınlıkla. Onlara doğru yönlendirdiğim ateş yüzlerini aydınlatıyordu.

"Çıkart bizi buradan! Yoksa kardeşine yaptığımı sana da yaparım!" Dedi Berre. Korkudan ağzından çıkanı kulağı duymuyordu sanırım. Çünkü benim kim olduğunu tanısaydı bunları söyleyemezdi.

"Hadi denesene." Dedim olabildiğince sakin bir sesle. Berre elindeki bıçağı bana doğru savurdu. Fakat benim gücümden haberi bile yoktu. Parmaklarımı sadece üç kez şıklattım ve bıçak bana değmeden yere düştü.

"N-nasıl yapıyorsun bunu!" Dedi Kerem şaşkınlıkla. Mehmet Ve Yusuf odasından çıkmışlardı.

"Şevval buradan bir intikam kokusu alıyorum sanki." Dedi Yusuf gülümseyerek.

"Evet, benim gibi bir ateş kraliçesine bulaşmayacaktı. Ama ben intikamdan çok yanık kokusu alıyorum." Dedim gülümseyerek. Yusuf'u şimdi birazcık daha mutlu görmek beni de az da olsa mutlu etmişti.

"Kesin sesinizi ve bizi buradan kurtarın!" Dedi Kerem kabaca. En nefret ettiğim konuşma şekliydi bu. Hem onu yalvartmak istiyordum.

"Çok beklersin Keremciğim. Ama sihirli birkaç kelime vardı ya, onu söylerseniz belki kurtarırım." Dedim göz kırparak.

"Ne o lanet olası kelimeler!" Dedi Berre sert bir sesle.

'Yalvarırım beni buradan kurtar, yaptıklarım için hepinizden özür dilerim.' Diyeceksin!"

"Yalvarırım beni buradan kurtar. Yaptıklarım için hepinizden özür dilerim!" Diye bağırdılar ikisi de.

"Bir düşüneyim... Bir daha söyleyin!" Dedim sinsice gülümseyerek.

"Yeter artık." Dedi Berre. Boncuk boncuk terlemişti.

"Tamam o zaman siz bilirsiniz." Dedim ve ateşi daha fazla yükselttim. Gözlerini koskocaman açmıştı Berre. Kerem nefretle bakıyordu bana. Ben de onlara sırıtıyordum sinir bozucu bir şekilde.

" Yalvarırım beni buradan kurtar. Yaptıklarım için hepinizden özür dilerim." Dediler aynı anda. Kerem sinirden dişlerini sıkıyordu.

Ve ateşi sonunda durdurdum. Tam odalarına gidecekken karşılarında dikildim.

"Bu iş burada bitti mi sandınız?" Dedim ve Kerem'in suratına sert bir yumruk geçirdim. Boyumuz neredeyse aynıydı. Bu yüzden onunla daha kolay dövüşüyordum.

"Bu Mehmet için!" Dedim yüksek bir sesle. Kerem elini patlamış olan dudağına götürdü ve kanını sildi.

Mehmet orada bana gururla bakıyordu. Yusuf'un yüzünde ise hoşuna gittiğini belli eden bir gülümseme vardı. Neva da arkamızdaydı ve bana gülümseyerek bakıyordu. Gözlerim istemsizce Adel'i aradı...

Artık Çıkış Yok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin