Bölüm 28: Geçmişin Koridoru

130 29 263
                                    


(ADEL'İN ANLATIMIYLA)

İhanetin geleceğini ve en beklenmedik yerden vuracağını asla ama asla tahmin etmezdim. Benim hayatımı birlikte geçirdiğim, çok değer verdiğim insanlar mı bana ihanet edecekti?

Neva şaşkınlıkla mırıldandı "İnanmıyorum..."

"Yalan olup olmadığı ne malum?" Dedi Mehmet. Fakat ben bu notun yalan olduğunu düşünmüyordum.

"Bir dakika! Bir şey buldum!" Dedi Yusuf. Ve kağıdı ışığa doğru tuttu.

"Burada bir şeyler daha yazıyor!" Dedi şaşkınlıkla.

Hızla Yusuf'un yanına gittim ve kağıda baktım. Oldukça anlamsız kelimeler yazıyordu.

"Bunun ne olduğunu birisi bize açıklayacak mı?" Dedi Gülizar.

"Bir dakika, ben bunu biliyorum!" Dedi Kerem ve hızla kağıdı Yusuf'un elinden aldı. Tekrar ışığa tuttu ve okumaya başladı.

"Güllerin savaşı bitti kanla,
Kalpler de mühürlenmiş kanla,
Hainde saklı anahtar,
Ama o da kaplı kanla."

"Bunu nereden biliyorsun?" Diye sordum.

"Her kelimeyi ters çevirip yazmışlar. Fakat bahsettiği anahtarın ne olduğunu ben de bilmiyorum." Dediğinde bir anda aklıma çadıra bırakılan güller geldi. Bize onlara katılmamızı teklif eden bir notla beraber...

Birisi bu teklifi kabul etmişti, ya da en başından beri bu olayların içindeydi. Birisi bize ihanet ediyordu ve eden kişiyi bulduğum an mahvedecektim.

"Şu an kendime bile güvenmiyorum lan, acaba ben mi yaptım?" Dedi Yusuf sessizce. Bence bu kişi Yusuf olamazdı. Çünkü o yalandan nefret ederdi ve Mehmet'e oldukça bağlıydı. Ona ihanet edebileceğini sanmıyordum. Ya ikisi birden bu işin içindeydi, ya da ikisi de değildi.

Bunu Neva'dan da beklemiyordum, çünkü onun Gülizar'a ne kadar bağlı olduğunu biliyordum. Onun ihanet edebileceğini sanmıyordum. Şevval'in de bir ihanetinin olacağını sanmıyordum, çünkü bana gösterdiği kanıtlar benim kardeşim olduğunu kanıtlıyordu.

Benim için şimdilik iki şüpheli vardı. Fakat bu diğerlerinden de şüphelenmediğim anlamına gelmiyordu. Kerem ve Çınar. Çınar'ın Gülizar'ın abisi olup olmadığını bilmiyordum bile. Yalan söyleme ihtimali yüksekti. Çünkü bizi buraya hapseden kişilerin bizim hakkımızda bilgilere sahip olduğunu biliyordum. Onun Gülizar'a gösterdiği kanıtların hepsini bizi buraya hapsedenler de biliyor olabilirdi. Kerem ise fazla şüpheli davranıyordu. Buraya ilk geldiğimizde ceset kokusundan bahsetmişti. Ve Berre öldükten sonra da çok değişmişti. Bu onu gözümde daha da şüpheli kılıyordu. Ben de şu an onun bana uyguladığı şeyi uyguluyordum, ben de ona kendimi güvenilir göstermeye çalışıyordum. Bu sayede ben de onun şüpheliler listesinde olmayacaktım.

Şu yeni gelenlerin de hepsinden şüpheleniyordum. Hepsi gergi olduklarını gösteren hareketler sergilemişti.

-Fazla zeki miyiz neyiz be?!

-Öyle değiliz, İç Ses. Günlerdir aramızda olan haini bulamayacak kadar aptalız biz.

"Ben inanmıyorum ya! Kesin bizi birbirimize düşürmek için yapıyorlar!" Dedi Gülizar. Böyle bir ihtimal de var tabii...

"Umarım öyledir, eğer öyleyse bile ben sizi öldüremem," Dedi Mehmet sessizce.

"Kerem dışında tabii..." Dediğinde gülümsedim.

"Konuyu bana sektirmeyi nasıl başardın?" Dedi Kerem.

"O da meslek sırrı." Diye mırıldandı.

"Şevval ve Çınar'ın bundan haberi yok." Dedi Yusuf.

Artık Çıkış Yok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin