Bölüm 30: Okların Kumarı

116 28 580
                                    

İlk olarak, en son attığım bölümün sonunu okuyup öyle gelirseniz daha iyi olacak, o kadar uzun zamandır bölüm gelmiyor ki unutmuş olmanız normal❤️‍🔥❤️‍🔥

Evet kedylerim, 2023 yılından beri bölüm atmıyorum ve sizi cidden çok özlemişim😭(emoji ironidir ciddiye almayınız skslls)

Şaka bir yana, yeni bölüm beklerken çam ağacı olduğunuzu biliyorum. Bu yüzden bu bölümü uzun yazmaya çalıştım. (YEEEYY)

Her neyse, çok fazla beklemeden yeni bölümümüze geçeliiiiimm

Ayh hadi bismillahh

Bölüm şarkısı: Lana del rey- Doin' Time (rock version)

(ADEL'İN ANLATIMIYLA)

"Bazen hayatta bir şeylerin farkında olmamak bizim için en iyisidir. Delirmek bile insana en iyi gelecek şeydir bu hayatta. Kendini bir kral ya da kraliçe sanmak daha rahat yaşamanı sağlamaz mı? Birkaç günlüğüne bile olsa kendini diğerlerinden üstün görmek... Fakat insanlar rahat ve dertsiz yaşamayı delilik olarak görür, Kahin. İnsanlar hep böyledir...

Bazen insanların dediğine uymayıp onların gözünde bir 'deli' olmak gerekir, herkesin tam tersi olmak... Bu hayata bir defa geliyoruz ve hayatımızı insanların aptalca sözlerine bağlı yaşıyoruz. Bu ne kadar doğru ki? Bazen gerçeklikten sıyrılıp kendini bir kral ya da kraliçe olarak görmemiz gerekiyor. Özgür olmamız... İnsanların belirlediği tüm doğruları unutmamız... Özgürlüğün bile kurallara bağlı olduğu bu hayatta bazen delirmek bile en iyi seçenek olabiliyor..."

Ve sayfanın sonunda bir orkide çizimi...

Sayfayı gülümseyerek inceledim. Gerçekten de güzel bir çıkarımdı. Kitabın on beş sayfasını okumuştum ve güzel ilerliyordu. En fazla bir saate biterdi...

Alt kattan birkaç ses duyunca kulak kesildim. Allah kahretsin, Şevval de burada değil ki...

İçsesim fısıldarken titrediğimi hissettim.

-Bir dakika... Şevval burada değil ve o gittikten sonra bu sesler gelmeye başladı... Yoksa o...

-Sus! Yeter artık, senin yüzünden gerçekten delirdiğimi düşünüyorum!

-...yoksa o hain mi?

-Kes sesini! O benim kardeşim!

-Ama şöyle bir şey de var, Kerem'in telefonuna bir mesaj geldikten sonra gitti ve bu sesler de gelmeye başladı. Zaten bugün gerçekten şüpheli davranıyordu.

-Sus artık! Sus!

-Ve onu ormanda gördüğünde iki farklı ayak izi vardı. Ve fırtınadan bahseden bir ses duymuştun. Aynı zamanda bu ses Kerem'in sesi de değildi. Ve...

-Sana sus diyorum! Yalvarırım sus artık!

-...ve aynı zamanda gece saat 02.59 da demişlerdi. Ve şu an saat 03.00. Daha fazla beklememize gerek yok! O bizi öldürmeden biz onu öldürelim! O sesleri kaydetmemiz de yeterince büyük bir kanıttı zaten!

Artık Çıkış Yok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin