Bölüm geç geldiği için üzgünüm :( bunu yola koymaya çalışacağım...
Bölüm Şarkısı: Conan Gray - People Watching
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!
Keyifli okumalar! 🤎
Heyecandan kendimi kaybetmeme dakikalar kalmış gibi hissediyordum.
Saatler sonra karşımda duruşunu, o oluşunu, kabullenemiyor gibiydim. Şaşkınlığım ve heyecanım gittikçe artıyordu. Kalbimin dört nola koşturduğunun o kadar farkındaydım ki kalp atışlarımın karşı tarafa duyulmaması için dua etmeye başlamıştım.
Karşımdaydı. Artık telefon ekranının arkasında değildi, karşımdaydı. Yüzüyle yüzümün arasında milimler bile yoktu. Çok yakınımdaydı. Nabız ritmimi değiştirecek kadar çok hem de.
Kahverengi gözlerinin ağırlığı altında ezildiğim sırada, bir şey söylemek amacıyla dudaklarımı araladım lakin bir şey diyemeden tekrar kapattım.
Ben ne kadar gergin ve heyecanlıysam o bir o kadar rahat ve keyifli duruyordu. Bakışları parlıyordu, dudaklarının bir kenarı yukarı doğru kıvrılarak çarpık bir gülümseme oluşturmuştu, başımın yanına yaslı olan parmaklarını hafif bir ritimle kapıya vuruyordu.
Neden bu kadar eğlendiğini merak ediyordum, onunla konuşmak istiyordum ama kişisel alanımı yok edecek kadar bana yakın olduğundan bunu yapamıyordum.
"Sen," dedim dakikalar sonra. Mavi gözlerimi kıstım, kaşlarımı çattım. "Sen ne yaptığını sanıyorsun ya?" Ellerimi omuzlarına koyarak onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. "Ödüm koptu, farkında mısın?"
Benden bir iki adım uzaklaştı ama hâlâ bana yakın duruyordu. Başını hafifçe sallayarak güldüğünde "Sana da merhaba, Afra," dedi.
Ses tonu... Mesajlaştığımız zaman onunla ilgili en çok merak ettiğim şey sesi olmuştu. İstemsizce güzel bir sesi olmasını dilemiştim ve şimdi dileğimin fazlasıyla gerçekleştiğini görüyordum. Karizmatik, tok ve güzel bir sesi vardı.
"Sen... Gerçekten Ateş misin?" dedim sorgulayıcı bir ifadeyle. Aslında siması Yağız’ınki ile - Ateş'in kardeşi - benziyordu ama önceki tanıştığım Ateş otuz iki yaşında pedofoli biri çıktığından emin olmak istiyordum.
"Evet, Afra," dedi alaycı bir sesle. "Benim." Doğruyu söylüyor gibiydi ama hemen atılmak yerine iyice emin olmak istiyordum.
"Soyadın ne?"
"Aksoy."
"Ne okuyorsun?"
"Sorguda mıyım?" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Sadece emin olmak istiyorum." Omuz silktim.
"Hukuk okuyorum."
Yine de tatmin olmayınca "En sorunlu kardeşin kim?" diye sordum.
Gözlerini devirdi. "Adelya."
"Tamam, emin oldum," dediğimde kıkırdadı. Elimi saçıma götürüp kulağımın arkasına ittim ve ona baktım. Şimdi ne demeliydim?
Benden önce davranarak "Seni burada görmeyi beklemiyordum," dedi dürüstçe. "Benim arkadaşlarımla, benim üniversitemin partisinde, ben sandığın bir adamla..."
"Beni mi izledin?" diye sordum şaşırarak. Aptalca bir soruydu bu. Peşimden tuvalete kadar gelmiş, beni hâlâ neresi olduğunu bilmediğim bir odaya çekmişti. Elbette beni izlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ineffable || texting
Teen FictionLise son sınıf öğrencisi Afra, numaraların karıştırılması sonucu Ateş'e yazar ve Ateş'in üniversite hayatına ani bir giriş yaparak kendisini bambaşka bir noktada bulur. * Loş mor ışığın gölgesi yüzüne düşüp suratının bir yanını kapatırken parıldayan...