-23-

2.2K 347 130
                                    


İyi okumalar dilerim. <3

O gün hayatımın en kötü günlerinden biriydi.

Şimdi bir şansım olsaydı eğer o günü yaşamak ister miydim bilmiyorum ancak eğer o günü yaşamasaydım muhtemelen o şu an olduğum konumda olamazdım.

Kasımın ikinci haftasını geride bırakmak üzereydik. Ara tatilden önceki son cumaydı. Bugün son sınavlarımıza girecek ardından bir haftalık bir tatil yaşayacaktık.

Bu yüzden o sabah mutlu uyanmıştım aslında. Olacaklardan bir habersiz bir şekilde hazırlanmaya koyulmuş birkaç saat sonraki Coğrafya sınavımı düşünüyordum. Aklımda başka hiçbir şey yoktu.

Sabahın altı buçuğunda, ilk defa alarmımı ertelemeden, uyandım. Banyoya gidip buz gibi suyla yüzümü yıkadıktan sonra aynadan kendimi izleyerek dişlerimi fırçalamaya başladım.

Sabahın erken saatlerinde asla bir şey yiyemezdim. Küçük bir parça bir şey bile yesem anında midem bulanmaya başlıyor ve beni gün boyu yalnız bırakmıyordu.

Banyodaki işimi bitirdikten sonra odama geçtim ve ne giyebileceğime baktım. Okulumun kıyafet konusunda katı kuralları yoktu. Bir formamız vardı ancak serbest giyinenler ya da formanın üstüne sweatshirt geçirenler çok fazlaydı.

Ben de bugün ikinci seçenekteki gibi giyinmeye karar verdim. Düz siyah eteğimi giymeden önce siyah kilotlu çorap giydim. Ardından eteğimi bacaklarımdan geçirdim. Etek çok kısa değildi, dizlerimin iki parmak üstünde bitiyordu.

Eteğin üzerine kahverengi örme kazağımı giymeye karar verdim. Kazak giyeceğim zamanlarda kazağın altına muhakkak bir tişört giyiyordum. Yoksa kazak beni kaşındırıp duruyordu.

Giyindikten sonra makyaj masamın karşısına geçip saçlarımı yapmaya başladım. Saçlarımı seviyordum. Bu yüzden onları yıpratmamak adına maşanın ısınmasını beklerken ısı koruyucu sürdüm.

Süslenmek en sevdiğim şeylerden biriydi. Eğer elimde olsaydı bütün zamanımı süslenerek geçirebilirdim sanırım.

Saçlarımı maşaladıktan sonra hızlıca makyaj yapmaya koyuldum. Servisin gelmesine daha vardı ama ben bir an önce evden çıkmak istiyordum.

Birkaç saat sonra gireceğim coğrafya sınavından dolayı değildi heyecanım, nihayet son sınavımı verip özgür olacağım içindi.

Cildimi güzelce nemlendirdikten sonra hızlıca kapatıcı ve rimel sürdüm. Yüzüme renk vermesi için bol bol allık sürdüm. Son olarak da dudağımı renksiz bir nemlendiriciyle nemlendirip dudaklarıma vişne çürüğü rengindeki dudak kalemimi sürüp parmağımla dağıtmıştım.

Aynadan kendime baktım. Güzel olduğumu fark edince gülümsedim ve kapının kenarındaki çantamı alıp odamdan çıktım.

Merdivenlerden ikişer ikişer inerken herhangi bir sorun yoktu. Birkaç saniye sonra ayakkabılarımı giyecek, evden çıkacak ve sitenin başında servisimi bekleyip okula gidecektim.

Ya da ben öyle sanıyordum.

Vestiyerin önünde durup dolabın kapağını açarak siyah botlarımı çıkardığım sırada annemin sesini duydum.

"Bugün oldukça erkencisin Afra."

Sıkıntıyla nefesimi vererek botumun bir tekinin fermuarını açtım. "Geç kalmak istemedim."

Göz ucuyla anneme baktım. Üzerinde beyaz bir sabahlık vardı. Eskiden sarı olan saçları şu an küllü kumral rengindeydi. Her hafta başka bir renk yaptığı için artık takip edemiyordum. Yüzü çökmüştü. Eskiden çok güzel bir kadındı ve küçükken hep onun gibi olmak isterdim. Şimdiyse iyice solmuş adeta bir deri bir kemik kalmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ineffable || texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin