The Neighbourhood - W.D.Y.W.F.M
Zamanında Adalya'da Afra için yaptığım uyarıyı şimdi bu bölümün başında Afra'nın tanışacağı kişi için yapıyorum. Kıvırcık saçlı kızımız gayet iyi biri. 💞
Keyifli okumalar :)
Delirecektim.
Sinirden. Delirecektim.
Üniversite gezisine sadece ve sadece Ateş'i görebilmek için gelmiştim ama bir türlü onu bulamamıştım.
Ona açık açık mesaj atmamıştım burada olduğuma dair. Aniden karşısına çıkmak ve onunla görüşebilecek cesaretim olduğunu kanıtlamak istiyordum ama olmuyordu.
Çünkü Ateş Bey okulda yoktu!
Onunla ilgili bildiğim şey kumral olduğu ve bugün beyaz gömlek giydiğiydi. Koskoca Hukuk fakültesinde bir tane bile beyaz gömlek giyen birini bulamamıştım. Kampüste gördüklerim ise hep sarışın ya da esmerlerdi. Aralarında kumral yoktu.
Zaten deli divane onu aradığım sırada rastgele konuşan iki kızdan bugün Hukuk 3. sınıfların dersi olmadığını öğrenmiştim.
Boşu boşuna gelmiştim buraya.
Bulamıyordum onu.
Yorgunluktan gebermek üzereydim. Ayak tabanlarım acıyordu, terlemiştim, acıkmıştım. Okuldakiler çoktan gitmişti ama ben burada kalmıştım. Bir de Beste vardı. Beni yalnız bırakmak istememişti.
Ben Ateş'i ararken benimle oradan oraya koşuşturmuştu. Kimi neden aradığımızı sorgulayıp durmuştu ama ona hiç cevap vermemiştim.
Çünkü ona güvenmiyordum.
Zamanında Uraz - eski sevgilim- ile sevgili olacağımız zamanda ona söylediğimde bilerek Uraz'a yakın olmaya, aklını çelmeye çalışmıştı. Bir şekilde kimden hoşlanırsam ondan etkileniyordu.
Bunu Ateş'e yapmasını istemiyordum.
İkimiz de acıktığımız için Beste kampüsteki cafelerden birine bize yemek almaya gitmişti. Ayakta durmaktan bitap düştüğüm için biraz dinlenmek amacıyla yanımdaki kaldırıma oturdum.
Spor ayakkabımın bağcıklarını biraz gevşettikten sonra çantama uzandım ve su şişemi çıkarıp içmeye başladım.
Piç Ateş.
Ne olurdu bugün okula gelseydi?
Ayrıca okula gelmeyecekse benden neden gömlek rengi seçmemi istemişti?
Ona söve söve su şişesinin kapağını kapattım ve saçımdaki tokayı çıkarıp saçlarımı serbest bıraktım.
Beste'yi beklerken bakışlarımı kampüsün içinde gezdirdim. Özel üniversite olduğunu belli eden birçok unsura sahip bir okuldu. Öğrencileri de bu unsurlara dahildi tabii.
Bir kızın söylene söylene telefonda konuştuğunu gördüm. Üstünde siyah bir body, siyah kot ceketi ve bol duran bir pantolonu vardı. Kahverengi kıvırcık saçları vardı, gözlerinin rengini tam olarak göremiyordum ama ela gibiydiler, yüzü ve fiziği güzel olan bir kızdı.
Biriyle telefonda konuşuyor, ofluyor, gözlerini deviriyordu. Bir anda kaşlarını çattı ve etrafına baktı. Ardından bakışları bana döndü ve bana doğru yürümeye başladı.
Sanki ona öylesine bakıyormuş gibi davrandığım sırada yanıma geldi ve "Pardon," dedi nazik bir sesle. "Kalemin var mı?"
Başımı aşağı yukarı salladım. Çantama uzanıp kalemliğimi çıkaracağım sırada "Ve bir tane de kağıt alabilirsem harika olur," diye ekledi. Ona bir kalem ve küçük post it kağıtlarımdan verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ineffable || texting
Genç KurguLise son sınıf öğrencisi Afra, numaraların karıştırılması sonucu Ateş'e yazar ve Ateş'in üniversite hayatına ani bir giriş yaparak kendisini bambaşka bir noktada bulur. * Loş mor ışığın gölgesi yüzüne düşüp suratının bir yanını kapatırken parıldayan...