12

16 5 6
                                    

Genç adam hevesle ona yaklaşan bir yandan da şarkı söyleyen sevgilisine baktı hayranlıkla.
Birkaç adım kala yanına iyice sokularak tebessüm etti.

"İyi ki doğdun sevgilim."

Küçük bir öpücük kondurdu dudaklarına Toprak.
Deniz mutlulukla pastayı onun ellerinin arasından alarak masaya yerleştirdi.
Çocuğu tek hamlede kucağına alarak gülümsedi.

"İşte asıl hediyem..."

İkisi de gülerek birbirlerine bakarken ortamın neşesini çalan telefon kesmişti.

"Çok mu acil Deniz?"

"Biliyorsun sevgilim..."

Çocuk kendini koltuğa bırakıp bıkkınlıkla soluduğunda Deniz çoktan balkona çıkmıştı.
Gergin gergin birileriyle konuşurken Toprak da pastayı kesmekle uğraşıyordu.

Canı sıkılmıştı ,yorulmuştu. Her daim bir şey olacak,sevdiği adam zarar görecek korkusuyla yaşamaktan bunalmıştı.

Deniz telefonu kapatıp onun yanına geldiğinde tabağını uzattı.

"Hadi bakalım doğum günü çocuğu. "

"Yiyemiyorum biliyorsun. "

"Hadi ama,hatırım için bir lokma yer misin?"

Bir çatal alıp tabağı tezgaha bıraktı, sevgilisinin canı sıkılmıştı, her halinden belliydi.

"Yapma böyle Toprak."

"Elimde mi sanıyorsun Deniz,her gün her gece sana bir şey olacak korkusuyla yaşıyorum ben,sana bir şey olacak,sensiz kalacağım korkusu rüyalarıma giriyor her gece,uyuyamıyorum bile.
Bırak babanı,gel güzel bir hayat kuralım. Yalnızca ikimiz,bize ait bir ev,uzak bir şehir..."

"İstemez miyim sanıyorsun?"

"Bizi durduran ne Deniz. daha kaç kez konuşacağız bunları?"

"Babamı bırakamıyorum biliyorsun. "

Adamın elleri sevgilisinin yüzünde gezinirken Toprak hışımla itti adamın ellerini.

"Dokunma bana."

Gözlerindeki ışık hızla sönerken korkuyla yaklaştı Toprak'a.

"O kanlı ellerinle dokunma bana dedim!"

Anlam veremeyerek ona bakmaya devam etti Deniz, elbette Toprak'ın yaptığı şeylerden rahatsız olduğunu biliyordu fakat bu kadar ileriye daha önce hiç gitmemişti.

"Eve yaralı gelmeden usandım,kanlar içindeki kıyafetlerini benden gizlemeye çalışmandan bıktım. Yoruldum Deniz, çok yoruldum."

"Sevgilim..."

"Anlamıyorsun."

Öfkeyle yerinden kalkıp montunu üzerine geçirdi genç adam. Gözleri bir saniyeliğine Deniz'e ulaştığında çoktan dolmuş olan gözlerini kaçırdı adamdan.

"Kafanı topla, dediklerimi düşün,yoksa ben yokum Deniz."

Deniz çocuğun peşinden gitmedi,Deniz hiçbir şey yapmadı.
Deniz yalnızca gidişini izledi sevdiği adamın.
Son kez.
Son defa öptü onu usulca.
Küçük bir vedaydı bu onun için.
Vazgeçemedi,bırakamadı, Toprak'ın dinlediklerini gercekleştiremedi.
Halbuki on dakika kadar önce onunla mutlu bir ömür dileyerek üflemişti pastasını.

Şimdiyse o ömrün ona zindan olacağından habersizce gidişini izledi adamın.

Saatler geçti,yerinde mıhlanmış gibi kaldı Deniz saatlerce,orada o koltukta yalnızca boş tavanı izlemekle meşguldü.
Saatin ilerlemesiyle yorgun gözlerini çekti tavandan.
Masanın üzerindeki hediye kutusuna baktı buruk bir tebessümle.

Bu bir bitiş değil, her şeyi toparlayacaksın benzeri tüm telkinleri kendine söyledikten sonra kutuyu hafifçe araladı.
Siyah bir çerçevenin içinde sevgilisiyle olan fotoğrafını görünce tuttuğu tüm gözyaşları yanaklarından süzülmeye başlamıştı şimdi.

Birbirlerine sarıldıkları ve Deniz'in masumca Toprak'a baktığı fotoğrafı inceledi.
Fotoğraftaki sevgilisinde durdu parmakları.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı artık.
Kendini tutamıyor, her dökülen gözyaşında boğulduğunu hissediyordu.

Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı.
Masanın üzerinde duran defterini çekip bir şeyler karaladı,çizdiği eskizin yanına bir şeyler yazmak için doğruldu.

"Sevgilim,birtanem benim... Seni ne kadar çok yorduğumun farkındayım,seni kendinden çıkarıp bambaşka bir adam yaptım, bu eve bağladım,kendime,hayatıma bağlandın, gidemedin,uzaklaşamadın,seni kendi ellerimle,kalbini kendi yüreğimle zindan ettim. Alıkoydum seni yaşamından.
Her şeyin farkındayım sevgilim.
Ben de isterdim hayalini kurduğumuz hayatta seninle olmak,eve mutlulukla gelip seninle saatlerce vakit geçirmek...
Ama beni buna mecbur bırakan kendim değil bizzat en yakınlarım,bunu biliyorsun ve bunu bilerek girdin hayatıma.
Bunu göze aldığına inanıyordum başlarda ya da inanmak istiyordum sevgilim,senin benim gibi bir adamı sevebileceğine,o güzel gözlerinin bana aşkla bakabileceğine inanmak istedim her daim.
Kendimi de kandırmadım. Hayatında görüp görebileceğim en güzel gözler bana parıl parıl bakarken sana karşı koymak işten bile değildi.
Senin kanıma işleniyor olmana karşı koyamadım.
Senin beni tesirin altında bırakmana karşı koyamadım,beceremedim,korkaktım, sana sığındım.
Beni dinginleştir,dalgalarımı durdur istedim.
O dalgaların seni kıyıya vuracağını bilemedim.

Şimdi bana bir şans daha verirsen elimden geleni yapacağıma yemin ederim sevgilim, bu sana değer, biliyorum.

Seni çok seviyorum."

Kağıdı masanın üzerine bırakarak derin bir soluk aldı Deniz,kilolarca yük taşımış kadar yorgundu şimdi.
Gözleri kapandı, şimdi tek hayali bir an önce Toprak'la bir arada olmak,kokusunu içine çekmekti.

bir mucize gerek. | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin