17

19 5 12
                                    

Gölün kenarında oturmuş Deniz'i beklerken sıkıntıyla iç çektim,o günden beri bir haftadır görüşmemiştik, şimdiyse onu görecektim.
Önemsemiş olsa bu bir hafta içinde bana yazar ya da eminim ki beni görmeye gelirdi ama hiçbir şey yapmamıştı.
Kabul etmek istemesem de bu canımı yakıyordu.
Dolan gözlerimi gökyüzüne çevirip gözyaşlarımı durdurmaya çalıştım.

Omzuma dokunan kollarla yerimden irkilerken Deniz bana gülümsedi .

"Demek buradasın çocuk, telefonlarımı açsana sen."

"Sessizdeydi,özür dilerim duymamışım."

Deniz büyük bir şaşkınlıkla yanıma oturduğunda yerimde gerildim kalbim hızla atıyordu.
Bir cesaret hızla sorum döküldü ağzımdan, tek avazda biteceğini hissederek bir anda söyleyivermiştim işte.

"Konuşacak mıyız?"

"Neyi konuşacak mıyız çocuk. "

"Hiç."

Hayal kırıklığına uğramıştım, o meseleyi sanırım benim kadar büyütmemiş hatta kafasına bile takmamıştı. Koskoca adam senin gibi bir çocuk misali böyle şeyleri mi düşünecekti Ozan,diye geçirdim içimden.
Bizi bir arada hayal bile edemezdi o.
Saçma olurdu.
Düşüncesi bile saçma gelirdi ona.
Sanırım...

Beklemediğim bir anda bedenini bana yaklaştırğında yüzlerimiz neredeyse birbirine değecekti.

"Bunu mu?"

Dudaklarını yalayarak nefesini yüzüme üfledi,titrek bir soluk çektim içime.
Ondan uzaklaşarak ayağa kalktım zorla.

"Hiçbir şeyi hocam."

"Deniz'i tercih ederim çocuk. "

Zihnime dolan anılarla istemeden tebessüm edip yine ondan uzak duramayarak elimi uzattım kalkması için.
Ellerimi tutarak kalktığında arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

"Güzel bir yer biliyor musun çocuk?"

Kafamı salladım, bu gölete çocukluktan beri gelirdim,her karışık ezberimde olan koca yeşillik alanda en güzel yerleri elbette ki biliyordum.

Bir süre sonra Deniz'i koca bir ağacın altında durdurdum. Manzara hem göle bakıyor hem kocaman ağaçlarla ortalığı süslüyordu

"Beğendin mi?"

Gülümseyerek kafasını salladı ve ağacın altına oturdu,çantasından defterini çıkarttığında ben de ona uyum sağladım.

"Sana bahsettiğim çalışmaları bitirdin mi?"

"Evet,şurada."

Defterin eskiz dolu sayfasını açarak çalışmalarımı gösterdim. Beni oldukça zorlamıştı Deniz.
Sahi Deniz hiçbir zaman kolay olmamıştı ki...

"Başarılı...Aferin çocuk. "

Gülerek defteri kucağıma bıraktığında kendi defterini araladı.
Defterin içini o kadar merak ediyordum ki göz ucuyla bakmadan edemedim,ta ki bir sayfaya kadar.

"Dur."

"Hım?"

Dalgın bir şekilde sayfaları çeviren Deniz duraksadığında hızla defteri elinden çektim.
Bu Şule 'ye oldukça benzeyen bir çalışmaydı.
Sinir ve kıskançlık arasında gelip giderken tekrardan yaşlar gözlerime hücum etmişti,ona beli etmemeye çalışarak çizime döndüm. Çok duygusal davranıyordum.

"Şule?"

"Doğum günü için bir hediye düşünüyordum,onun hayranlıkla baktığı tablolarda kendinden bir iz görmek hoşuna gider diye düşündüm, tuvale geçirdiğimde çok daha çarpıcı olacak umarım."

bir mucize gerek. | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin