Silahın namlusunu adama çevirmiş öylece bakıyordu Deniz.
Bu noktaya nasıl gelmişti, aynı filmi tekrar tekrar nasıl izleyebilmişti,bilmiyordu.
Arkadaşının sesini duymasıyla kafasını çevirmeden ona odaklanmaya çalıştı."Bırak silahı."
Karşısında gözlerini ona diken gruba daha sonra da Serhat'a baktı.
Derin bir nefes soludu gerginlikle.
Elleri titremeye başlamıştı, burada olmak istemiyordu.
Ona iyi gelen tek yere,ait olduğu yere gitmek,Ozan'ın omzunda yatmak istiyordu yalnızca."Deniz sana diyorum."
Serhat ani bir hareketle silahı Deniz'in titreyen elleri arasından çekip çıkardı ve adamlara doğrulttu.
şokun etkisi geçince Deniz karnındaki acıyla kıvranmaya başlamıştı.
Birkaç dakika önce aldığı yara şimdi onu oldukça zorluyordu.
Derin bir nefes aldı ve elini karnına bastırarak yerinde dikleşti.
Serhat ise çoktan adamların yanına ulaşmış grubun başıyla konuşuyordu.Serhat'a engel olmamış,silahı adamlara doğrultsa bile onu vazgeçirememişti.
"Hepimizin sonu Nihal gibi olacak."
Diye geçirdi içinden adam.
"Hepimiz bir gün bu bok çukurunda boğulacağız."
"Asla kurtulamayacağız."
zihninden geçen düşünceleri bastırmaya çalışarak duvara yaslanmış ve Serhat'ın adamlarla konuşmasını dinlemeye başlamıştı.
"Anlaştığımız gibi iki hafta tutabilirim elimde,sonrası size kalmış. "
Serhat içi dolu çantayı sırtladı ve adamlara selam verip arkadaşının yanına yürüdü.
"Arkadaşına dikkat et ayağımızın altında dolaşmasın Serhat!"
Bunu duyar duymaz adamın beynine kan sıçramış gibi yerinden doğruldu.
Acısını unutarak onu tutmaya çalışan Serhat'ı geçti ve adama ulaştı.
Engellemeye çalışsalar dahi çoktan adamın yakasına yapışmış sarsıyordu onu."Bir daha söyle!"
Cümlesini tekrar eden adamı yumruklamaya başladığında adamların tepki vermeyişini bile fark etmemişti.
Oysa şimdiye çoktan kurşun bedenini delip geçmeliydi."En yakınım dediğim arkadaşımı öldürdün lan!"
"Nihal'i aldın benden."
Bir yumruk daha.
"Sevgilimi aldınız ellerimin arasından. "
Ayağa kalkıp bu sefer son bir tekme attı yerde kıvranan adama.
"Ama sana yeminim olsun Ahmet,bi sikime daha dokunamayacak hale getireceğim seni."
Yüzüne sıçrayan kanları elinin tersiyle silip derin bir nefes aldı.
Histerik kahkahası tüm depoyu doldururken ona silah çeken adamlara döndü.
Hepsi yerinde mıhlanmış gibi duruyordu.Serhat'a dönecekken gözleri tek bir yerde takılı kaldı.
Babasında.
Yanındaki adamların hepsi onun tarafına doğru namlu doğrultmuş bekliyorlardı.Adam ise gururla karışık bir yüz ifadesi ile oğluna bakmaktaydı.
Deniz sinirle babasına yaklaşıp kan dolu ellerini ona doğrulttu ve adamın bir adım gerilemesine neden oldu.
"Dilediğin o adama dönüşmeyeceğimden şüphen olmasın baba.
Daha sonra kendisi önde Serhat arkasında depodan çıktıklarında Deniz sinirle ona döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir mucize gerek. | bxb
Teen FictionAkhilleus'u öyle kapkara bir yas bulutu kapladı ki iki eliyle aldı ocağın küllerini, döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü. Sonra uzandı boylu boyunca tozun toprağın içine, elleriyle çıkarıp kopardı, kirletti saçlarını.