0.25 (Son)

132 21 21
                                    

Aden'in bakış açısı

Huzurun ta kendisi Bill Kaulitz'in kollarındaydım. Kendimi huzurlu, güvende hissediyorum. Onu izliyorum, yüzündeki her bir detayı inceliyorum. O çok güzel ve mükemmel. Baktıkça içim huzur doluyor. Arabaya bindik. Ria endişeli gözlerle bana bakıyordu, Tom ise korkmuş şekilde duruyordu.

Ria: Tanrım şükürler olsun. Çok korkuttun bizi.

Tom: Nasılsın, iyi gözükmüyorsun bir birşey mi yaptı hastaneye gidebiliriz?

Aden: Birşeyim yok benim teşekkür ederim

Tom: Öhöm Bill birşey söylemen gerekti sanki.

Bill: Tekrar mı?

Tom & Ria: Tekrar derken.

Bill: Açıldım ki.

Aden: Sevgiliyiz biz.

Tom ve Ria iki ellerini tutup küçük kızlar gibi " ayayayyyyy" sesleri çıkardılar.

Bill: Hadi eve gidelim.

Tom arabayı çalıştırdı. Eve doğru gitmeye başladık. Kafam Bill'in omzundaydı. Saçlarımı okşuyordu. Bu hissi nasıl tarif ederim inanın hiç bilmiyorum. Ria müzik açtı. Bu müzik huzur vericiydi aynı Bill gibiydi. Araba yavaşladı. Camdan dışarı baktım, eve gelmiştik. Arabadan indik. Eve doğru yöneldiğimde Bill kolumu tuttu.

Bill: Bu gece benle kalsan?

Hafif gülümseyip kabul ettim. Onların evine doğru yöneldik. Elimi tuttu. Tüm hücrelerimi hissediyorum adeta. Bu nasıl bi his anlatabilsem keşke. Ne güzeldi öyle. Kapıyı açıp içeri girdik. Lavaboya gidip elimi ve yüzümü yıkadım. Sonra Bill beni odasına çağırdı.( Fesat düşünmeyin🧐) Odasına gidip yatağına oturdum. Bill dolabından birşeyler seçiyordu. Sonra dolabından seçtiği kıyafetleri bana uzattı. Giyinmem için çıktı. Verdiği kıyafetlere kokusu sinmişti. Huzurun kokusu... Kıyafetleri giydim. Bill kapıyı çaldı.

Aden: Geel.

Bill içeri girdi.

Bill: Sana kırmızı gerçekten yakışıyor.

Aden: Sana yakıştığı kadar yakışmaz.
diyerek ona yaklaştım.

O gülümsedi. Sonrs ellerinş belime doladı. Beni kendine çekti. Dudağıms küçük bi öpücük kondurdu. Sonra üstünü değiştirmek için dolabına yöneldi. Bende odadan çıktım. Çıktığım an fark ettim ki telefonum odada kalmış. Kapıyı tıklattım. Gel sesini duydum içeri girdiğimde Bill'in üstünde birşey yoktu. Onu öyle görünce fazlasıyla şaşırdım. Dövmeleri çok güzeldi. Ona çok yakışıyorlardı. Ona bakmaktan çekindim.

Aden: Uhm ben telefonum alacaktım.
dedim kafamı ve gözlerimi yerden ayırmayarak.

Bill anladı. Tuttu beni omuzlarımdan. Kalbim yerinden sanki yerinden çıkacak gibiydi. Bana baktı gülümseyerek.

Bill: Sen utandın mı? Oww yanaklara bak nasıl kızarmış.

Aden: Yoo ne alakası var.

Bill yanaklarımı sıkmaya başladı. Aslında hoşuma gitti. İstemsizce gülümsedim. Sonra bi anda sarıldı. Çok değişik hissettim. Bende ona sarıldım. Derisini hissettim. Yumuşacıktı.

Bill: Aden, seni çok seviyorum.

Aden: Bende seni çok seviyorum. Bi anda nerden çıktı.

Bill: Sadece, içimden geldi. Ne yapmak istersin? Film izleyelim mi?

Aden: İzleyelim.

Bill bilgisayarını getirdi yatağa oturduk. Battaniyeyi üstümüze aldık ve film açtık. Filmi o seçti ama seçtiği film ona bir kere daha aşık olmama neden oldu. Bohemian Rhapshody açtı. Queen'i ne kadar sevdiğimizi ikimizde biliyoruz. Filmi izlemeye başladık. Gözlerimi olabildiğince açık tutmaya çalıştım ama gözlerim istemsizce kapandı.

Dinleyicim /  Bill Kaulitz /  Tokio Hotel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin