0.24

130 19 24
                                    

Ayaklarımın dermanı kalmadı. Ayakta duracak, hem mental hemde fiziksel dermanım kalmadı. Neden bu kadar kötü olduğumu bilmiyorum. Sahile geldiğimde kumların üstüne oturup tekrar ağlamaya başladım. Çok çaresiz hissediyorum. Tanrım kurtar beni bu çağresizlikten. Lütfen kurtar bu katlanılamaz bi çağresizlik. Katlanamıyorum. Canım yanıyor. Ağlıyorum çok ağlıyorum. Nefes alacak bile dermanım kalmadı. Hızlı hızlı kısa nefesler alabiliyorum sadece. Kimse yok burda tek başımayım kendi sesimi duyuyorum. Sesim bile çağresizce çıkıyordu. Çaresizlik ,çağresizlik, çaresizlik. İnsanı ölüme sürükleyen değil insanı öldüren duygu çağresizlik. Uzun zaman sonra ilk defa iliklerime kadar hissediyorum. Her hücremde... Kimse yok kendimle konuşabilirim, bağırabilirim, haykırabilirim...

Aden: Yüce tanrım çok yanlızım. Bana yardım et lütfen. Çok acıyor burası. Çok çağresizim yüce tanrım. Bu kulunun sana ihtiyacı var. Görmek istemediği şeyleri gördü. Canı çok yanıyor tanrım. Hiç olmadığı kadar çok yanıyor.

Boğum sesim yankılanıyordu. Haykırdım denize doğru.

Aden: LÜTFEN ZAMANI GERİ ALALIM BUNLARI AKLIMDAN SİLİN AKLIMDA SİLİN LÜTFEN SİLİN BUNLARI. İSTEMİYORUM ONLARI HATIRLAMAK SİZİN OLSUN HEPSİ LÜTFEN ALIN BU DÜŞÜNCELERİ ALIN GİDİN LÜTFEN KALDIRAMIYORUM DAHA FAZLA ALIN GİDİN.

Yere çöktüm ağlamam dinmiyordu. Denizdeki sular yükselmişti. oturduğum yere kafar geldi. Üstüm ıslandı fakat gram umrumda değil. Haykırmaya bağırmaya devam ettim.

Aden: KALBİMDEKİ SEVGİYİ SİKEYİM, İÇİMDEKİ SEVGİYİ SİKEYİM. SEVEN AKLIMI YOK EDEYİM. YAŞADIĞIM DUYGULARI SİKEYİM. ALIN SİZŞN OLSUN BEN DAHA FAZLA DAYANAMIYORUM YETER.

içindeki sinir yok oldu. İçim sanki huzur buldu. Telefonum çalıyordu. Arayan Ria'ydı. Açmadım, açmak istemedim. Ağlamak istiyorum. İçimdekileri ağlayarak yok etmek istiyorum. Ağlamaya hakkım yok. Biliyorum fakat istiyorum. Burda ben ve düşüncelerimden başka beni yargılayacak kimse yok. Mental olarak çok yoruldum. Kumlara uzandım. Nefes almam zaten zordu uzanınca dahada zorlaştı fakat huzur gibi geliyordu. Huzura bıraktım kendimi. Ayaklarımı ıslatan su, parıl parıl gökyüzü gerçekten güzel bi ikili. Gözlerimi kapatıp suyu dinlemeye başladım. Yanlızlık ne huzur verici değil mi. Sadece etrafındaki sesleri dinlemek, sana karışacağını düşündüğün birinin olmaması ne huzur verici. Gözlerimi kapattım. Huzurlu hissediyorum kendimi. Telefonum hala çalıyordu. Açtım bu sefer. Ria telaşla bağırıyordu.

Ria: ADEN HANGİ CEHENNEMDESİN YANINA GELİYORUZ HEMEN SÖYLE.

Aden: Cehenneme geldim mi ben? Bende bilmiyorum hangi cehennemdeyim.
dedim boğuk ve isteksiz sesimle. Ria daha fazla bağırmaya başladı.

Ria: ADEN SESİN NİYE BÖYLE NERDESİN EVE GİTMEMİŞSİM GÖTÜRK ARAMAMIŞ SENİ NERDESİN DERHAL SÖYLE.

Aden: Gereksiz bi yer.
deyip kapattım. Neticede bulamazlar beni. Bulmalarını istemiyorum. Günlerce burda bu huzurda kalabilir miyim. Bu kadar yorulmamın tek sebebi o öpücüğü görmem değil. Yıllardır yaşanan önca şeyin birikip bugün patlaması oldu. Gücüm sıfır ne kalkacak gücüm var ne de mental kalkabilecek gücüm var. Uzun süre böyle kaldım. Nefesimi huzulu bi şekilde alıp veriyorum. Gerçekten her nefesimi verdiğimde yaşadığım tüm kötülükleri atıyor gibi hissediyorum. Kafam jole gibi. Vicudum şarhoş gibi. Gözlerimi kapattım tekrar huzuru dinledim fakat sesler geliyordu. Biri bana bağırıyordu. Koşma sesi duyuyorum. Ses yakınlaşıyor.
(Evet yaklaşık 500 kelime Aden'in çağresizliğini anlattım)

Bu bağıran sesi tanıyorum. Bill... Evet koşan ayak sesleri yanıms geldiğinde yavaşladı. Karşımda Bill'i gördüm. Onu görmemle gözyaşlarımın tekrardan akması bir oldu.

Dinleyicim /  Bill Kaulitz /  Tokio Hotel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin