Keyifli okumalar dilerim.🥰Çiçekler anıları barındırıyordu ve şu an ki anılarımı kaydeden yine çiçeklerdi.
Masanın başına toplanmıştık ve hepimiz çiçekleri tokalara yapıştırıyorduk. Çantamda yedekte bulunan tokaları onlara vermiştim ve şu anki hallerine gülmemek neredeyse imkansızdı.
Batuhan bütün ciddiyetiyle yapıştıramadığı çiçekte sorun arıyor, Gökalp iki çiçeği üst üste yapıştırmaya çalışıyor, Ceyhun ve Buray çoktan bitirmiş diğerlerini inceliyor ve Omay'da tokasını bitirmek üzereydi.
Bense onları izliyordum.
"Savcım ben hazır bitirmişken size vereyim, zaten en güzeli benimki gibi duruyor." Ceyhun'a teşekkür edip elindeki tokayı aldım ve saçlarıma taktım. Beyaz bir çiçek yaprağından yapmıştı.
"En güzeli olmadığı kesin ama bu da benim, savcım. Buyurun." Buray'ın da elinden tokayı alıp saçlarıma taktım. O pembe bir çiçeğin yaprağını kullanarak yapmıştı.
"Savcım benimki de bitti." Batuhan da mavi bir çiçek yaprağı kullanmıştı ama diğer elinde bir tane daha toka vardı. "O kime?" dediğimde güldü. "Bunu İrem'e yaptım."
Bu çocuk seviyor ya.
"Buyurun savcım." dedi Gökalp.
Otuz iki diş sırıtarak onu da alıp saçıma taktım. Umarım ilkokul çocuğuna dönmemişimdir ama döndüysem de sorun değildi çünkü bu hediyeleri almak beni gerçekten mutlu etmişti.
Omay'a döndüm, bitirmişti ama hala vermemişti. "Sen vermeyecek misin?" dediğimde elindeki tokayı bana verdi. Gerçekten güzel olmuştu.
Kırmızı çiçek yaprağının üzerine muhtemelen Ceyhun'dan arakladığı küçük beyaz çiçek yaprağı koymuştu. İçten bir gülümsemeyle ona baktım ve onu da saçıma taktım. Aynaya baksam iyi olacaktı çünkü nasıl gözüktüğümü merak ediyordum.
Telefonumun kamerasından kendime baktığımda ciddi halimden eser kalmadığını fark ettim. Aynı zamanda çok güzel görünüyordum. Hemen bir iki tane fotoğrafımı çektim.
Ama bu kadar eğlence yeterdi. Şimdi iş konuşmamız gerekiyordu çünkü aklımda bir sürü senaryo dönüyordu.
"Hepinize gerçekten teşekkür ederim ama şimdi size aklıma takılan ve sanırım mecburen oynamamız gereken oyundan bahsetmem gerekiyor."
...
"Suçlu onlardan biri Miray savcı. Kendisine yakalandığın dedektif onlardan birinin erkek arkadaşın olduğundan bahsetti. E sevgiline ve onun arkadaşlarına da toz kondurmadığına göre, doğru söylüyor."
"Hayır başsavcım, bunlardan hiçbiri değil. Ama madem siz hala onları suçlu görüyorsunuz, ben bu dosyadan ayrılıyorum. Ve emin olun suçlu onlardan biri olsaydı, onu çoktan bulurdum."
"Başsavcı muhtemelen hala sizi suçlu bulacak, e bende dosyadan ayrılmış olacağım. Cemal'in ailesiyle en yakınınız kim ise onlara gideceğiz."
"Cemal'in ailesiyle en yakın benim." dedi Omay.
Ona gülümsedim. "O zaman artık sen benim eşim olacaksın."
"Omay abi, anladık heyecanlandın da çayı niye yüzüme püskürtüyorsun?"
Ceyhun hemen oturduğu yerden doğruldu ve bana doğru döndü. "Bunu neden yapacaksınız anlamadım?"
"Ben işlerimi her zaman ilk önce gözlemleyerek yaparım. Hatta sizde de öyle olmuştu. Omay ile birlikte Cemal'in ailesine ziyarete gideceğiz ve Omay beni onlarla tanıştıracak. Sonrada benim savcı olduğumu söyleyecek. Bu kısımda eğer telaş vesaire yaparlarsa düşüncelerimde haklı çıkacağım. Ha yok normal davranırlarsa, olaya Omay girecek. Sanki onlar bir suç işlemiş gibi davranacak ve onların bir şey itiraf etmesini bekleyecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRENLER ÇALMAYA BAŞLAYINCA
Teen Fictionİtfaiye ekibi en hızlı şekilde yangını söndürmeye çalışırken, kendilerini korumayı unutmuşa benziyorlardı. Siren sesleri hala çalmaya devam ediyordu. Büyük bina hala tutuşurken, herkes evde kimsenin kalmadığına emin olmak istiyordu. Herkesi binadan...