Hande 17. dönüşünü gerçekleştirirken Zehra da 17. kere daldığı uykudan uyanıyordu. Yok olmuyordu yani uyum falan sıfırdı. ''Uyu artık uyu.'' Allah rızası için uyusaydı!
Hande gözlerini açtı. ''Uyuyamıyorum.'' Nasıl uyuyabilirdi ki. Sevgilisi yan odada tek başına mışıl mışıl uyuyordu. Mesajına buz gibi iyi geceler cevabı vermişti. Üstüne yorgunluk ve hamburger de binince olmuyordu işte.
'Yarın 10'da dersim var.'' Zehra onu boğmamak için direniyordu. Saat 4 falan olmalıydı.
''Benimki 9'da.''
''Uyu o zaman canım uyu bebeğim.'' Hadi Hande!
''Üff.'' Tatlı tatlı kelimeler geldiğine göre az sonra azar işitecekti Hande. ''Tamam sen uyu ben...'' Kalkmaya yeltendiğinde Zehra onu omzundan çekip yatağa adeta mıhladı.
''Nereye?'' Saliha ile falan yatırmayacaktı. Arkadaşıysa arkadaşlığını bilsin. Zehra onun 20 yıllık arkadaşıydı. Ayrıca... Ayrıca Ali Cabbar moduna girmeyecekti. Buna izin vermezdi.
''Odama gideceğim.'' Saliha'ya gideceğim... Mecnun bile dağları daha kolay aşmıştır diye düşündü. İki tane kapı açacaktı alt tarafı. ''Uyuyamıyorsun.''
Uyuyamasın önemli değildi o kadar da. Zehra'dan daha fazla birine yakın olmasına katlanamazdı. ''Saat 4 oldu Hande. Kızı uyandıracaksın boş ver.''
''Ya bir şey olmaz.'' Derken tekrar ayağa kalkmaya çalıştı ama yine durduruldu.
''Yat şuraya.'' Sesi bir tık yükselmişti. Niye güzellikle anlamıyordu! Sonra sinirli olan Zehra oluyordu.
''O zaman sen uyu homurdanıp durma. Senin yüzünden uyuyamıyorum.''
''Bende senin yüzünden uyuyamıyorum Hande.''
''E salda gideyim o zaman.''
Her ay en fazla 2 ayda bir birlikte yatarlardı. Hande deli gibi yattığı için bir türlü alışamamışlardı. Şimdi gidip Saliha ile bebek gibi uyuyacağını falan mı sanıyordu bu salak!
''Sana yazıklar olsun be. Gece korkunca geliyorsun o zaman sesin çıkmıyor. Git.'' Gitmeyeceğini biliyordu. ''Yat yeni en iyi arkadaşınla.'' Yeni en iyi arkadaş... Hande ağlamak istiyordu sevgilisiydi ulan sevgilisi! Sevdiceği ile yatmak istiyordu. Uyumasına gerek yoktu ki. Yanına yatıversin yeterdi. ''Saliha da Saliha...'' Zehra basmış gaza gidiyordu.
Gecenin 4'ünde ettiği muhabbet daha da yükseltti Zehra'yı. Uykusuzdu, yorgundu. Kasları şimdiden acımaya başlamıştı. Yarın sabaha yataktan nasıl kalkacağı belli değildi bir de Saliha! ''Korkunca da gelme ama.'' Şimdi asla gidemezdi.
Korkulu rüyaları sık görüyordu maalesef. Zehra bunları görmesini sevmese de yanına gelmesini seviyordu. Kapıyı bile tıklamadan bazen koşarak gelir sonra da kapıyı kapatmadığı için Zehra söylenerek yataktan kalkmak zorunda kalırdı. Komikti. Bunları düşününce gülümsedi birden.
Hande yataktan kalktığında ise şokla gülümsemesi silindi. Noluyordu ya?! Odanın kapısı yerine ebeveyn banyosuna ilerlediğinde anlık gelen felçten kurtuldu. Tekrar gülümsedi.
Hande yatağa geri geldiğinde ikisi de uyumamış bayılmışlardı artık. Sabah ilk çalan alarm 7:35'le dersi daha erken olduğu için Hande'ninki olmuştu.
''Kapaaat!'' Zehra bağırdığında Hande yatağın içinde el yordamıyla telefonunu arıyordu. ''Telefonu bulursam.''
''Kapat şunu artık kapat.'' Gözlerini açtığında Hande'nin gözlerinin hala kapalı olduğunu görünce gülümsedi. Ne kadar tatlıydı ya... Sabah sabah. Gözlerini de açmadan zırıl zırıl çalan telefonunu arıyordu. Zekaya bak!
''Handeee!''
''Üfff.'' Hande gözlerini açarken kapattı Zehra. Gözleri buğulu görüyordu. ''Daha demin uyudum ben ne çabuk...'' Zehra gözlerini açıp onun ağzını eliyle kapattı. ''Sus.''
Telefonun sesi sonunda kesilmişti. Zehra elini çekip sırtını döndüğünde yatakta en ufak bir kıpırdama olmamıştı. Dersi 9'da olan oydu. Kalkmıyordu. 5 dakika daha bekledi sabırla. Yok ya salacaktı bu sefer. Kalkmazsa kalkmasın.
5 dakika daha. Belki de 3'dü. Zehra kalksın diye sabırsızlanıyordu. Kalkmıyordu ya.
''Hande saat kaç?''
''Bilmiyorum.'' Hızlı cevap vermişti. Sesi tamamen gitmişti. Çok uykusu olduğu belliydi.
''Dersin var kalksana.''
''Uykum var. Susalım hadi lütfen.'' Az önce sus diyen kendisiydi şimdi niye konuşuyordu bu kız!
''Olmaz kalk dersin var.''
''Boş ver der...'' Kapı tıklandığında Hande'nin kapalı gözleri birden açıldı Saliha! Fal taşı gibi açılmıştı hemde aynı anda da hemen oturur pozisyona gelmişti. Ne oluyordu ya?! Kedi tepkisi gelmişti birden Hande'ye. Sivri kulakları olsa titrerdi şu anda. Hatta Zehra saçlarının altında titrediklerine yemin edebilir ispat edemezdi.
Saliha bir daha bu eve yatıya falan gelmeyecekti. Sevgilisinin yattığı odanın kapısını tıklamıştı. Ona şunu yaşatan evden bir şey beklemiyordu artık. Salık saçlarını sol tarafa attı.
''Baladın?'' Saliha'nın sesi ile Hande kaşlarını düzeltti. Saçlarını toparladı. Bir yandan da konuşuyordu. ''Gir. Kalktım güzelim.''
Noluyor yaaa! Zehra yüzünü buruşturdu. Güzelim. Derdi böyle şeyler insanlara. İçinden dilini aşağı doğru sarkıtma isteğini bastırdı. Sırtını döndü. Saliha'yı hiç göresi yoktu şimdi.
''Günaydın.'' Saliha kapıyı açtığında Hande'nin sesindeki gıcırtı da gitmiş enerjisi yerine gelmiş uyanmıştı birden.
Noluyor ya! Zehra'nın beyni sürekli alarm veriyordu.
Saliha da günaydın diye gülümseyerek cevap verdiğinde Hande onu süzdü. İlk defa yataktan kalkar kalmaz görüyordu. Bembeyazdı. Sabahın masumiyeti vardı üstünde sanki.