Saliha mı ben mi?

978 66 6
                                    

Zehra çantasını masanın üstüne koyup gözleri telefonunda olan Ebrar'ı sıçrattı. ''Çüüşşş. Noluyo...''

''O kelimeyi kullanma.''

''Sende öküz gibi çantanı....''

''Onu demiyorum diğerini diyorum.'' Çüşşle şu an hiçbir sıkıntısı yoktu. Ne oluyor ya?! İle çok büyük sıkıntısı vardı. ''Ne oluyoru mu?'' Ebrar hiçbir şey anlamıyordu.

''Söyleme şunu.''

''Neden sinirlisin?''

''Çünkü Hande.'' Belki de Baladın demesi gerekiyordu artık. Yeni adı bu olabilirdi. Baladın. Sanki İngiltere'de yaşıyordu hanımefendi soyadı ile hitap ediyordu Hande'ye. Yüksek aristokrat saygı değer insan Saliha Şahin.

Ebrar hiç ama hiç şaşırmadı. Zehra'ya birden pat diye sorası geliyordu aşık mısın sen bu kıza diye. Devam edemedi Zehra. Onun yerine asıl mevzuya geldi. ''Bir şey soracağım ama düşünmeden direkt cevap vereceksin.''

''Sor.'' Ebrar böyle şeylere bayılırdı.

''Saliha mı güzel ben mi?''

''Ha?'' Anlamamıştı.

''Saliha mı güzel ben mi düşünme.''

''Saliha kim?''

''Tanıyorsun Ebrar. Şu Hande'nin yeni arkadaşı.''

Ne yenisi... Hande ve Saliha uzun süredir dip dibeydiler. 3 ay önce Ebrar sırf boyu uzun olduğu için adam eksikliğinden Zehra'yı ikna edemeyince Hande ile voleybol oynamaya gitmek zorunda kalmıştı. Karşılığında basketbol maçına bilet aldırdığı için güzel güzel de oynamıştı. Saliha'yla o akşam tanışmışlardı. Ayrı fakültelerde oldukları için çok gördükleri de yoktu okul içinde. Arada denk gelirlerse selamlaşıyorlardı o kadar. Uzun zamandır denk geldikleri de yoktu.

''He onu diyorsun.''

''Düşünme bak düşünüyorsun.''

''Düşünmüyorum ya kızı gözümün önüne getirmeye çalıştım bir an.''

''Eee?'' Düşünüyordu bir de.

''Valla kanka bu sorunun muhatabı ben değilim gibi geliyor...'' Hande'yi darlasaydı keşke.

Hande'ye de sorardı Zehra bunu da alacağı cevaptan korkuyordu. Politik bile olmaz direkt Saliha falan derdi şimdi... Kalbini parçik pörçük ederdi. Ciğerimi deliveren aşkı görün diye ağıtlar yakası yoktu Zehra'nın. İnsan aşıkken nasıl kendini karşıdakinden koruyabilirdi ki?

Hande aşık olduğunda ondan kaçarak bulmuştu korunmayı... O kadar kaçmıştı ki sonunda gömmüştü. Kurtulmuştu aşkından. Zehra'dan sonra anlamıştı aşkın gömülebilen bir şey olduğunu. Geçmişine baktığında ergenlik diyerek geçebiliyordu.

Zehra ise tam tersi zamanla aşık olmuştu ona. Bir süre sadece arkadaş olarak görmüştü onu tanımıştı, sevmişti. Dostu gibi görmüştü. Sonra Hande olmadık bir sebepten 1 yıl boyunca konuşmamıştı onunla. Zehra onu özlemişti. Sonrasında tekrar barışmışlardı.

Aklına, tavırlarına, görünüşüne, gülüşüne, bakışına, konuşmasına her şeyine zamanla ilmek ilmek işlenmişti Hande'nin aşkı kalbine. Hande'de oluşan ilk görüşte aşk onda daha sağlam oturmuştu belki de bu yüzden. Zehra aşık olduğunu kendine itiraf ettiğinde çok geçti. Hande çoktan bitirmişti kafasında.

O da yapmamış mıydı hata? Yapmıştı hem de çok. Bunu kendine itiraf etmemek için erkeklerle çıkıp durmuştu o zamanlar. Zamanla da bu kaçış politikası haline gelmişti... Hande'den kaçıp başkasına gitmek. İlerleyen zamanlarda ise daha da sarpa sarmıştı. Hande beni sevmiyorsa başkaları sever... Ben sevilmeyecek biri değilim...

Aşktan AnlamamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin