Tsunami oldu orada geçen Kasım.

816 58 3
                                    

Zehra odasında hazırlanırken Hande kapıyı tıklamıştı. ''Gireyim mi?'' Kafasını gel demesini beklemeden sokmuştu bile içeri. 

''Gelme.'' 

''Yavrum...'' 

''Bana yavrum deme!'' 

''Zehra güzelim...''

''Güzelim de deme!''

''Güzelim vücuduna diye devam edecektim...''

Hımm ilgi çekiciydi. Tamam devam edebilirdi. Sessizce bekledi Zehra çantasına eşyalarını atarken. ''Öyle bir dövme yaptırma diyecektim. Özür dilerim bir an görünce o çirkin şeyi.'' Zehra'nın beğendiği bir şeyi kendisi beğenmediyse asla yenilmiyordu.

Zevkler, renkler falan tartışılmıyordu hani bu kural Zehra ve Hande için geçerli değildi. ''Hala devam ediyorsun.''

''Yaptırmasan olmuyor mu?'' Hadi be. Yaptırma. 

Zaten içine şüphe tohumunu atmıştı. Gelsin de yaptırsındı şimdi. Zehra onun zevkli olduğunu biliyordu ne kadar şu an incinmiş de olsa dinleyecekti. Cevap vermemesi evet anlamına geliyordu. ''İnsanların içinde bazen aşırı kırıcı oluyorsun.'' 

İnsanlar dediği arkadaşlarıydı hem de uzun süredir arkadaşlarıydı. 4 yıldır Ankara'daydılar. Hazırlık okumuşlardı bir sene. Ebrar ve Simge ilk tanıştıkları arkadaşlarıydı. Ebrar alt katlarında yaşıyordu. Simge de üst dönemdi onlara çok yardımcı olmuştu. Lise okurken üniversiteleri gezmeye geldiklerinde de Simge gezdirmişti onları. 

''Hayatım Mona Lisa'ya böyle şeyler karalasalar güzel olur mu?'' Yok arkadaş yenilmiyordu. Zehra pes etti. Hala daha hazırlanıyor olması endişelendiriyordu Hande'yi. 

''Ben Mona Lisa değilim.'' 

''Sen bir sanat eserisin.'' Sırıttı Hande. Güzel iltifattı şimdi. Zehra da gülümsedi. Yumuşamıştı. Ağzı da isteyince iyi laf yapardı. 

''Bozma şu güzelliğini.''

Zaten çoktan yaptırmama kararı almıştı. Zehra birden kıkırdadı. ''Ebrar gerçekten kurt dövmesi yaptıracaktı bu arada.'' Hande de kıkırdamaya başladığında ciddileşti. Gıcık oluyordu ya! Bu kadar kırmaya ne gerek vardı. Sonda söyleyeceği şeyleri başta söylese yaşayacakları ilişki aşırı soft olabilirdi. 

''İnşallah Saliha da şahin dövmesi yaptırır da görürsün sen.'' Zehra çantasını bırakmış kapıya giderken Hande sırıttı.  Takmıştı Saliha'ya. 

***

''Kasım ayındayız Hande!'' 

Hande iç çekti. Onunla alakalı değildi ki ne yapabilirdi? Herkes istiyordu ona da eğlence olsa yeterdi. ''Sadece 2 gece kalacağız.'' 

Yemek masası kalabalıktı. Birleştirdikleri masada Ebrar, Simge, sevgilisi Berkay, Saliha kardeşi Elif ve İlkin vardı. Asaf ve Yiğit ikilisi de diğer uçtaydılar. Voleybola gidecek ekiple diğer ekip ortak yemek yemeğe karar vermişlerdi çünkü sonrasında ortak planları vardı.

Onların kasabasının yanında dağların içinde kalan bir yerde kamp yapmayı düşünüyorlardı! Kasım ayında! Allah'ın unuttuğu yerde! Orada hiçbir şey olmazdı kışın. Çivi çakmak bile yasaktı sadece kum, deniz, kumun üstünde lav sütunlarına giden tahta yürüyüş yolu ve çim alan. 

''Arkadaşlar...'' Zehra onun anlamayacağını anlayınca diğerlerine döndü. Sorun çıkartan gibi gözükmek istemiyordu ama orayı bilen iki kişiden biri oydu ve diğeri sadece eğlenceye odaklanmıştı. ''Orası öyle düşündüğünüz gibi bir yer değil. Yazın okey kampçılar geliyor. Bir kaç mekan açık.'' Sadece 3 yer vardı. Yarım ay şeklindeki sahilin en sağında kalan 2 katlı restorandan bozma salaş köfte ekmek gibi şeylerin yapıldığı yer. Diğeri orta kısmında otoparkçılık yapan deniz eşyaları satan yer. Diğeri de onun yanında sadece tost yapan bakkal. Kışın hiçbiri açık olmazdı! 

Aşktan AnlamamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin