''Onu alma.'' Kapüşonu yoktu. Zehra yatağının başına sırtını dayamış bavul hazırlayan Hande'ye direktif veriyordu. Dolabından çıkarttığı kapüşonlu sweatshirtü geri koydu Hande. ''Bu?''
''Hayır.'' Bembeyazdı. Dünyanın parasını vermişti. Hiç üstüm başım pislenecek diye kendini germek istemiyordu zaten yeterince hasta, yeterince gergin, yeterince Hande'sizdi. Eğer Saliha'nın çektiği resti bilmiş olsa hayatta gitmezdi kampa Zehra. Diğer insanları düşündüğü için gidiyordu. Baladinosları için! Hepsini hanzeh'çi yapma gibi vardı bir hayali...
''Bu?'' Bu sefer gösterdiği asker yeşiliydi. Önünde gece manzarası vardı. ''Olur.'' Yatağın üzerine fırlattı Hande. ''Bu?''
''Hande kısa kollu o. Öldürmek mi istiyorsun?'' Zaten öldürecekti yani bir gün emindi. ''Yolda öldüremezsem garanti olsun diye zatürre olup ölsün diye mi düşünüyorsun?''
Hande gözlerini devirdi dolabın içine doğru. Hiç bitmiyordu ki dırdırı. Karavanı neden buradan kiraladın 4 saat karavanla nasıl gideceğiz? Sen kendini Max Verstappen mi sanıyorsun? Yolda başımıza bir şey gelecek... Hande cevap vermeme hakkını kullanmıştı. Bu sefer haklıydı çünkü Zehra Güneş hanımefendisi. 3 yıllık ehliyeti ile tehlikeli bir yolculuğa çıkacaklardı. Ayrıca b sınıfı ehliyeti ile karavan kullanıp kullanamayacağını da henüz bilmiyordu...
İnternette 750 kg altı için B sınıfı yeterli yazıyordu. Onların ki kaç kg'dı acaba. Neyse... Çevirme olursa hapse atılacak değillerdi ya. Zehra'nın neyse ki aklına şu an bu gelmemişti. Aklından geçeni okuyacak korkusuyla gözlerinin içine bakmayarak eline aldığı fermuarlı sweatshirtü gösterdi.
''Olur. Onun içine uzun kollu ince alsana iki tane. En solda gösterdiklerinden.'' Denileni yaparken konuştu. ''Hayatım bu kadar çok şey götürmemize gerek yok.'' Yatağın üstü fazla dolmuştu.
''Çok şey götürmüyorum zaten hayatım. Sen düzgün koymak yerine fırlatıp attığın için kalabalık gözüküyor.'' Alt tarafı pantolon ki onu ne yapacaksın orada diye onun da tartışmasını yapmışlardı. Eşofman altı. Pijama takımı, çoraplar ve az önce yatağın üzerine uçanlar vardı.
''Bere?''
Omzunu silkti Zehra. Bere takmayı sevmiyordu. Ayrıca kapüşonlu almıştı. Montu da vardı... ''Tamam ben alırım üşürsen benimkilerden takarsın.'' Artık bitsin istiyordu şu iş. Saat 1'e geliyordu. Sabah yola çıkmadan karavanı almaya gideceklerdi. Yorgundu. Saliha da tavır yapıp duruyordu. Kampa geleceğini söylemişti. Tamam Baladın demişti o kadar.
''Aa iç çamaşırlarım kaldı.'' Ve nereye gidiyordu. ''Bu yatağa attıklarını da toplayıp güzelce yerleştireceksin Hande.''
''Benimkileri de getireyim de öyle katlarım. Çamaşırlarını da kendin ayarlarsın.''
''Ya Hande her şeyi hazırladın onları da hazırlasan ne olur kaldırma beni üst çekmecedeler.''
Hande çamaşırlarına falan karışmayacaktı. İleride eşcinsel olduğunu öğrendiğinde en ufak kafasını karıştıracak yanlış bir şey düşünsün istemiyordu. Gerçi Zehra öyle bir şey yapmazdı yine de Hande detaycıydı bu konuda dikkat etmeye çalışıyordu. Yanlış düşünmesin diye dikkat ede ede bu hale gelmişlerdi. Çekim gücü kalmamıştı.
''Daha kendi şeylerimi hazırlamadım saat 1 oldu.''
''O kadar yaptın, hastayım hayatım lütfen. Zaten iki gün duracağız 2 külot 2 sütyen koysan yeter.''
''Sen koyarsın istediğini şimdi içinden dantel, ipli, tüllü gecelik bir şeyler çıkar.'' Sırıtıp şakaya vurdu Hande. ''Gece gece sinirlenmeyeyim.'' Fantezi bir şeyler hayal etmişti nedense birden... Sinirlenir miydi yoksa bir şey mi düşünürdü kendi de bilmiyordu. Kafası birden dağılıvermişti. Hayret bir şey! O potaya girmemek en iyisiydi.