Dün Hande'yi görünce yine eskisi gibi oluverdin

938 89 33
                                    

Atış serbest değil...

***

Zehra koridora çıktığında burnuna kahvaltının kokusu geliyordu. Baladın belediyesi çalışıyordu. Dün geceyi eve geldikten sonra vukuatsız atlatmışlardı. Böcek falan yoktu ortalarda Hande 1 saate yakın duşta dururken o da yemek hazırlamış, olaysız dağılıp yataklarına geçip uyumuşlardı sonrasında.

Simge olmadığı için Hande'nin karşısındaki sandalyeye oturdu. Yan yana oturmak saçma gelmişti. Hande'nin konuyu açmasını bekliyordu ama tık yoktu. Tam 11 gün olmuştu birbirlerine aşık olduklarını öğreneli.

Zehra telefonuna döndü. Konuyu asla açmayacaktı. Bu sefer mantıklı davranacaktı. Duygularına yenik düşmeyecekti.

''Bugün ne yapacaksın?'' Hande onun gözlerini aradı ama o gözler telefonun ekranına bakıyordu. Konuşmaya nasıl başlayacağını bilmiyordu. Benimle akşam randevuya çıkar mısın? Bir date yapalım mı? Yok bu çok alaysı olurdu. Zehra biz şimdi neyiz? Bir şeyler olalım mı? Bir türlü karar veremiyordu. İnsan 20 yıldır birlikte olduğu birine sevgili olmayı nasıl teklif ederdi ki.

''İşlerim var.''

İşlerim var... Genelde ne yapacağını söylerdi. Ve o konuşurken yüzüne bakardı. Hande başını sallayıp mırıldandı. ''Tamam.'' Belli ki Zehra konuşmak istemiyordu. Ne işlerin var? Soracaktı ya... Bu kadarına hakkı vardı. ''Ne işlerin var?''

Zehra ona çevirdi bakışlarını. Şimdi ne diyecekti epilasyon randevum var mı? Daha önce bunu söylüyordu rahat rahat. Bu ilişki durumu karmaşık olayı onlara yaramamıştı. Yaklaştıkça bazı konularda mesafeler giriyordu araya. Sevgili olsalar olmazdı bu mesafe. Sevgili olsalardı ya... Hande artık bir şeyler yapsaydı keşke... Kavuşsalardı bir kış günü öpseydi dudağından...

Hande ile öpüşme fikri... Zehra bakışlarını onun dudaklarına kaydırdı. Sonra tekrar gözlerine döndü. Güzel bir fikirdi. ''Güzellik salonuna gideceğim.''

''İhtiyacın varmış gibi...'' Hande gülümsediğinde Zehra da gülümsedi. ''Bakıyorum da biliyorsun bu işleri aşk kadın Hande Baladın.'' Bir de aşktan ne anlarsın diyordu Zehra ona. Öyle güzel yürüyüp, çapkın çapkın bakışlar atıyordu ki zamanını bulduğunda, gayet iyiydi bu konuda. Arizona kertenkelesi... Niyeyse bir sinirlenmişti yine. Kim bilir kaç kıza söyledin bu sözleri diye tam bir Türk filmi repliği atası vardı.

''Hangi işleri?'' Gamzelenmişti, sonunda bandajını da çıkartmıştı. Kesiğinin bile kabuğu yüzülmeye yüz tutmuşken niye onların içindeki yaraları iyileştirmeye çalışmıyordu Hande. Ciddi konuşmak istiyordu Zehra. Böyle geçiştirilmek değil.

''Anladın hangi işleri olduğunu.'' Cansu Çetin kimdi mesela? Güzel olan. Zehra niye herkesi kıskanmaya başlamıştı mesela. Ebrar haklı mıydı? Toksik bir ilişkiye doğru yelken mi açıyorlardı? Bir sürü cevapsız soru vardı.

Hande hiçbir şey demedi.

20 yıl daha seni bekleyecek değilim Hande?! Zehra böyle söylememek için ağzına patates kızartması attı bir kaç çatal peş peşe attı hem de. Susması gerekiyordu.

''Ne yaptıracaksın salonda?''

''Randevum var.''

''Ne randevusu.'' Kahkül yaptıracak endişesi çık içinden Hande'nin....

''Epilasyon.''

Lazım olacak deyiverse Zehra ona yanındaki bıçağı kaç saniyede saplardı? Çatalı mı bıçağı mı ilk saplardı. Hangisi daha fazla can yakardı? Yine de düşündüğü şeyle sırıtmasına engel olamadı. ''Niye gülüyorsun?''

Aşktan AnlamamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin