Son serbest atış....
***
Bir süre oluşan sessizlikten sonra Zehra omzundan kaldırdı başını. ''Hadi yatalım artık.''
Hande gülümsedi. ''Hemen mi?''
''Ay Hande...'' Görende bir şey yapabiliyor sanacaktı. Günlerdir iki kelime edememişti yatmaktan bahsediyordu. Hala parmakları birbirine geçmiş halde ayağa kalktıklarında Zehra ellerine baktı. Daha elini bile tam tutamıyordu. Tüm parmaklarını birbirine geçirdi. ''Bir şeyi de tam yapalım bari.''
Hande ellerini ortada bir iki kere salladıktan sonra gözleri Zehra'nın dudaklarına gitti. ''Bir şeyi tam yapalım o zaman.'' Aralarındaki mesafeyi kapatıp aralarındaki 7 santimi de parmak uçlarında yükselerek kapattıktan sonra dudaklarını dudaklarına dokundurdu ilk sonra da öpmeye başladı.
Şok! Öpüşmeleri gerektiği bir an olmasını bildiği halde 30 gün sonra falan öpüşeceklerini düşünen Zehra için şok olmuştu bu. Ona karşılık verdiğinde Hande'nin boştaki eli ensesinden boynuna kaydı ve dili diline değdiğinde Zehra'nın gözleri açıldı. İçinde bir şey alev almıştı. Hande de açmıştı gözlerini. Dudaklarını Zehra'nınkilerden çekerken alt dudağından kopmak zor olmuştu ufacık bir ısırık bırakıp çekebilmişti.
Yangın vardı...
''Hemen bence....'' Hande fısıldamıştı. Zehra onayladı. ''Hı hı hemen...''
Zehra'nın odası daha yakındı. Hande onu hızla odaya doğru çekerken kıkırdıyordu. ''Sen nasıl dayandın bu kadar... Na...'' Dudakları tekrar buluşmuştu. ''Hande...''
''Hı.'' Alnını alnına koydu Zehra. ''Çok sıcaksın...''
''Alev alıyorum çünkü Zehra Baladın.'' Çok fazla ciddiydi. Ve çok fazla saldırgan. Zehra tekrar güldü. ''Canımı yakarsan konuşmam...'' Korkuyordu aslında... Hatta şöyle onun tişörtünü tutmuş yukarı çıkartmaya çalışan Hande'nin yüzünü tutup o mu değil mi diye bakmak istedi birden. Yaptı da bunu. Gözleri alev almış gibiydi. Zehra'nın tuttuğu eli bile yanmıştı sanki.
''Çok sıcaksın...''
''Su içeyim bir...'' Hande yanıyordu.
''İç bir...'' Camın önündeki küçük masanın üzerindeydi sürahi. Komidinin üzerindeki bardak boştu. Hande'nin elleri titriyordu. Bardağı aldığında. Zehra bayılacak gibi hissetti kendini. Aşırı yükselmişti. Tansiyonu da yükselmişti galiba... Hemen...
Hande sürahiden suyu doldurduğunda masaya geri bırakırken boşluğa bıraktığında Zehra güldü. Gürültü ile kırılan sürahinin Ebrar'ı yatağından sıçrattığından haberleri yoktu ikisinin de. Hande suyu içerken ağzının kenarlarından üstüne dökmüştü. Bir su içmek kaç saniye sürerdi! 3 gün olamazdı değil mi! Niye bu kadar ağır çekimde oluyordu!
Zehra yatağa oturmuş ona bakıyordu. ''Dikkat et cam parçasına basma...''
Bassa bile umurunda değildi. Şu an Hande'yi vursalar, ok fırlatsalar, zehir içirseler yine de bir şey olmazdı ona. Aralarındaki mesafeyi kapattı. Zehra'nın önüne geçtiğinde dudaklarına tekrar yönelmişti. Birden durdu.
''Işığı yakacağım.''
''Böyle daha iyi değil mi...'' Yutkundu Zehra. Ter basmıştı birden. Utanıyordu şu an... Hande'den de utanacağı aklına gelmezdi. Bunu yapacakları da aklına gelmezdi ya... Şu an gerçekten yaşanıyor muydu?
''Görmek istiyorum.'' Hande ondan tekrar izin almadan ışığı yaktı.
''Canımı yakarsan...'' Yakacak gibi duruyordu çünkü. Hande'den korkacağı da hiç aklına gelmezdi. Ne olmuştu içinden bir şey çıkmıştı birden. Hande gülümsediğinde gamzeleri çıktı. Aman yakarsa yaksındı. Ne olacaksa olsundu. Zehra ona aşıktı. Sadece öpsün istiyordu bir an önce. Dudaklarını özlemişti şimdiden Hande'nin.