Yorum atın da biraz eğlenelim
***
Zehra okuldan 3'de çıkmıştı. Hande'ye mesaj atıp dersinin erken bittiğini eve geçtiğini söylemişti. Tüm vücudu kırılıyordu, boğazları acıyordu. Köpeği sürekli tuvaleti için dışarı çıkartıp dururken hasta olmuştu kesin.
Hande anlayınca olay çıkacaktı. Ama olay çıkmadan önce bir önceki gün yaptığı bamya yüzünden kendini affettirecekti. Markete uğrayıp gereken malzemeleri aldıktan sonra onun sevdiği yemekleri hazırlamak için mutfağa geçmişti. Tam 2 saattir uğraşıyordu.
Bildiği tüm tuşlara basmıştı. Tatlıyı bile kendi elleriyle yapmıştı. Kendini duşa atıp çıktıktan sonra sürekli titreyip duran telefonuna baktı. İlk hapşırık da o zaman geldi. Geçmiş olsun Zehra. Yüzünü buruşturup zorla yutkundu. Kulaklarına kadar çınlamıştı. Burnunu çekip Buğra'dan gelen mesajları atladı.
İyi ki bir köpeğine bakmıştı hemen gaza gelmişti. Yağdırıyordu aşk mesajlarını. Okumamıştı bile hızla geçti.
Zehra: Engelleyeceğim bir mesaj daha atarsan cevap bile verirsen engelleyeceğim
Gruptan gelen mesajlara da aldırış etmedi. Kamp diye bir grup kurmuştu Baladinoslar. Maşallah hiç de susmamışlardı. 207 mesaj neydi ya. Aynı okulda hiç mi denk gelmiyordu da bunlar günlük konuşmalarını yüz yüze yapmıyorlardı. Saliha olmasaydı aralarında iyi insanlardı aslında. Saliha da Hande ile yakın olmasa iyiydi aslında... Çık işin içinden.
Hayatım: Eve geliyorum bir şey istiyor musun?
Hande tek bir mesaj atmıştı. Zehra gülümsedi. Bir an hayal etti sevgili olsalar o böyle eve gelirken bir şey istiyor musun diye sorsa. Zehra ona sevdiği yemekleri yapsa... Hayal ettiği tek şey sevgili olmalarıydı. Gerisi zaten şu anda oluyordu.
25 dakika önce atmıştı mesajı yani gelmek üzereydi. Mesajına cevap atmayınca aramıştı belli ki Hande 2 cevapsız arama vardı.
Zehra: İstemiyorum
Daha o mesajı göndermeden kapı çalmıştı. Yine çalıyordu. 3 yıldır bir anahtar kullanmayı öğretememişti. Sadece eve birlikte girdiklerinde kullanıyordu Hande anahtarını.
Kapıyı hastalıktan geriye kalan tüm neşesi ile açtığında gülümsemesi anlık bir bozuntuya uğradı. Hande, Saliha, İlkin, Elif, Ebrar karşısında duruyordu. En kısaları Saliha olduğu için en önde o duruyordu bir de boy sırasına geçmişlerdi sanki. Daltonlar! Zehra gülümsemesini genişletti.
Bu geceyi böyle hayal etmemişti. Tamam mum ışıkları falan da hayal etmemişti. Hanzeh moment hayal etmişti.
''Hoşgeldiniz.''
Kızlar içeri girdiğinde Hande en sona kalmıştı. ''Aradım açmadın. Haber verecektim. Akşama birlikte dışarıda yemek yiyelim dediler.'' Gruptaki o konuşmalar bu yüzdendi demek ki. Zehra cevap vermeden konuşmaya devam etti Hande. ''Sen hasta mısın?'' Gözlerinden belliydi.
''İyiyim ben.'' Sinirden gözleri dolmuştu sadece. Hande ona aldırış etmeden alnına doğru elinin tersini koyduğunda Zehra itti. ''İyiyim diyorum ya Hande.'' Sonra da gergin olan Zehra oluyordu. Bu haliyle tam 2 saat boyunca yemek hazırlamıştı. Tüm kemikleri ağrıyordu, boğazları cayır cayır yanıyordu!
''Ateşin var mı diye bakacaktım.'' Hande onu anlamıyordu. O kadar mesaj atılmıştı cevap vermeyen kendisiydi. Aramıştı daha ne yapabilirdi. Biliyordu emrivakilerden hoşlanmadığını ama yarın da kampa gidilecekti yani akşam oturulup bunun için plan yapılacaktı ne yapabilirdi ki?