45+12- Sen neredesin kendi hayatında?

235 34 27
                                    

600 okunma olduk, teşekkür ederim♡♡

Sabah tüm hazırlığımı akşamdan yaptığım için şükürler ederek saat onda uyanmıştım. Dün benim için yorucu bir gün olmuştu anlaşılan. Bugünün de pek güzel gitmeyeceğini elbette ki bilmiyordum.

Evden çıkıp havaalanına gidene kadar bilmiyordum. Kenan'ın benimle aynı uçağa bilet aldığını hiç bilmiyordum.

Havaalanının girişinde onunla karşılaşınca yanıma yaklaştı ve bana dokunmadan bir şey demek istercesine bana baktı.

"Naber?"

"O kadar şeyi yaptıktan sonra yüzsüzce buraya gelip naber demek bile çok komik." yalandan sinirle gülümsedim ve yoluma hızla devam ettim.

Kolumu tutup beni kendine çevirecekken bir tane yumruğu ona geçirdim ancak bu elbette onun için pek etkili olmadı. Ona rağmen dudağını patlamıştım.

"Gerizekalı! Bırak beni." kolumu ondan çektiğimde yanımıza hızla birinin geldiğini gördüm. Kim olabilir diye düşünecek kadar vaktim olmadan önümde beliren kişi ile ağzım açık kaldı.

"Aşkın?"

"Sen daha ne dolaşıyorsun istenmediğin yerde lan!" Aşkın Kenan ile kavga etmeye başlayınca onu durdurmak istedim. Kenan onunla kavga etmeye çalışsa da Aşkın daha baskın çıkmıştı ki güvenlik görevlileri kavgayı ayırmaya geldi.

"Aşkın dursana!" hem sesli hem de sessiz bir seslenmeydi bu. Rezil olmuştuk çoktan.

"Bir daha elini sür bakalım bu kıza, gör dünya kaç bucak!" neredeyse Kenan'ı parçalayacak duruma gelmişken aralarına girdim.

"Aşkın tamam." benim dememle duraksadı ama hâlâ gözü Kenan'a kayıyordu.

"Git buradan, mümkünse olabilecek en uzak yere git." Kenan'a ondan nefret ettiğimi anlatan bakışlar içinde bunu söylediğimde bana acır gibi baktı.

"Eskiden olsa beni savunur-"

"Eskiden! Eskiden olsa ama şu anın eskiyle alakası yok!"

"Bu futbola benzemez Aşkın, sahada başına gelmeyecekler sokakta gelebilir unutma!" Kenan tehditler savururken Aşkın'a engel olmadım, engel olunması gereken kişi o değildi çünkü. Kenan'a yaklaşıp onu gitmesi için ittim.

"Ha şunu bileydin. Umarım bir daha karşıma çıkarsın ama bu sefer seni elimden kurtaracak kimse olmaz!"

"Kesin şunu! Kenan sen de siktir ol git! Yeter ya bitti gitti ben seninle mi uğraşacağım." artık ben adeta isyan ederken polisler gelmişti. Başıma kalmadık bir bu kalmıştı zaten.

"Merkeze kadar gelebilir misiniz?"

"Tamamdır." polisin sorusuyla itiraz etmeden kabul ettim çünkü zaten uçağı kaçırmıştım. Yolda gerekli kişileri arayıp işi ertelememiz gerektiği konusunda konuştum.

Arabayla karakola giderken Kenan nerede, Aşkın nerede bunun farkında değildim. Açıkçası bu kimsenin uğraşmak isteyeceği dert değildi. Aşkın'ın bir ara bana hayal kırıklığı ile baktığını gördüm. Bu neyin hayal kırıklığıydı? Bana güvenmemenin mi?

Karakola vardığımda ifadelerimizi aldılar ve kimse şikayetçi olmadığından Aşkın ile karakoldan çıktık.

"Ben bu adamdan çok bıktım. Çok tehlikeli sularda yüzüyor." hala sinirliydi.

"Ne yapacaksın? Zaten yeterince basına malzeme verdiğimiz yetmemiş, itibarını zedelememişsin gibi bir de onu öldürüp ikimizin de geleceğini mi söndüreceksin? Aşkın bak yeter artık, ben daha fazla agresiflik kaldıramayacağım!" Aşkın bana baktığında kalbim kırıldı. Çok saf bakıyordu.

Aşk SahasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin