45+16- Senin suçun değildi

174 21 8
                                    

İyi okumalar♡♡

Sabahın erken saatlerinde kahve içmekten titreyen ellerimi dindirmeye çalışırken doktor uyandığını söyledi sevgilim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabahın erken saatlerinde kahve içmekten titreyen ellerimi dindirmeye çalışırken doktor uyandığını söyledi sevgilim. O kadar mutlu bir mutsuzluktu ki bu ne yaşadığımı şaşırdım.

"Aşkın uyandı." Serra abla yanıma gelip haber verdiğinde heyecandan ellerim titredi.

"Yanına girebilecek miyim?" istem dışı hıçkırıyordum.

"Evet. Birazcık hastanede kalması gerekiyor, istersen sen kal yoksa Çağın kalacak. Bugün, gün içinde çıkacak zaten."

"Ben kalırım ama bu kadar yıpranmış görünüp onun moralini bozmak istemiyorum, makyaj malzemen var mı?" heyecandan ellerim soğurken Serra abla ellerimi tutup bana gülümsedi.

"Tamam, sakin ol hallederiz şimdi."

Elimden tutup beni lavaboya götürdüğünde ben ağlamaklı halimi durdurmaya çalışıyordum.

"Şimdi ağlamanın sırası değil, kendimizi tutmalıyız ki Aşkın'ın da moralini bozmayalım. Sil bakalım gözlerini."

"Biraz yorgun duruyorsun, Aşkın'ın odasında dinlenirsin. Artık o da iyi, ikiniz de iyi olacaksınız."

"Umarım. Çok iyi olabileceğimizi düşünmüyorum ama en azından yeteri kadar iyi olmalıyız."

Her şey kafamın içinden hızlıca geçerken onaylar şekilde başımı sallayıp gözümden dökülen yaşları zoraki tuttum. Bir dakika sürmeden Aşkın'ın yanına gidecektim çünkü.

Hazırlandıktan sonra gülmeye çalışarak asık suratımı gizlemeye çalıştım. Odaya girmek için tüm koridoru yürüyüp olmaktan korktuğum yere geldim ve kapının soğuk kulpunu elimle kavradım.

Kapıyı yavaşça açtığımda içeriden bana halsiz gözlerle bakan Aşkın'ı gördüm. Gözlerinin içine bakamadığımdan göz temasını kesip kapıyı örttüm. Donuk hareketlerle yanındaki sandalyeye otururken elimdeki bileklikle oynuyordum.

"Küs müyüz?" ağzından zoraki çıkan cümleyle sesinin değiştiğini ve nefesinin tıkandığını fark ettim. Henüz iyileşememişti.

"D-değiliz. Sadece-" konuşamıyordum. Boğazım düğüm düğüm olmuştu ve en ufak cümlede kalbime bir yumru oturuyordu.

"Senin yüzünden değil." senin suçun değil diyordu suratındaki o ifade. Ama içsel olarak benim suçum diyordum inatla.

"Ama yanından gitmemeliydim." gözümden yaş akıyordu, gizlemeye çalışıyordum. O anladı, elini yavaşça kaldırıp sildi gözümü.

"O gece senden nefret ettim. Çalıştım bunun için çünkü senin yüzünden elim gitmedi ilaçlara. Nefret edemedim. Sadece biraz alkolün damarlarıma girmesiyle o bilinçsizliğe ulaşabildim."

"Tamam. Şimdi hepsi geçti. Her şeyi halledeceğiz Aşkın." umarım. Umarım her şey iyileşirdi.

"Can verdiğimi sanarken tek düşündüğüm bunu sana nasıl yapabildiğim oldu. Özür dilerim. Canını acıttım."

Aşk SahasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin