-Bölüm 8- ''Mason''

147 14 0
                                    

Şubat ayında küçük kırmızı bir kamyonetin bana çarptığı yağmurlu ve karanlık bir gündü. 15 Şubat. İlk önce kafamı kamyonete vurduğum sonra da 15 metre uçtuğum söylendi.

O günü hiç hatırlamıyorum.

4 hafta boyunca komadaydım. Bedensel hasarı olan ve daha ciddi hastalıkları olan çocuklarla aynı yere yerleştirilmiştim. Oda arkadaşım Mason adında biriydi. Soyadını hiçbir zaman öğrenemedim. Ne zaman uykuya dalsam,Mason ziyaretçilerimden benim hakkımda bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu.En sevdigim renk,hangi müzikten hoşlandığım falan filan.

Bugün uyandığımda aklımı ailem ve aşk hayatımın ıslak düşleriyle ıslatıyordum.Kafamı döndürdüğümde Mason bana yamuk bir sırıtış attı ve okuduğu kitaba geri döndü.

Sonunda zihnimde ki tartışmalardan kurtulup adını sordum.Ürkek ve titrek bir  sesi vardı.Gün boyunca birbirimizle 20 kelime anca konuşabiliyorduk.Fakat bu bile yakınlaşmamızı sağlıyordu.

Ve doktorum geldi.Konuşmamızı tam yerinde harika bir şekilde böldü.Bana sakatlıklarımın nasıl tedavi edileceğinden bahsetti.Beynimde çok fazla sorun olmadığını fakat bacaklarımın kırıldığını söyledi.Ahh ne kadar da huzurlu bir düşüş.

Tekrar yürüyebilme şansımın %60 olduğunu söylediler.

Bazen Masonla çok yakın olurduk.Hemşireler gülerek anlatırdı bizi.Televizyon izlerken opera dinleyen yaşlı çiftlere benzetirlerdi.Mason yüzünün kızardığını görülmesin diye kafasını göğsüne eğerdi.

İkimizin de iyi ve kötü günleri oldu.Tedavi için zor günlerdi.Onun inleyişi hala kulaklarımda.Unutmayacağım.Bunca zaman sonra cesaretimi toplayıp milyon dolarlık soruyu sormuştum.

Hodgkin hastalığı vardı. İkimizin de o gece uyuduğunu sanmıyorum.

Bacaklarımın parantez yayları arasında geçiş yapılırken,Mason'un kemoterapisi başlamıştı.Zordu.Ne zaman sinirli olacağımızı bilmiyorduk.O beni teselli ediyordu ben onu.Genelde ''ı love you lucy'' derdi.

Hafta boyunca kemoterapi şey kötüye gitmeye başladı. Kahverengi kıvırcık saçlarından neredeyse hiç bir şey kalmamış , ince gözlerinin altından ki şişlik hiç bir zaman gitmedi.Derisi aynı kar gibi soluktu. 

Benim ise bacaklarım güçlenmişti.Taburcu olduktan sonra artık daha ileriye bakmanın zamanının geldiğini düşünmüştüm.

Saçlarını tıraş etmeye karar verdiğimiz gün dayanamadığım gündü. Her şeyi yapacağımı söyledim; kan, kemik iliği, onu daha hızlı iyileştirmek için her şey ama o beni anında susturdu.Gözyaşlarımı sildi ve yüzünde kocaman bir gülümseme belirtti.

60%. Mason'ın şeytanları yenmesi için %60 şansı vardı. Benimkiyle aynı.

Mayıs 12, 104 no'lu odaya taşınmıştım. Topallayarak,büyük olasılıkla hayatımın geri kalanı için odaya yürüdüm.Her gün Mason'ı ziyaret ediyorum. Her zaman birlikte fotoğraf çekilmek için onu yalnız bırakmazdım.İlk ayda ve şimdi ki çekindiğimiz fotoğraflara baktığımda hayal kırıklığına uğruyordum.İçim acıyordu.

17 Ağustos,onu ilk kez kaybettim.Gece ateşi çok yükselmişti ve kalbi 4.50 dakika durmuştu.Hayatımın en kötü dakikasıydı.Dışarıda hemşirelerin onu kurtarmak için çabalamasını iğrenç rahatsız plastik sandalyede otururken izledim.

Yanına gittiğimde elimi sıktı.Dayanamadım,ağlamaya başladım.Eve gitmemi ve duş almamı söyledi.

Onu bir daha asla yalnız bırakmayacağımı söyledim.

Tahminimce olasılıklar Mason'ın favorisi değildi.Şükran günü gelmişti ve Mason tamamen iskelet haline bürünmüştü fakat umurumda değildi.

Bana o gece,zamanı dolduğunda beni diğer tarafta bekleyeceğini söyledi.Ona gitmemesi,pes etmemesi için yalvarmıştım.Ama gülerek başını salladı sırtımda ovaller çizmeye başladı.Yılbaşını göremeyeceğini söylüyordu.

Bu iki ay önceydi.

Artık onu tonlarca makineye bağlı olarak görmek istemiyordum.Bir yaz gecesinde onu kaçırmaya karar vermiştim.Onu bohçalayıp annemin arabasına koydum ve eve götürdüm.Mason ve ben,her gece? Bu harika bir şeydi.Her gün gazetelerde,haberlerde olmam ya da polislerin beni arıyor olması umurumda değildi.

Umurumda olan tek şey Mason ile sonsuza dek mutlu olmaktı.

(Video ile birlikte 6:02'den itibaren aşağıyı okuyun..)

Eti kurtlarla kaynıyor olsa bile,cildinden her geçen gün daha fazla ölü ceset kokusu gelse bile,dudakları hala sıcak ve nemliydi.Her gün uyumadan önce kulağıma küçük sırlar fısıldardı.Kimse,polis olsun,doktor olsun.Kimse bizi ayıramayacaktı.Onlar geldiğinde ben de hazır olacaktım.

Hastaneden ayrılırken bulabildiğim en keskin neşteri her zaman yanımda tutuyordum.

Fakat o zamana kadar tek amacım Mason'un güçlü kollarının uzantılarında uzanıp bütün gece onunla konuşmak olacaktı.

Onunla sonsuza kadar birlikte olacağız.

----------------------------------------------------------------------------

Çeviriler şahsıma aittir.İzin alınmadan yayınlanması durumunda yasal işlem uygulanacaktır.

''Hikaye sahibi: Melissaurus  https://www.reddit.com/r/nosleep/comments/s6b9k/mason/


Cry Okuyor - En iyi CreepyPasta HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin