13. Bölüm

232 49 29
                                    

İlk Yayınlanma Tarihi: 04.09.23
Yeniden Yayınlanma Tarihi: 02.02.24

Hoş geldiniz. Küçük yıldıza dokunup okumaya geçebilirsiniz. İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Gözümü açtığımda gördüğüm mesajlar ile kafam karışmıştı. Umut, benim onu öptüğümden bahsediyordu. Ne zaman olduğunu bilmiyordum ama kendimi zorlasam hatırlar mıydım emin değildim.

Hayatımda içkinin pek fazla yeri yoktu. Abim öldüğünde zihnimin seslerine dayanamayıp birkaç kez kaçamak yapmıştım. Bu kaçamaklar kafamın içindekileri susturur sanmıştım. İşe yaramamıştı, ben de devam etmemiştim. Bu kaçamaklardan birinde Umut ile görüşmüş olmalıydım.

Umut ile görüşmüş olmam için onunla önceden tanışıyor olmam lazımdı. Eğer sarhoşken onun yanına gitmişsem onu tanıyor olmam lazımdı. Ben ise karşımdaki dört seçenekten sadece birini tanıyordum.

Sarhoşken evime gelse kapımı açacağım tek bir kişiyi tanıyordum.

Sarhoşken kapısını çalabileceğim tek bir kişiyi tanıyordum.

Umut, aslında Çağan olabilir miydi?

Çağan, eğer anonimse neden ilk mesajlarda kendisine hakaret etmişti?

O zamanlar telefon Umut'ta değildi ama yine de Çağan'a hakaret etmesi mantıklı mıydı?

Ben anonimi yanlış yerlerde mi arıyordum?

Beni görecek, hatta evimin içini görebilecek bir yerde oturuyordu. Geçmişte onu öpmüştüm. Abimin ölümünden haberi vardı. Ayrıntıları biliyor muydu? Yanımda olduğunda kalbinin sesini duymadığımdan şikayet etmişti ama bunu Umut mu yazmıştı, yoksa o kişi mi?

Daha da ilginç olan soru, o kişi kimdi? Neden bana Umut yerine yazmıştı ve beni korkutmayı amaçlamıştı?

Anonim gece benim başka birini sevdiğim için benden uzak durması gerektiğini yazmıştı ama benim tanıdığım tek kişinin Çağan olduğunu biliyordu. Ondan hoşlandığımı anlamamış mıydı?

Ellerimi saçlarımdan geçirip derin ve sesli bir nefes aldım. İşin içinden çıkamıyordum. Ne yapmam gerekiyordu?

Kafamı dağıtmam lazımdı. Bir süre düşünmeyi bırakmalıydım. Üzerine düştükçe her şey çok daha karmaşık bir hâl alıyordu. Akşam o partiye gideceksem bu düşüncelerle gitmemeliydim. Gözüm açık olmalıydı ve Umut'u gördüğüm anda anlamalıydım.

Gözüm aynadaki saçlarıma değdiğinde kafamı dağıtacağım yolu bulmuştum. Her zaman yaptığımı yapıp kafamın içindekilerden kurtulacaktım. İnternetten almam gerekenleri sipariş verip onları beklemeye başladım.

Saçlarımı boyayıp, kesecektim. Belime kadar olan saçlarımı omuzumda kesecektim. Çok fazla çıkmaza girdiğimi hissettiğimde bunu yapardım. Bu yüzden sıklıkla saç rengimi değişiyordum. Zil  çaldığında gerekli işlemleri yapıp saç boyasını aldım ve banyoya geçtim. Ellerim saçlarıma değdiğinde hiçbir duygu hissedemiyordum. Saçlarımı tarayıp elime makası aldım ve saçlarımı kestim. Bu beni rahatlatmıştı.

Yüzümde gülümseme oluştuğunda boyamaya başladım. Elim bu işleme çok alışkındı. Kuaföre gidip kendimi anlatmaya çalışmaktansa kendi kendime yapmak çok daha iyidi. Hem de bunu yapmak gerçekten rahatlamamı sağlıyordu.

Belki sesim olsa çığlık atıp kafamdakilerden kurtulabilirdim, rahatlayabilirdim ama sesim olmadığı için acısını saçlarımdan çıkarıyordum. Bundan oldukça memnundum. Hayatımda yapmaya korktuğum değişiklikleri saçlarımda yapıyordum.

Nihayet boyamam bittiğinde yarım saatlik süreyi ayarlayıp bu sefer de tuvalimin başına geçtim. Düşünecek vaktim kalmayana kadar meşgul olmalıydım. Zaten bu akşam yeterince düşünecektim. O yüzden şimdi sadece rahatlamalıydım. Fırçam tuvalin üzerinde hareket ettikçe zamanın nasıl geçtiğini fark edememiştim. Yarım saat hızlıca geçmişti. Yerimden kalkıp banyoya adımladığımda telefonumdan üst üste bildirim sesleri yükseldi.

Umut mu yazmıştı?

Şu anda saçımı yıkamam gerekiyordu. Saçlarımı yıkadıktan sonra mesaja bakmalıydım. Eğer Umut'sa onunla konuşmam kısa sürmeyecekti. Sormam gerekenler ve onun da bana vermesi gereken cevaplar vardı. Başka birisi ise zaten çok da önemli değildi.

Hızla banyoya girip kısa bir duşun ardından çıktım ve saçlarımı kuruttum. Aynada gördüğüm mor renk bana kendimi rahatlamış hissettiriyordu. Boyunu fark etmeden çok kısa kesmiştim. Omuzumda planladığım saçlarım çenemin biraz altında son buluyordu ama bu hali daha çok hoşuma gitmişti.

Her saçımla farklı bir kişiliğe bürünüp yeni bir hayat şansı veriyordum. Bugün o partide her şey değişecekti ve ben yeni hayatımda bu saçma şeylerle uğraşmayacaktım.

Aklıma telefonum geldiğinde mesajlara bakmak için hızla oturma odasına döndüm. Mesajlar kayıtlı olmayan bir numaradandı.

Mesaj atan kişi bugün başlayacağım hayatı asla sevmeyeceğimin sinyallerini veriyordu.

Mor bana asla iyi gelmemişti.

Saçlarımı köklerinden kesip kurtulmak istiyordum.

Kendimden kurtulmak istiyordum.

-----Bölüm Sonu-----

Çok durağan bir bölüm oldu farkındayım ama bu bir geçiş bölümü. Bu bölümden sonra birçok sorumuz cevaplanacak.

Sizce mesaj atan kişi kim?

Lale, neden bu kadar kötü hissetti?

Ne yazmış olabilir?

Söylenmeyen Notalar / Yarı Texting #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin