İlk Yayınlanma Tarihi: 04.10.23
Yeniden Yayınlanma Tarihi: 11.02.24Hoş geldiniz. Küçük yıldıza dokunup okumaya geçebilirsiniz. İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.
Lale'ye geçmişte yaşadığımız o günü anlatırken her anında daha da kızarmaya başlamıştı. O günü hatırladığında utanıp, benden uzaklaşacağından emindim ama şu anda ona olan duygularımı bildiği için ondan bütün bunları saklamam haksızlık olurdu. O gün ben ilk kez birini öpmüştüm ve bundan bir saniye dahi pişman olmamıştım çünkü en başından beri böyle şeyleri sevdiğim birisi ile yaşamak istiyordum.
Bugüne kadar da sevdiğim tek bir kişi olmuştu.
"Nasıl yani? Sen bana o gün beni sevdiğini mi söyledin? Ben bunu hatırlamıyorum." Öpüşmemize değil de buna takılmış olması garipti.
"Evet, o gün gözlerine baka baka seni sevdiğimi söyledim. Ve özür dilerim Lale. O gün kendimi tutmam gerekirdi. Sen sarhoştun ve beni, sen öpmüş olsan bile geri çekilmem gerekirdi. Sen geri çekildiğinde de geri dönüp seni öpmemem gerekirdi." O günden beri bu düşünce beni yiyip bitiriyordu. Kendimi tutamamış olmam, iradesizce ona kapılmam doğru değildi.
"Ben o gün sadece yanıma geldiğini hatırlıyorum. Yanında ağladığımı bir de... Hafızamda başka hiçbir şey yok."
"Sarhoştun, çok normal."
"Peki, o gün sabah yatağımda uyanmıştım. Sen mi?" Her sorusunda daha da kızarmaya devam ediyordu. Onun utandığı şeyler benim için pahabiçilmez anlardı.
"Evet, seni yatağına götürüp eve döndüm. Sana ilan-ı aşk ettikten hemen sonra yaptığımın farkına varıp kendime kızmaya başlamıştım. Arkamı döndüğümde ise merdivende uyuduğunu gördüm.
"Özür dilerim. Seni bunlara mecbur bırakmak istemezdim." Ellerini indirdikten sonra kucağında parmaklarıyla oynamaya başladı. O gün için gerçekten utanç duyuyordu.
Lale'ye biraz daha yaklaşıp ellerinden tutup bana bakmasını sağladım. "Lale, özür dileyecek tek kişi benim. Senin sarhoşken beni öpmeni yanlış yorumladım ve buna izin verdim. Belki de o anda sevdiğin kişiyi karşında düşündün." Düşünmeden söylediğim şey ile bu ihtimal ilk kez aklıma gelmişti. Lale, o gün beni başka birisi olarak düşünüp öpmüşse bunu kaldıramazdım.
Tek temennim bunun olmamasıydı ama Lale bir şey hatırlamıyorken beni bu konuda rahatlatamazdı.
Ellerimi bıraktığında gözlerinden kararsızlığı okunuyordu. O da beni neden öptüğünü düşünüyor olmalıydı. Bana biraz daha yaklaştığında direkt gözlerimin içine bakmaya başladı. Bu yakınlıkta iken söylediklerine asla odaklanamazdım, bunun farkında olması gerekiyordu. Neden bana bu kadar yakındı?
Gözleri dudaklarıma kaydığında kalbim göğüs kafesimden çıkmak istercesine atıyordu. Nefesimi tutmuş bir sonraki hareketini bekliyordum. Gözlerimi gözlerinden bir saniye dahi ayırmak istemiyordum.
Aramızda kalan birkaç santimetreyi de kapattığında ondan ayırmak istemediğim gözlerim istemsizce kapanmıştı. Lale, beni öpüyordu ve bunun ne anlama geldiğini düşünmeyecek kadar aptallaşmıştım.
Birkaç saniye süren hareketsiz duruşumdan hemen sonra ona karşılık vermeye başladım. Aldığım her nefes onun dudaklarından bana ulaşıyordu. Ellerim yanaklarını bulduğunda öpüşümü daha da derinleştirdim. Onu sanki son kez öpüyormuş gibi öpmeye başladım.
Lale, koltukta hareket edip kucağıma oturduğunda kendimi durdurmam gerektiği zihnimden geçip duruyordu. Kesinlikle durmalıydım. Önce Lale'ye her şeyi açıklamam lazımdı. Önce onu sevdiğimi kanıtlamam lazımdı. Daha sonra pişman olacağı bir şeyi yapmasını asla istemiyordum.
Düşüncelerim kalbime söz geçiremiyordu ama Lale'nin ellerinin tişörtümün ucuna ulaştığını hissettiğimde çarpılmış gibi kendime geldim. Dudaklarımızı yavaşça ayırdığımda karşımdaki hâli beni mahvedecek kadar güzeldi.
Birkaç dakika sessiz kaldık. Gözlerimiz birbirinden asla ayrılmamıştı. İkimiz de olduğumuz yerden bir santim dahi kımıldamamıştık. Göğüs kafeslerimiz aynı senkronizasyon ile inip kalkıyor, birbirine uyum sağlıyordu.
Nihayet konuşabilecek gücü kendimde bulduğumda "Bu ne anlama geliyor?" dedim.
Biraz önce öptüğüm dudaklarını, bu sorum ile dişlerinin arasına alıp ezmeye başladı. Göz bebekleri hâlâ kocamandı. Yanaklarının pembeliği ile hâlâ kucağımda oturuyordu. Söyleyeceği şeyleri kafasında tartıyor gibi bir hâli vardı. Dudaklarına olan işkencesi bir dakika kadar sürdüğünde ellerini havaya kaldırıp konuşmaya başladı. "Çağan, bunu sana daha sonra söyleyecektim. Sen her şeyi anlattıktan sonra... Ama her şey istediğimiz gibi olmuyor. Ben o günü az önce hatırladım. Bana olan itirafını, seni öpüşümü, sana ben de seni seviyorum diyememiş olmamı... Kesik kesik de olsa hatırlıyorum. O gün bana arkanı dönmüştün ve kendine az önceki gibi kızıyordun. Ben o gün sana seni sevdiğimi söyleyecektim ya da öyle bir şey... Ama arkanı dönmediğin için söyleyemedim." Ellerini yorulmuş bir ifade ile aşağıya indirdi.
Hâlâ biraz önceki öpüşmenin kanımdaki etkisi sürüyorken şimdi bu itirafı ile zihnim karman çorman olmuştu. Senelerdir sevdiğim kadının da beni seviyor olması... Nasıl bir sevap işlemiştim?
"Doğru mu anlıyorum yoksa sen bana, senin sevdiğin kişinin ben olduğu mu söylüyorsun?"
Kafasını salladığında az önce yarım kalan öpüşmemizi tamamlamak için ona uzandım ama elleriyle beni durdurdu. Ardından kucağımdan inip diğer koltuğa oturdu.
"Önce bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Senin beni, benim de seni seviyor olmam hiçbir anlama gelmez, Çağan. Bazı şeylerin tamamen açığa kavuşması lazım."
------Bölüm Sonu-----
Finale çok çok az kaldı.♡
Diğer bölümde görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söylenmeyen Notalar / Yarı Texting #Tamamlandı
Teen FictionKitapta sizi bekleyenler: -Arkadaştan Aşka -Konuşma Engelli Kadın -Bilinmeyen Numara -Her Gün Bir Şifre Olarak Gelen Çiçekler -Balkon Arkadaşlığı Kitabın Kısaca Konusu: Lale doğuştan konuşma engeli olan, sanata düşkün bir kadındır. Bir gün kapısı...