23.Bölüm

235 46 70
                                    

İlk Yayınlanma Tarihi: 23.09.23
Yeniden Yayınlanma Tarihi: 07.02.24

Hoş geldiniz. Küçük yıldıza dokunup okumaya geçebilirsiniz. İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Göz bebekleri titriyordu. Gözlerinde gördüğüm tek şey korkuydu. Ben ise kollarında hapsolmuş, yağan yağmurdan nasipleniyordum.

Filmlerde olsa dalga geçeceğim bakışma sahnelerinden birisini yaşıyordum. Kaç dakika geçmişti, farkında bile değildim. Bunun sebebi anonime karşı bir şey hissetmem değildi.

Tahta parçalarında Çağan ile aramızdaki merdivendeki bir halimizin resmi vardı. Gerçi Çağan'ın yüzündeki parça eksikti ama o merdivende o anıları paylaştığım kişi Çağan'dı ve anonimin de Çağan olması gerekiyordu.

Ona kızgındım. Hem anonim olmadığı için hem de o olsaydı bana söylemediği hatta kendi kendine hakaret ettiği anlar için kızgındım ama şu anki duruma bakılınca anonim Çağan değildi.  Yine de şu anda bile aklımda olması sinirlerimi bozuyordu.

Taha kendini hatırlatmak istercesine beni bırakıp karşıma geçti. Anonimin Taha olması her şeyi çok daha kötü yapardı.

Taha ağzını açıp bir şey söyleyecekken tekrar kapattı ama gözlerinde heyecan göremiyordum. Ben olsam heyecanlanırdım. Çağan onun yanında heyecanlandığımı anlamıyor muydu gerçekten yoksa ben de Taha gibi gizleyebiliyor muydum?

"Lale, söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum." Ona bakmaya devam ettim. "Şöyle kaşlarını çatmasan her şey daha kolay olacak." Kaşlarımı çattığımın farkında bile değildim. Yüzümü daha ifadesiz bir hâle getirdim.

"Evet, şu an daha iyi oldu. Şimdi sana bir şey söyleyeceğim, bir tık şok olabilirsin." Senin anonim çıkman yeterince şok edici değil çünkü, demek istesem de sustum. Şu anda kollarımı yormak istemiyordum. Konuşacak çok şey vardı.

"Çağan, bayıldı." Ne? "Anonim ben değilim. Buraya sana haber vermeye geldim. Normalde bekle derdim ama hava yağmurlu. O aptal aşık heyecandan bayıldı."

Bir adım geri atıp ellerimi hareket ettirmeye başladım. "Ne diyorsun sen?"

"Çağan'ın evine çıkabilir miyiz önce? Bünyem çok zayıf yağmurda ıslanmak istemiyorum." Kafamı salladığımda kaşlarım daha da çatılmıştı. Ne demek Çağan bayıldı?

Hızla eve geldik ve içeri girdiğimizde Çağan kanepede uzanmış yatıyordu.

"Kolonya falan koklattın mı?"

"Ha yok aklıma gelmedi. Evden çıkacakken yere yığıldı kaldı benim aklıma da sen geldin."

"Sen benim işaret dilimi nereden biliyorsun peki? Eğer Umut, Çağan ise senin bilmen saçma değil mi?"

"Lale, sence sırası mı? Kuzenim ölüyor burada."

"Abartma istersen. Sadece bayılmış." Anonimin Taha çıkmaması gerçekten büyük şanstı. Bu abartı makinesi ile sarılmak yaptığım en büyük hatalardan birisi olurdu. Taha odadan çıkıp içeri gittiğinde ben de Çağan'ın yanına gidip diz çöktüm.

Anonim Çağan'dı.

Yüzüme küçük bir gülümseme oluştuğunda Taha'nın sesini duydum ve hemen ifadesiz durmaya çalıştım.

"Limon kolonyası bulamadım. Bunda okyanus falan yazıyor. Olur mu?" Bir şey söylemeden gözlerine birkaç saniye ifadesizce bakıp elinden kolonyayı aldım ve Çağan'a koklattım. Beş dakika boyunca kokladığı alkol ile ancak kendine gelmeye başlamıştı. Sonunda kendine geldiğinde gözleriyle benim burada olma nedenimi sorguluyordu.

"Merhaba, Umut. Tanıştığıma memnun oldum." Yüzümde yapay bir gülümseme ile söylediklerimi birkaç saniye sonra algılamıştı. Gözleri bir ben bir Taha arasında gidip geliyordu.

Taha, ellerini kaldırıp "Ben evime geçeyim. Sizin konuşacaklarınız vardır. Ayrıca az önceki söylediğim şeylerden sonra salak olduğumu düşünme Lale. Sen rahatla diye biraz salak taklidi yaptım ama bana geri zekalıymışım gibi baktığın için kırıldım. O yüzden itiraf ediyorum." dedi ve arkasını dönüp evden çıktı. Bu söylediklerinden sonra daha da garip durduğunun farkında mıydı?

"Merhaba, Yıldız Çiçeği'm." Çağan'ın sesi ile kafamı çevirip ona baktım. Neden yüzünde aptal bir sırıtış vardı? Elimi fark ettirmeden dudaklarıma götürdüğümde fark ettiğim şeyle hemen yüzümü ifadesiz tutmaya başladım. "Islanmışsın." dediği şeyle gözlerim büyüdüğünde aslında yağmurda ıslanan kıyafetimi ve saçlarımı ima ettiğini çok geç anlamıştım. Bu halime kahkaha attıktan sonra yüzü ciddileşti.

"Sanırım sana açıklamam gereken birçok şey var." dedikten sonra yerinden kalktı ve Amerikan tarzı mutfağına adımladı. "Ama önce sormam lazım. Ne içersin? Ayrıca siyahın sana bu kadar yakışması çok can sıkıcı."

-----Bölüm Sonu-----

Bu fake'i yapmak zorundaydım...

Söylenmeyen Notalar / Yarı Texting #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin