Defne kulaklarının dibinde acı acı çalan alarmın sesiyle ağırlaşmış göz kapaklarını hafifçe araladı.
Çalar saati duvara fırlatıp paramparça etmek ardından da uykusuna kaldığı yerden devam etmek istiyordu.Ama yapamazdı.Her daim disiplinli ve yapması gereken her şeyi zamanında yapan bir dansçı olmuştu.İyi bir kariyer yapmak için bu hedefinden şaşmaması gerektiğininde farkındaydı.Dün gece soyunma odasında olanları düşünmekten uyuyamamıştı.Gözleri havanın aydınlanmasına birkaç saat kala zorlukla kapanırken fazlasıyla yorgun hissediyordu kendini.Üzerindeki ince pikeyi hafifçe kenara itekleyerek kalktı ve banyoya ilerledi.Az uyuduğu için tıpkı tahmin ettiği gibi gözleri fazlasıyla şişmişti.Hızlı bir duşa girmeye karar verip soğuk su eşliğinde kısa bir duş aldı.
Çıktığında yüzünün ve gözlerinin şişliği kısmen gitmişken oyalanmamak için odasına döndü ve yatağını toparladı.Odasına çekin düzen vermesinin ardından yeniden banyoya döndü ve saçlarını tarayıp kuruttu.Mart ayı yeni yeni geliyordu.
Havalar tam olarak İlkbahar'a dönüşmemişken ıslak saçlarla hastalanmak isteyeceği en son şeydi.Banyodan çıktığında saatin 8 olduğunu fark etti ve yutkundu.Dün bu saatte erken prova için salondaydı.
Ömerle karşılaşmış ve tanışmıştı.Acaba bugünde erken gitmiş midir?Beni merak etmiş midir?Diye düşündüğü sırada içinde oluşan heyecana karşı sol elini sinirle alnına bastırdı.Aptal Defne!Dün rezil olduğun yetmedi değil mi?!Kendine gel artık!Diyerek kendi kendini tembihlemeye çalıştı ve geç kalmamak için giysilerinin bulunduğu dolaba ilerledi.İç çamaşırları arasından siyah düz bir takım seçtiğinde yeniden yutkundu.Dün bir erkek ilk defa onu sütyeniyle görmüştü.Ömerin karşısında dakikalarca sütyeniyle durmuş hatta Ömer sütyeninden arda kalan kısımlarda o becerikli parmaklarını gezdirmişti.Vücudundaki tüm kanın yanaklarına hücum ettiğini fark ettiğinde sinirle soludu ve iç çamaşırlarını hızla giyindi.Aptal Defne!
Ben sana kendine gel diyorum sen hala seni okşadığını düşünüyorsun!Aptalsın kızım sen!İç çamaşırlarının üzerine hava sıcak ama esintili olduğu için fazlasıyla esnek bir kumaşa sahip olan ince askılı mini tulumunu giydi.Bu tulumla dans etmek her daim mutlu ve rahat hissettiriyordu onu. Tulumun üzerine dizlerinin bir karış üzerinde biten siyah dümdüz inen salaş bir elbise geçirdi ve saçlarını sıkı bir topuz yaptı.Makyajla uğraşmak istemediği için kirpiklerinin üzerinden maskara ile birkaç kez geçti ve dudaklarını nemlendirebilmek için şeftali tonlarında bir nemlendirici geçti.Dans çantasını ve siyah deri ceketini alarak merdivenlerden koşarak indi ve beyaz spor ayakkabılarını ayağına geçirerek ayrıldı evden.
Okula 10 dakika mesafede bulunan fırının önünden geçerken arabayı kaldırım kenarına park edip indi.
Bu fırın kahvaltı etmek istemediği yada vakit bulamadığı zamanlarda kurtarıcısı olduğu yerdi.
Her zamanki filtre kahvesi ve granola kabı ile birlikte yeniden aracına döndüğünde vakit kaybetmeden okula sürmeye devam etti.10 dakika sonra okulun otopark kısmına giriş yaptığında dün buradan koşarak çıktığı anları anımsamıştı.Kalbinin yavaş yavaş hızlandığı hissederken kendine gelebilmek için birkaç nefes almayı denedi.Arabayı park ettikten sonra çantası ve atıştırmalıklarını alarak vakit kaybetmeden soyunma odasına ilerledi.İçeride Eylem ve Pelininde arasında bulunduğu birkaç kız vardı.E:Defne!Günaydın!
Dedi heyecanla Defnenin yanına ilerken Eylem.
Defne hafif bir tebessümle karşılık verip çantasını dolaba koydu.Üzerindeki elbiseyide çekip çıkarttıktan sonra tıpkı çantasını koyduğu gibi dolaba koydu ve kilitledi.E:Defne...Dün şu piyanocu çocukla tanıştık biraz.
Yani Ömerle...Ay o nasıl bir yakışıklılık ya!Kızım yakından bakınca uzaktan gözüktüğünün 10 katı filan!Hele vücudu...Vücuduna edecek sözüm yok!
Heykeli yapılsa yeri yani!Bu nasıl bir yakışıklılık?!
Diyerek ağzı kulaklarında ona Ömeri öven Eyleme dalmamak için gizlice yumruklarını sıktı Defne.
Neden bu kadar sinirlendiğine bir anlam veremesede istemiyordu işte!Ömeri başkasının anlatmasını,
övmesini istemiyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defömden Kesitler
Roman d'amour8 yıl önce hayatımıza bir daha unutulmamak üzere giriş yapmış olan Defne ve Ömer İplikçiyi anmak,daha farklı şekillerde,daha farklı yaşamlarda da tanıyabilmek için yazdığım kesitlerle dolu bir kitap...Keyifle okuyun!!!