Ömer yatağın üzerindeki telefonunun titreme sesiyle beraber daldığı düşüncelerden silkinirken derin bir nefes vermiş ve yatağa doğru ilerlemişti.Telefonu eline aldığında arayan kişinin Sinan olması onu şaşırtmamıştı.Lise buluşmasına geleceğini söylemesine rağmen arkadaşı çocuk gibi gidene kadar 10 kez gelip gelmeyeceğini yeniden soracaktı!
Ö:Efendim?
S:Heh ne yaptın Ömer?Ben çıkıyorum şimdi.
Ö:Hazırım birazdan çıkıyorum bende.
S:Tamamdır orada görüşürüz kardeşim.Oyalanma...
Ö:Görüşürüz...
Aramayı sonlandırdıktan sonra telefonunu ceketinin iç cebine koyarak yeniden aynanın önüne ilerledi.
Ceketinin etek kısımlarını düzelttikten sonra çıkmak için hazırdı.Merdivenlere yöneldiği sırada aklı hala Defnedeydi.Ona hem bu kadar yakın ama bir o kadarda uzak olmak canını yakıyordu.Nefes alamadığını,kalbinin sıkıştığını hissediyordu.Merdivenleri ağır ağır indikten sonra komodinin üzerinde duran anahtarını almıştı.O sırada gözüne çarpan paketle birlikte adımları da sabitlenmişti.Her şeyin başa döneceğini hissederken içten içe bunun olmasını istemiyordu.Gerçi ne başa dönebilirdi ki?!Defne bitirdiğini söylerken,kendisiyle konuşmamakta ısrarcıyken bu paket aralarında nasıl bir sorun oluşturabilirdi?
Buluşmaya geç kaldığının farkında olsada bu umrunda bile değildi.Aslında hiç gitmek istemiyordu ama gitmezse Sinanın günlerce bunun lafını yapacağını biliyordu.Sakallarını sıkıntıyla sıvazlarken paketi alıp mutfaktaki masanın üzerine gelişigüzel fırlatmış ve daha fazla oyalanmamak için evden ayrılmıştı.
20-25 dakika sonra aracını konumun gösterdiği restorantın önünde durdururken derin bir nefes alarak aracından inmiş ve anahtarı valeye teslim ederek içeri yönelmişti.Lise grubunun oturduğu kalabalık masaya doğru yürürken omuzlarını dikleştirmiş, her şeyin sorunsuz ve hızlı bir şekilde ilerleyip bir an önce bitmesini ummuştu.
Kalabalık lise grubu Ömeri fark ettiğinde herkes gülümsemiş ve Ömer hepsiyle tek tek selamlaştıktan sonra her sene olduğu gibi yine Sinanın yanındaki yerini almıştı.Diğerlerine ayak uydurmak istercesine hızla bir şeyler sipariş verirken sohbetede ucundan dahil olmuştu.Konuşmak hiç içinden gelmesede kendisine yöneltilen sorulara cevap vermek zorunda kalıyordu.Klasik bir şekilde başlayan nasılsınız,neler yapıyorsunuz gibi soru fasıllarının ardından özel hayatlara geçiş yapılmıştı.
T:Ee beyler 1 yıldır nerelerdeydiniz bakalım?
Bizim şirketin muhasebe müdürü sizin şirketin bağımlısı gibi bir şeydi.Her modelinizden mutlaka bir sipariş verirdi.Geçen sene Passionisin devredildiğini söylediğinde inanamamıştım ama sizede ulaşamadık.Eh şimdide buradasınız.Ömerin aklı İtalyada geçirdiği o zorlu ve Defnesiz günlere giderken Sinanın yüzündeki gülümsemede solmuştu.Geçen 1 sene ikisininde hatırlamak isteyeceği iyi bir zaman dilimi değildi.
S:Tatsız birkaç şey yaşandı.Toparlanmak için uzaklaşmaya ihtiyacımız vardı bizde öyle biraz dağıttık işte.
Dedi konuyu kapatmak istercesine Sinan.Ömer hala Defnesiz geçirdiği o günlerin içinde hapsolmuştu.
Sinanın elini bacağında hissetmesiyle beraber irkilirken boğazını temizledi ve başını ritmik bir şekilde 2 kez salladı.Ö:Doğru...Sinanında dediği gibi oldu.
Herkes az çok tatsız şeyler olduğunu ve konuşulmak istenmediğini anlamıştı.Konuyu çevirerek diğerlerinin özel hayatlarından bahsederken aralarında taze evli ve taze evli sayılabilecek birkaç arkadaşları vardı.Onların gururla ellerindeki alyansları göstermelerini izlerken bakışları istemsizce kendi yüzük parmağına gitti ve sertçe yutkundu Ömer.Ne çok isterdi şu an Defneyle evli olmayı,Defnenin kocası olmayı ve elinde ona ait yüzüğü taşımayı...Bir kez daha ayrı geçirdikleri koca 1 yıla lanet okurken Sinanın ona seslendiğini fark etti
ve dikkatini toplamaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defömden Kesitler
Romance8 yıl önce hayatımıza bir daha unutulmamak üzere giriş yapmış olan Defne ve Ömer İplikçiyi anmak,daha farklı şekillerde,daha farklı yaşamlarda da tanıyabilmek için yazdığım kesitlerle dolu bir kitap...Keyifle okuyun!!!