3- Gemiyle Başlayan Yaşam Mücadelesi

212 67 567
                                    

"Çok unutanlar bilgiyi duygusal zekasında işlemeyenlerdir."

Joseph ofisin penceresinden dağları izliyor. Beyninin en ücra yerine doğru yolculuk yapmaya hazırlanıyordu. Mercimek kadar küçük olan hafızasının içine yıllarını sığdırmıştı.

 Geçmişe dair bazı şeyleri unuttuğunu zannederken geçen günlerde Türkiye'den gelen konuklarından sonra bu anılar onu sık sık ziyaret eder olmuştu. 

Unuttuğunu sandığı anıları, yavaş yavaş geri dönüşüm kutusundan beyninin ana ekranına taşınmaya başlamıştı. 

Toplantı devam ederken beyninin ne kadar güzel bir donanım olduğunu düşünüyordu. "Beynimiz tıpkı bir bilgisayar misali" dedi iç ekrandaki sesi. Bilgisayara işlenen şeyler nasıl kaybolmuyorsa insan beynindeki hiçbir şeyde silinmiyordu. Ana ekrandan siliniyor gibi gözükse de bilgiler bazen geri dönüşüme bazen de çekirdek kısmına taşınıyordu.

 "Oysaki unuttuğumu zannediyordum,'' diye Amigdalasından bir titreşim geldi. O da iyi biliyordu ki bir bilgiye anlam yüklemişsek ve sağ beynimizde duygusal bir bağlantı kurdurmuşsak o bilgi hiç unutulmaz ve çağırdığımızda bizi hazır beklerdi.

Beyni boş durmuyordu tabii bir aysberg resmi taşıdı yine oksipital lobuna. ''benim buz kütlemin altında neler saklı acaba'' bunları söylerken yanında bir sesin titreşimini duyar gibi oldu ama şu an aysberge yoğunlaşmıştı. 

"Ayna! ayna! söyle bana benim geçmişin su altında kalan kısmı ne" diye korteksi güçlü bir akım gönderdiği için yanındaki ses sinek vızıltısı gibi yanından geldi geçti. 

 Beynimizin suyun altında kalan kısmı su yüzeyindeki kısmından fazlaydı. Beynimizde, kalbimizde, duygularımızda ve ruhumuzda yazılan hiçbir şey silinmiyordu. Her şeyin bir kayıt yeri vardı. Kullanılmaya ihtiyaç duyduğumuz bir gün geri çağrılmayı bekliyordu.

 "Yaptığım kötülük yanıma kar kaldı," diyenlerin yanılgısıdır sadece bu. Ne yapılan kötülükler ne de yapılan iyilikler kaybolmaz. Joseph'in geride hatırlamadığı anılar davetsiz misafir gibi artık onu sık ziyaret eder olmuştu.

"Yapacağımız son gelişmelerle yapay zekanın insan zekasından önce işlenebilmesi ve yapay zekayla oluşturulan bilince duyguları nasıl yansıtabileceğimiz üzerinde duruyoruz. Bu gelişmelerle ilgili birçok alt yapıyı oluşturmuş durumdayız dedi, CEO'su kendisine bakarak.

 O anda CEO, Joseph'in derinlerde bir yerde takılı kaldığını fark etmişti. Sözlerini daha yayvan hale getirip ona biraz daha yaklaşarak "Bu yapay zekaya duyguları aktarma konusunda Joseph Brain'ın birçok projesi var."

 Uykuda bir an yataktan düşecekken son anda düşmekten kurtulan birinin halini yaşadı. Sadece kendi isminin geçtiği yeri duymuştu. İnsan beyninin kendi ismimizi duyunca en küçük frekanstaki sesi bile duymasına her zaman hayran olmuştur. 

Çünkü ismimiz bize özgüdür ve bizi biz yapan sahip olduğumuz ilk sestir. Joseph de kendi ismi söylenince derin düşüncelerden sıyrılmıştı. Onlar konuşurken birçok şeyi kaçırmıştı ama konunun ne olduğunu bildiği için kısa bir kafa sallamakla yetindi.

 CEO  Ona bakarak kafasını indirmişse, kendisinden tasdik beklemiştir. Onun bu hali bir anda birçok işi, yapabilirim safsatasına bir cevaptı aslında. Hayatına girmiş olan ''multiasking" kavramı onu her zaman çok yormuştur.

 O'na göre, "İnsan beyni aynı anda birçok işi yapamaz ve dikkatini odaklamadığın sürece hiçbir şeyi kalıcı hafızaya gönderemezdi" Her ne kadar bütün işlerine bunu uyarlamaya çalışsalar da onun çok da hoşlanmadığı bir gelişmeydi."

YÜZ KAPILI SARAY (TAMAMLANMAK ÜZERE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin