''Yeryüzü ve gökyüzü bir patlamayla ayrıldıktan sonra hiçbir madde sabit şeklinde kalmaz
Her yaratılan gök cisminin kendine göre bir cazibesi vardır
Hepsi de ışığa aşık olmuş pervaneler misali güneşin etrafında dönerler,
Çekim gücü her cisimde bir hareket ve ritim meydana getirir"
Teo, "hadi arkadaşlar Lena Hanım bizi dışarda bekliyor. Biliyorsunuz sekiz dedi mi hareket eder, orada olmayanı beklemez'' dediğinde bütün ekip kapıya yönelmişti. Ekipten sadece biri gelmemişti.
"Birazdan Efsun da gelir Teoman Bey, kahvaltıdan çıkarken rastladım, kahve alıp geleceğini söyledi. Cümlesini yeni tamamlamıştı ki Efsun koşarak yanlarına geldi. "Kusura bakmayın beyler beklettim."
Bunları söylerken Teo bütün ekibe bakıp gözleriyle işaret yapar gibi "Tamamdır bütün ekip buradaysa o zaman'' birbirlerine bakarak şifreyi almış gibi dördü birden "voltran, voltran, voltran" diye ellerini birleştirip ayırmışlardı.
Ares "ne oluyor" der gibi beynindeki nöronlar bağlantı kurmaya çalışıyordu fakat oradan bir veri gelememişti. Anlamadığını belli etmek istemese de Teo O'nun biz nereye düştük bakışından şaşırdığını anlamıştı.
Bunlar ne yapıyor şimdi diyorsundur sen evlat'' deyip Ares'in sırtına vurdu, Yaşlı olmasına rağmen duygu olarak hepsinden genç hissi verirdi. Hayatı çok da ciddiye almaz günü birlik yaşayıp, "daha doğmamış bir gün için hayatımı harcayamam ''felsefesini yaşayan biriydi.
"Voltran fi tarihinde pazar günleri sabahın köründe kalkmamıza neden olan bir çizgi filmdi. Efsane beşliden oluşurdu. Star wars filmindeki gibi, "Uzun zaman önce evrende bir efsane doğdu, voltran efsanesi diyerek başlar, bizi ekrana kilitlerdi. Düşmanları Zarkon adında vatandaş tüm evreni ele geçirmişti. Bizim kahramanlarda havaya doğru uçarak geri çekilir hep bir ağızdan "Voltran, voltran, voltran" diye bağırdıktan sonra savaş gemisinin vücudunu oluştururdu. Ayakları ve bacakları 2 kişi, kolları 2 kişi, başı da 1 kişi oluşturur zaferler kazanırdı. Bir tünelden kayıp hepsi farklı renkteki bir aslanın içine düşerdi.''
Bunları söylerken çocuksu heyecanı geri gelmişti. Kılıcı eline almış her an düşman safına çıkıp savaşacak gibi bütün vücuduyla anlatıyordu bu çizgi filmi. Zemheri, "Abi sorma ben şimdi bile izliyorum. Su grubu olduğumdan kendimi mavi aslanla özdeşleştiriyorum'' bunu söylerken sanki aslanın içine girmiş gibi elini kaldırmıştı.
"De mi ya! Hepsinin ayrı rengi vardı" Teo bunu söylerken bir yandan da gözlüklerinin arkasındaki yoldan gözdeki optik sinirleri ile hafıza merkezine doğru bağlantı kurmaya çalışıyordu. "Mavi, kırmızı, sarı, yeşil ....'' beklediği bağlantı gelmemişti. Beşinci aslanın rengini hatırlamaya çalışıyordu.
"Abi siyah aslanı nasıl unutursun! Baş ve gövdeyi o oluştururdu." Diye eller,n, başına kaldırıp aslan kükreme sesi çıkarmıştı. Ares dışındaki herkes o çizgi filmin sahnelerini yaşıyor ve el ele verip 4 kenarlı bir yıldız oluşturmuşlardı.
O arada Lena ve İrma ile karşılaşıp el kaldırmışlardı. "İşte grup lideri siyah aslanda geldi" dediklerinde onların yanına ulaşmışlardı. Lena konuşmanın ortasına düştüğünden olayı anlamaya çalışıyordu. "Ne siyahı ne aslanı sevgili dostlar'' deyince Teo, Zemheri, Kürşat ve Efsun sözleşmişçesine "Voltran, voltran, voltran'' diye bağırınca Lena'nın yüzüne tatlı gülümsemesi yayıldı. O da ekibin sinerjisine hemen girip kaptan Shiro gibi komutayı ele alıp ''Hadi aslanlarım evreni kurtarmaya gidelim" diye muzip bir bakışla gidelim işareti yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZ KAPILI SARAY (TAMAMLANMAK ÜZERE)
Teen FictionKitapta anlatılan her bir karakter yaşanmışlıkları olan içimizden biri. Bazı zamanlarda yolları sevdikleri ya da sevmedikleriyle birleşmiş ya da ayrılmış bu kitaba can vermişlerdir. Hepsi birer alem ve kendi gerçeklerini yansıtan farklı dünyaların...