"Güzel kelimeler enerjidir ve büyü etkisi yaparlar.
Kendin hakkında olumsuz konuşma şeklini değiştir ki hayat şeklin değişsin."
Bruce Lee
Sabahtan kalkıp kazıya gitmeye hazırlanıyorlardı. Sufi Ares'in hiç seslenmeden uyanıp, hızlı ve neşeli bir şekilde giyinmesine şaşırmıştı. Dün alışverişe gidip birkaç sweet alması, nasıl yakıştı mı diye onay beklemesi de gözünden kaçmamıştı. Bunlar Ares'in yapmayacağı cinsten davranışlardı. Başkasının gözünden kendinin nasıl olduğunu görmek şimdiye kadar umursadığı şeyler değildi. Birinden hoşlansa haberi olurdu çünkü istese de ondan bir şeyler saklayamazdı. Bu halleri neydi? Ona takılmadan edemedi.
"Hayırdır oğlum bu ne özen buna ne itina? Gören de birine aşık oldun sanacak" deyip bir yandan tepkilerini inceliyordu. Ares de kendinde duygu olarak bir şeylerin değiştiğinin farkındaydı ama bu onun hemen kabulleneceği bir şey değildi. "Yok ya mağazadaki kız size çok yakıştı dediği için merak ettim" diye cevap verirken bir yandan da sweetin yakasını kaldırıyordu.
Sözündeki yapmacıklık ve konuyu kapatmak istemesi Mihail'in gözünden kaçmamıştı. Beyninin içindeki nöronlar birbirlerine sinyal verdiler. "Nasıl olsa seni yakalarım, sen kaç bakalım" Bu gizemli hazırlanmanın kazıdaki ekiple ilişkisini olduğunu tahmin etmişti. "Ekipte güzel ve akıllı olan kimler vardı" diye hipokampüse sinyal gönderdi. Birkaç kızın görüntüsü görüntüleme merkezine taşındı ama hiçbiriyle yakın temasta olduğu bir görüntüyü yakalayamadı. Çok sosyal olduğu için bütün ekiple kısa sürede kaynaşmıştı ama hislerini çok belli etmemişti. İrma ile kazından sonra görüşmelerinden de bahsetmediği için bir açık vermemişti. Bugün onu daha dikkatle izlemesi gerektiğini muzip sinaps arkadaşları hatırlatmıştı. 'Hadi inanalım bakalım. Belki de kazıda kalmıştır aklın" deyip gözlerini yukarı doğru devirdi.
Ares bu harekete dikkat etmeyecek kadar telaşlı bir şekilde evden çıkmaya hazırlanıyordu. Sanki göğsünün üzerinde bir kelebek onu gıdıklıyor gibi tatlı bir hisle doluydu. Şu an kimse keyfini bozamazdı. "Hadi hadi amma goygoy yaptın, kazı ekibinin başındaki kadın tam bir askeri düzende çalışıyor. Şimdi hepsi gitmiştir" deyip Sufi'yi bu düşünceden çekip dikkatini başka yöne kaydırdı.
........
Kazı ekibinin yanına geldiklerinde Sufi'nin onun bazı hareketlerinden işkillendiğini fark ettiğinden konuyu buraya aslında oyun için geliyorum olayına çekmeye çalıştı. "Herkül'ün sırlarını çözersem belki oyundan iyi paralar kırarım" bunu söylerken bir yandan da gözleri İrma'yı arıyordu. Kendine itiraf etmese de onu düşünmeden edemiyordu. Evet, önceleri oyun için kazı çalışmalarına katılıyordu ama şu an daha çok İrma için gelmeye başlamıştı.
Mihail, ''Oğlum taktın şu Herkül olayına, bence sen kesinlikle otistiksin. Bir şeye taktın mı seni ondan çekip alamıyoruz'' deyip boynuna vurdu. Ares "Görmedin mi geçen kazıdaki fosilin yanmış olabileceğini söylemişlerdi." Sufi'ye bakıp kendi tezini doğrulamaya çalışıyordu.
"Hee, hee! Zaten Herkül bu kadar olağanüstü şeyleri yapmış, sonra gelmiş burada pisi pisine bir yangında ölmüş, oğlum sen neyin kafasını yaşıyorsun" dediğinde Lena 'nın onlara baktıklarını fark etmişlerdi.
İkisi birden sözleşmiş gibi, 'iyi günler Lena Hanım, Geç kalmadık değil mi? Deyince Lena ikisinin de aynı anda aynı şeyi söylemesi karşısında gülümsemişti. Birbirine seven ve bir arada bulunan kişilerin sinerjisini ve uyumlanmasını her zaman hayretle izlenmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZ KAPILI SARAY (TAMAMLANMAK ÜZERE)
Novela JuvenilKitapta anlatılan her bir karakter yaşanmışlıkları olan içimizden biri. Bazı zamanlarda yolları sevdikleri ya da sevmedikleriyle birleşmiş ya da ayrılmış bu kitaba can vermişlerdir. Hepsi birer alem ve kendi gerçeklerini yansıtan farklı dünyaların...