10- Ansızın

1.1K 81 50
                                    

Merhaba! Uzun zaman oldu biliyorum ama öyle şeyler oldu ki anlatsam bölüm kadar eder herhalde. Neyse size güzel bir bölümle geldim. Umarım siz de beğenirsiniz. Sizi seviyorum lan<3 Yorumlarınızı eksik etmeyin!!!! Ben hepsini ama hepsini keyifle okuyorum. Hemen atmak için düzeltmeden attım. Hatalarım olmuşsa affedin. İyi okumalar <3

Ceren (Siz siyah saçlı halini düşünün)

Ceren (Siz siyah saçlı halini düşünün)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*************************************

Rezil olmak artık göbek adım gibi olmuştu. Fakat Kuzey ile olan yakınlığım bu hissin kısa sürede kaybolmasına sebep olmuştu. Gözlerimiz kısa bir süre için birbirine kilitlendiğinde kendimi toparlamak adına ileri doğru atıldım. Kolundan destek alarak olduğum yerde ona biraz daha yakınlaştım. Bu mesafe ikimize de fazlaydı.

"Teşekkür ederim." dedim.

Bilindik yumuşak bakışıyla duruşumuzu toparladık. Tekrar arkamı ona dönerek bu sefer daha dikkatli bir şekilde basamağa adımladım. Ayaklarım toprak zeminle buluştuğunda gördüklerim karşısında yükselen kalp atışlarıma engel olamadım.

Ufuk çizgisinin kesintisiz bir belirginliği vardı. Hiçbir insan yapımı bir şey bu manzarayı bölememişti. Oradaki doğadan bağımsız tek şey arkamdaki helikopter ve beraberimdeki askerlerdi. Buraya yabancı gelen tek şeylerdik. Bacaklarım bu eşsiz manzarayı daha yakından görme umuduyla benden bağımsız bir şekilde ileri atıldı.

Sızak rüzgâr yüzüme doğru eserken arkamdan inen askerlerin botlarının toprak zeminde yankılandığını duyabiliyordum. Bu demekti ki eşsiz manzarayı seyretmem için bir dakikadan az zamanım vardı.

Yüksek bir dağın üzerindeydik. Buna rağmen daha yüksekte kalan diğer dağları da görebiliyordum. Aşağı doğru uzanan yamaçlarında ufak tefek çalılar haricinde bir şey görünmüyordu.

Etrafta yerleşim yeri izleri aradım. Herhangi bir yol ya da yaşanmışlık göremiyordum. Güneşin varlığı gözümü aldığı için veya Kuzey'le az önce yaşadıklarım beni heyecanlandırdığından dolayı algılarım kapanmış olabilirdi tabii.

Tam bu anın güzelliğine kendimi kaptırmışken arkamdan kuvvetli bir motor sesi duyuldu. Yerimde hafifçe irkilerek sesten tarafa döndüğümde üstü açık iki dağ kedisi toprağın üstünde paralel park edilmiş, Engin'in sürücü koltuğunda oturduğu toprak rengi arabanın gaz pedalına yüklenirken bana attığı bakışı yakaladım.

Beni korkutmak istediğini yüzündeki pis sırıtıştan anlayabilirdiniz. Fakat asıl şaşkınlığımın ve hayretle şekillenmiş yüz ifademin sebebi elbette ki Engin değildi. Bu iki arabanın orada durduklarını nasıl fark etmemiş olabilirdim ki?

Kendi dikkatsizliğime şaşmamalıydı. Etrafı o kadar da dikkatli incelememiş ve direkt olarak manzaranın belirli bir noktasına sabitlenmiş bakışlarla bakmıştım. Şimdiyse arkamda duran arabalara yerleştirilen eşyalar olduğunu, hatta birkaç tanımadığım kişinin de diğerlerine yardım ettiğini görmüştüm.

SAT Komandosu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin