3- Sıcak Dudaklar

1.6K 55 6
                                    

Gözlerimi açmaya cesaret edemiyordum. Arkamdaki adamın beni tutan elleri gevşediğinde hala kımıldayabilmiş değildim. Krize girmiş gibi titrerken bacaklarım kendini bırakmak üzereydi.

"Ceren!"

Duyduğum sesle anında kendime gelmiştim.

"Yasin!"

İşte o an neler olduğuna gözlerimle şahitlik ettim. İri adam parmaklık kafesten çıkmış önümüzdeki üç kişiyi de baygın hale getirmişti.

Hızla başımı çevirdiğimde beni tutan adamın alnındaki delikten kanların boşaldığını gördüm. Şoktan olduğum yerde durmaya devam ederken Yasin'in çekiştirmeleriyle bulunduğum kafesten çıktık. Vurulan adam hızla yere düştüğünde gözlerim yaşlarla dolmuştu ve Yasin beni sakinleştirmek için durmadan sesleniyordu.

"İyiyim, iyisin!"

Merdivenin önünde durduğumuzda ne yapacağımızı bilemez bir halde birbirimize tutunarak bekledik. Titremelerim azalmaya başlasa da halen kendime gelebilmiş değildim.

İri adam yerde yatan adamlardan topladığı silahları üzerindeki pantolonun beline ve ceplerine sıkıştırdıktan sonra bize doğru döndü.

"Ben gelene kadar buradan ayrılmayın." Derinden gelen sesini duyduğumda kurtarıcımızın gözlerine bakabildim. Bizim gibi Türk'tü o da. Kafam allak bullak olmuştu.

Bana doğru gelen adımları dışarıdan sert görünse de bir o kadar sessizdi. Tıpkı yırtıcı bir hayalet gibi. Yasin'in kolunu tutan ellerimi iki yanıma sarkıttım. Tam karşıma geçtiğinde elinde tuttuğu iki silahtan birini uzattı.

"Kullanmasını biliyor musun?"

Bakışlarımı gözlerinden ayırmadan başımla onayladım. Silahın soğuk metali elimle temas ettiğinde elimin üstünü metali kavraması için sıktı.

"Güzel. Yalnızca gerekirse kullanın."

Hareketleri ve söyledikleri arkasında güven hissi veriyordu. Kendinden emindi. Tıpkı benim gibi Yasin'e de bir silah uzattı. Otururken kocaman görünen adam ayağa kalkınca daha da büyümüştü sanki. Kaslı kollarıyla bir adamı kolayca öldürebilirdi. Yasin zayıf biri değildi ama ona kıyasla oldukça çelimsiz kalıyordu. Kimdi bu adam böyle?

Bizden onayı aldıktan sonra son bir kez gözlerime baktı. Başıyla selam verip hızla merdivenlere yöneldi ve bizi orada bıraktı. Onun gidişiyle içime bir huzursuzluk çökmüştü. Güven hissiyatım onun gidişiyle son bulmuştu.

"Ceren korkma gideceğiz buradan."

Tedirgin bakışlarımı Yasin de fark etmişti. Rahatlatma çabaları bu yüzdendi. Gerginliğim ve korkum yüz metreden seçilebilirdi. Ya o adam geri gelmezse düşüncesi aklımdan geçse bile görmezden gelmeyi seçtim. Zaten o koca adamı kim devirebilirdi ki? Birkaç saniyede kurtarmıştı bizi. Sahi madem bunu yapabilecek gücü vardı niye daha önceden yapmayıp seyirci kalmıştı ki?

Öyle bir andı ki şu an aklımda ne Yiğit'ten ne de özel yaşantımdan bir düşünce yoktu. Vicdanım artık ölü olan adamlardan duyduklarım karşısında sızlıyordu. Bir suçum olmadığını biliyordum bilmesine ama içimden bir ses haksız olduğumu bağırıyordu sanki. Babam ya da Yiğit miydi buna sebep? Askeri bir sırrı bildiğimi mi sanıyorlardı? Onlar bir şey anlatmazlardı ki bana. Yasaktı bir kere. Benim yanımda yanan bu iki adam olmuştu.

Aklıma gelen düşünceyle hızla Yasin'e döndüm. "Yasin, yanındaki amca nerede?" dedikten sonra hızla hücrelere yönelsem de beni durdurdu. Yüzüne baktığımda gözlerinin söylediklerimle yaşlandığını fark ettim.

SAT Komandosu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin