Merhaba ♡
Yeni yılın ilk gününde yepyeni bir yolculuğa hepiniz hoş geldiniz!
Keyifli okumalar!
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
01.01.2024 - 20:30
Siz de okumaya başladığınız tarihi buraya atabilirsiniz.
Bu kitapta yer alacak olan kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur.
🖤
RAİLWAY KASABASI
Bölüm Şarkısı: Whıtney Houston & Marıah Carey- When You Believe
1. BÖLÜM "İDAM MAHKÛMU"
19 Kasım 1872, Puranton - Railway Kasabası
O günden 365 gün önce...
Ürkütücü bir sessizlik,
Bomboş bir meydan,
Saat kulesinde iki ceset,
Boyunlarında birer metre ip,
Ve zihnimde dönüp duran tek bir cümle;
Ölüm; bir metre ipten ibarettir ve her hikâye bir gün başladığı noktaya elbet geri döner.
Bu cümle zehirli bir sarmaşık misali zihnimi sarıp sarmalarken göğsümde bir kaya kütlesi varmışçasına nefes alamıyordum. Bu yüzden nefesimi kesen bu iki cesetlik manzaradan kurtulmak istedim ve ne ara bastığımı anlayamadığım çamur yığınının içinden ayaklarımı kurtarmaya çalıştım fakat ben ne kadar kurtulmak için çabalasam da her hareketimde o çamur bir bataklık gibi beni içine çekti
Dudaklarımı aralayıp birinin beni duyması umuduyla bağırmak istediğimde ise içine gömüldüğüm bataklık yarıldı ve sular altında kaldı. İçim, büyük bir kurtulma umuduyla dolarken o su, beni de içine aldı ve bu kez nefesimi kesen o oldu.
Bir okyanusun dibinde ölüme mahkûm edilmiş gibi hissederken büyük bir gürültü kopmasıyla sıçrayarak uyandım. Elim, kalbimin üzerine gittiğinde kısa ve hızlı nefesler alıp kendime gelmeye çalıştım, o esnada aynı gürültü bir kez daha koptu.
Gıcırdayan ahşap yatağımda dizlerimin üzerine kalktım ve hemen yatağımın yanında olan pencerenin eski tül perdesini çekip dışarıya baktım. Havanın aydınlandığını ve nohut tanesi büyüklüğündeki yağmur damlalarının penceremin kırık camına vurduğunu gördüğümde gürültünün nedeninin gök gürlemesi olduğunu anladım.
Tül perdeyi yeniden çekip yatağımdan ayaklarımı sarkıttığımda gördüğüm rüyayı anımsadım. Bu rüyayı kaçıncı görüşümdü? Beş mi ya da altı mı? Artık hesap tutmayı bırakmış ve sadece neden sürekli aynı rüyayı gördüğümü anlamaya çalışıyordum.
Bunu yaparken odanın ortasında duran, yağmur damlalarının neredeyse doldurmak üzere olduğu kova dikkatimi çekti ve başımı ağır ağır kaldırıp odanın ahşap tavanına baktım. Şiddetli yağmur yüzünden tavanın daha fazla akıtmaya başladığını fark edip ayaklandım. Neredeyse dolmak üzere olan kovayı bir kenara çektim ve odanın bir köşesinde duran farklı bir kovayı akıtan tavanın altına koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAİLWAY KASABASI
Teen Fiction1872 yılının acımasız topraklarında, Railway Kasabası; kanunların değil emirlerin hüküm sürdüğü, itaatsizliğin idamla cezalandırıldığı bir yerdir. Gün batımından sonra sokaklara adım atmak yasakken ve herkes bu kurallara boyun eğmişken Valencia Prid...