25. BÖLÜM: Geçmiş hayatın köprüsü

11 7 0
                                    

25. Bölüm: Geçmiş hayatın köprüsü

Bölüm Şarkısı: Yalın/ Şimdi senden vaz mı geçmeli?

*Bazen yaşamak ölmekten daha acı vericidir.*

"Şimdi sana belli başlı sorular soracağız ve sen elinden geldiğince dürüst bir şekilde bize her şeyi anlatacaksın. Yoksa senin canını çok ama çok yakacağız. Anlaştık mı?" diye sordu Yağız Fatih'i çenesinden tutarak kendine bakmaya zorlarken.

"Sizden gizlim saklım yok çocuklar. Elbette, ne isterseniz sorabilirsiniz." diyerek alaya almıştı bizi.

Televizyon izlediğimiz yere bir sandalye getirmiş, onu da sandalyeye bağlamıştık. Doğa, Eren, Yağız ve ben ise Fatih'in karşısında duruyorduk. Fidan yatak odasındaydı. Ne yapıyor hiçbir fikrim yok ama Yağız ve Eren buraya gelmemesini söylemiş, o da denileni yapmıştı.

"İlk soru o zaman!" diyen Doğa ile bakışlarımız ona dönmüştü. "Elbette Doğa Hanımcığım! Gencim, bekarım, zenginim. Başka ne bilmek istersiniz?" diyerek Doğa'ya göz kırpan Fatih'in karnına yumruk atarak geri çekildim.

"Uzak dur arkadaşımdan!" diyerek tehdit ettiğimde beni kale almamış ve tekrar Doğa'ya dönmüştü. "Dediğiniz şeyin ne kadar zor olduğunu bilseniz keşke!"

"Bu benim elimde kalacak ya. Niyetli, onu anladım ben!" diyerek pis pis ona bakarken Eren ciddiyetle, "Alt üyelerin hepsini polise vermek istiyoruz. Sen de bizimle birlikte bu amaca hizmet etmek üzeresin." demişti.

"Yaaa!" diye Eren'e döndü Fatih. "Öyle mi yapacakmışım?"

"Araz Asilkan hakkında ne biliyorsun?" diyerek araya girdim. En çok merak ettiğim konu buydu. "Seni o mu yetiştirdi?"

"Evet!" diyerek omuz silkti Fatih. "Bizzat onun elinden eğitim gördüğüm doğrudur ve evet, bu uğurda çok fazla alt üye ile çalışma imkanı buldum."

"Alt üyelerden dokuzunun da ismini ele geçirmeyi başardık. Yakında hepsini polise vererek alt üyelerin defterini dürmüş olacağız." dedi Yağız. "Ve sen de onlardan birisin. Yakında hapse gireceksin. Hazırlıklı ol!" diye ekledi Eren.

"Ne güzel!" diyerek pis pis gülen Fatih'e göz devirdim. "Dokuz üye. Zaten çoğunu tanıyoruz. Babam da hapse girecek mi? Sonuçta o polisle çalışmıyor." diyen Doğa'ya ne cevap vereceğimi inanın bilmiyordum. Hapse girdiği bir gelecek de vardı, hapse girmediği bir gelecek de. Bu benim için de sürpriz olacağa benziyordu.

"Sonuç ne olur bilmem. Ben de hapse girebilirim bu işin sonunda. Sen de, baban da. Yine de benimle misin Doğa?" diyerek ona baktım. "Ucunda ne olursa olsun benimle birlikte bu savaşa girecek misin?"

Yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu. "Ne zaman seninle olmadım ki?" Aynı şekilde gülümsedim. Artık o da bizim tarafımızdaydı.

"Şimdi Fatih!" diyerek hızla Fatih'e döndüm. "İstesen de istemesen de, sen de bizimlesin!" dediğimde kahkaha atmıştı. "Karşılığında ne alacağım. Araz Asilkan'ı, diğer alt üyeleri, Esat Kutay Aydoğan'ı ve hatta sizi bile sevdiğim söylenemez."

"Esat Kutay Aydoğan'ı derken?" diye ayrıntıya değinen kişi Doğa'ydı. "O da kim?"

"Bir üst üye. Zaten iki tane üst üye tanıyorum ve itiraf etmeliyim onları yenme imkanınız yok. Polislerin de onları yenme imkanı yok. Kutay olsun Araz olsun tek emirleri ile hepimizi öldürebilir."

Eren'e döndüğümde tepkisizce Fatih'i izliyordu. Bir üst üyenin daha adını öğrenmiş olsak da buna sevinememiştik bile.

"Her neyse. Sevdiğim tek kişi sizsiniz Doğa Hanımcığım, o yüzden seve seve sizinle çalışırım." diyen Fatih beni daha da sinir ederken Doğa'ya döndüm.

Ölümden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin