31. BÖLÜM: Kayıp Mezar

5 1 0
                                    

31. BÖLÜM: Kayıp Mezar

Bölüm şarkısı: Mutlu yıllar/ Cem Adrian

*Canım çıka çıka, kalbim kanaya kanaya vazgeçiyorum senden baba.*

•25 Yıl Önce•

"Kerim!" dedi kadın aynadaki yansımasının gözlerinin içine bakarak. "Adı Ateş olsun mu?" Tam arkasında duran, gözleri gri adam ona doğru yaklaştı ve onun belini sararken boynuna küçük bir öpücük bıraktı. Karısının ellerinde kendisinin küçük bir kopyası duruyordu.

"Emin misin Feza? En son Alp'den tut da Yıldırım'a kadar her ismi düşünmüştün." derken gülümseyerek karısının elindeki çocuğa baktı. Gözleri griydi, en az onunki kadar.

Odanın loş sarımtırak renklerine eşlik ediyorlardı. Feza Seher Üstün'ün gözleri ışıl ışıldı. Üzerindeki beyaz nakışlı midi elbise onu bir peri kızına çevirmişti ve koyu kahverengi göz bebekleri aynadaki mutlu aile tablosunu izliyordu.

"Kerim!" diyerek kocasına döndü kadın. "O o kadar sen ki!" diyerek topuk ucunda yükseldi ve kocasının dudaklarına bir buse koydu.

"İyiki sana benzemiş baksana, ay çok yakışıklı. Kim bilir ne canlar yakacak oğlumuz!" dedi. Ateş anlamaz gözlerle şaşkın şaşkın etrafı izliyordu. "Ateş olsun!" diye tekrarladı Feza tekrar. "Öyle güzel bir ışığı var ki, sanırsın tüm aydınlığı içinde toplamış şu minicik şey. Dilerim hiç sönmeyen bir umut ateşini temsil eder. Hem de gözleri bir ay kadar griyken bile, insana alev alevmiş gibi geliyor."

"Sen nasıl istersen!" dedi Kerim Üstün. "İsteklerin bile benim için emir gibi biliyorsun."

"Biliyorum!" dedi Feza yüzünde kocaman bir gülümseme ile. "Bana aşık bile değilsin ama çok güzel seviyorsun be Kerim Üstün. Keşke aklında kalan şu kadının kim olduğunu bilebilsem. Bunca zaman neden hâlâ o olduğunu belki daha iyi anlardım!"

"Feza!" dedi Kerim üstün sesinde çaresizlik tınısıyla. "Seni çok seviyorum, önemli olan sadece bu. Sen beni güzelleştiriyorsun. Hem de her anlamda." dediği sıra cebindeki telefon çalmaya başlamıştı.

Bilinmeyen numaraya karşı kaşları çatıldı. Telefonu açıp kulağına koyduğunda Feza usulca ona yaklaşmış ve fısıltıyla, "Üst kata çıkıyorum Ateş'in üzerini değiştireceğim." demişti.

Kerim ona cevap veremedi. "Merhaba Kerim Üstün!" dedi telefondaki ses. Kerim Üstün bu kişinin kim olduğunu ve onu nereden tanıdığını bilmiyordu.

"Kimsin?" dedi sinirle. "Esat Kutay Aydoğan." dedi telefondaki ses. "Sizde bir şey çağrıştırdı mı?"

Kerim şaşkındı."Elbette hayır, bu ismi ilk kez duyuyorum. Ne istiyorsun benden?" dedi.

"Şey, siz telefonla konuşurken biz eşiniz Feza Hanım'ı arabaya aldık. Yanında oğlunuz da var. Maşallah, çok tatlı aynı siz." derken Kerim kalp atışlarının ilk defa bu kadar yükseldiğini hissetti. Telefonu kulağında tutarak hızla üst kata çıkarak tüm odalara baktı. Nefes nefese kalsa da kimseyi bulamamıştı.

"Ne yaptın lan karıma?" diye bağırdı boş odada Kerim Üstün. Bu oda Ateş'in odası olacaktı ama henüz yeni yeni doğduğu için bomboştu.

"Şu anlık sadece misafirimiz Kerim Bey!" dedi Kutay. "İnanın bana ama ben öyle olarak kalmasını isterim. Gelin görün ki siz Örgütü'ü kızdıracak birkaç şey yaptınız. Sizin için tam beş yıl bekledik. Şimdi sizinle hesaplaşma vakti."

Kerim hızla dışarı çıkmıştı. "Neredesin lan?" diye boş sokakta bağırdı. "Biz Feza Hanım ile çoktan yollara düştük. Ama sizi birazdan gelip bir araba alacak. İlk olarak neden Örgüt'ün silahlarını kendi üzerinizden pazara çıkardığınızı, sonra neden Bahar Gökdağ'ı öldürdüğünüzü, kara para aklarken Örgüt'ün adını neden kullandığınızı falan bize açıklarsınız. Değil mi?" Adamın sakin ses tonu Kerim'i daha da sinir ediyordu. Önünde siyah bir araba durduğunda hızla arka koltuğu açarak oturdu.

Ölümden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin