13

44 12 5
                                    

Taehyung

Telefonu kapatıp üstümü değiştirmiştim. Aynanın karşısında saçımı düzeltmek için biraz oyalanıp ayakkabılarımı giydim. Sınavdan kurtuluşumuzu kutlamak için pizza yiyecektik. Şimdi ise kapının önünde Jungkook'un gelmesini bekliyordum. Bu cümleyi daha önce de kurdum değil mi? Konsere gittiğimiz gün. O günkü gibi motorda arkasına geçip ona sımsıkı sarılacaktım. Fakat bu sefer farklı olacaktı. Çünkü artık beni sevdiğini biliyordum ve ondan çekinmiyordum. Sahildeki konuşmamızdan sonra çok düşünmüştüm. Onun davranışlarındaki, sözlerindeki ve gözlerindeki değişimin farkına varmıştım. Eskisi gibi ona güveniyordum. Onunla henüz konuşmamıştık ancak onun da yakın zamanda olacağından emindim.

Jungkook gelince motordan indi, birkaç saniye öylece yüzüme baktı fakat ben nolduğunu anlayamamıştım. Aniden belime sarılmasıyla her zamanki gibi şaşıp kaldım. İnsan önceden haber verir değil mi, kalp krizi geçireceğim birgün o olacak. Ben de boynuna sarıldığımda kollarını sıkılaştırdığını hissettim.

"Özledin herhalde beni." Kıkırdadı sadece, kulağımın dibinde görünüşüne tamamen tezat bebek gibi tatlı tatlı kıkırdadı. Ben son bir haftadır evde çalışmayı tercih edince birbirimizi görememiştik. Bu yüzden ben de onu oldukça özlemiştim. Ciddileşip benden ayrıldı.

"Çok özledim ancak hepsini telafi edeceğiz. Bundan sonra birlikte olacağımız için özlememize gerek kalmayacak. O yüzden önemli değil."

"Bence de önceden olan hiçbir şey önemli değil." Kocaman gülümsedi bana, hep hayal ettiğim gibi. Gözleri yıldız gibi parlayarak baktı. Bundan sonra böyle mi olacaktı, bu kadar güzel mi sevecekti beni? Bakalım kalbim nereye kadar dayanacaktı.

"Gidelim mi? Yoongi ile Jimin çoktan varmışlar."

"Gidelim."

~

Jungkook

Pizzacıya girdiğimizde herkesle selamlaşıp masaya oturduk ve muhabbet etmeye başladık. Birkaç dakika sonra garson siparişleri almaya geldi. Herkes karışık pizza istemişti ancak içinde mantar da vardı ve Taehyung mantar sevmiyor diye hatırlıyordum.

"Taehyung, sen mantar seviyor musun?"

"Hayır, aslında şimdi söylecektim." Sonra garsona dönüp konuştu. "Birinde mantar olmayacak." Garson siparişleri alıp gitti.

"Sevmediğimi nerden biliyordun ki?" Onunla ilgili bir şeyi hatırlamam hoşuna gitmiş gibiydi, gülümsüyordu.

"Geçen sene sınıfça yemeğe gittiğimizde söylemiştin."

"O zaman beni seviyor muydun?"

"Evet, seviyordum."

"Hiç farkında değildim."

"Ben de öyle."

O sırada içeriye giren kişiyle donup kaldım. Jieum'u görmeyi gerçekten hiç düşünmüyordum. Umarım beni görmez diye düşünürken bizim olduğumuz tarafa döndü ve göz göze geldik. Birkaç saniye bakıp gülümsedi ve arkadaşıyla karşımızdaki masaya geçti. Umarım bir sorun çıkmazdı. Taehyung ile her şey daha yeni düzeliyordu, onu tekrar üzmek istemiyordum.

"Jungkook, bir sorun mu var?" Farketmemesini umuyordum ama o beni en iyi tanıyan insanlardan biriydi ve tabiki anlamıştı. Gülümseyip konuştum.

"Hayır, dalmışım sadece." Elini koluma koydu ve gözlerime baktı.

"Emin misin, az önce giren kızla ilgili bir şey var gibi geldi bana. Eski bir arkadaşın mı?"

"Evet, bir süre konuştuğum bir arkadaş. Görünce şaşırdım, o yüzden. Önemli bir şey değil yani." Anladığını belirtmek için başını salladı ve pizzasını yemeye devam etti.

~

Taehyung

Bir yandan masadakilerle konuşurken bir yandan da Jungkook'u izliyordum. Gergince az önceki kızın olduğu masaya bakıp duruyordu. Belli ki sakladığı bir şey vardı ama bana söylemiyordu. Çok kurcalamak istemiyordum, diğerlerinin yanında olduğumuz için söylemiyor olabilirdi. Bu yüzden onun anlatmasını bekleyecektim. Jimin'in aniden bize dönüp konuşmasıyla bakışlarımı ona çevirdim.

"Bir şey dicem, siz birbirinize biraz zaman verip sonra konuşacağınızı söylemiştiniz ya, şimdi bu bitti mi yani sevgili misiniz?" Sevgili miydik? Bir kaç saniye düşündüm ama bir sonuca varamayınca Jungkook'a döndüm. O da bana bakıyordu. Sonra başını Jimin'e çevirdi.

"Henüz konuşmadık bunu, ben de bilmiyorum. Sevgili miyiz Taehyung, veya sevgili olalım mı?" Bunun daha özel bir an olacağını düşünmüştüm ama neyse, böyle de olabilirdi. Tam cevap verecektim ki az önceki kız Jungkook'un yanında belirdi.

"Kookieee, seni gördüğüme çok sevindiiim. Nasılsın görüşmeyeli?"

Jungkook kızın aksine çok sinirli gösüküyordu. Hiçbir şey söylemeden ayağa kalkıp kızı biraz bizden uzaklaştırdı ve sinirle bir şeyler söyledi ancak uzakta oldukları duyamıyordum. Kız bir süre sonra yanımıza geldi ve bana elini uzattı.

"Ben Jieum, Jungkook'un eski sevgilisi. Sen de Taehyung olmalısın. Jungkook onu sevdiğinden bahsetmişti. O zaman seni istemiyor gibiydi ama anlamadım şimdi ne değişti. Neyse umarım Jungkook seni de kullanmaz benim gib-" Jungkook kızı kolundan çekip bağırdığı için cümlesini tamamlayamamıştı. Bense onun dediklerini kavramaya çalışıyordum.

"Kes şunu, ne hakla gelip sevgilimin kafasını karıştırmaya çalışıyorsun? Ayrıca ben seni kullanmadım, böyle bir yalan söyleyemezsin."

"Yalan mı? Kendi duygularından kaçmak için beni kullanmadın mı? Sırf bir şeyleri kabullenemediğin için kalbimi kırdın. Benden ve diğer kızlardan haberi olmayacak mıydı sanıyorsun? Ben sadece her şey geç olmadan kendini korusun istedim, onun da kalbini kırma diye."

Diğer kızlar mı? Yani daha önce birden fazla sevgilisi olmuştu ama bana bunca zaman aşka inanmadığını mı söylemişti? Beni defalarca kandırmıştı.

Ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Hemen buradan gitmezsem ağlayacaktım. Kapıdan çıktığım gibi koşmaya başladım, ondan uzaklaşmam gerekiyordu. Caddeye geldiğimde yanımdan gelen arabayı yeni farketmiştim fakat fazla hızlı koştuğum için duramazdım. Bir anda kolumdan çekilmemle Jungkook'un bana sarılması bir oldu.

"Taehyung! Sana bir şey olsa napardım? Neden dikkat etmiyorsun kendine?"

Çok korktuğum için ve anın verdiği duygusallıkla ben de ona sarılıp ağlamaya başladım. Beni sakinleştirmek için saçlarımı okşuyordu. Kendime gelip az önce olanları hatırladığımda ondan ayrıldım ve gözlerine baktım.

"Neden yalan söyledin bana? Hani hiç sevgilin olmamıştı, aşka inanmıyordun? Bunları söylesen kızar mıydım ben sana, niye yalan söylüyorsun durmadan?"

"Bir yere oturup sakince konuşsak olmaz mı güzelim?" Güzelim mi demişti o bana? Neyse bunu sonra düşünecektim, şuan ona kızmam lazımdı.

~

Bölüm birazcık gecikti çünkü sınavım vardı bugün ama eve gelince hemen yazmaya başladım sizin için.
Şimdi diyeceksiniz ki nerden çıktı bu sevgili olayı, hani aşka inanmıyordu? Ama sebebi var onun da birdahaki bölümde yazacağım.
Bir dee 300 OKUNMAYI GEÇMİŞİZ. ÇOOK TEŞEKKÜR EDERİM SİZEE.
İçime çok sinmedi benim ama umarım bölümü sevmişsinizdir ve bundan sonra da fici severek okursunuz.
Görüşmek üzeree💜

Fall In Love With You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin