"Bekliyorum"
Bir Berke'ye bir Ecem'e bakıyordum. Ecem, şaşkınlıkla ve utanç içinde Berke'ye bakıyordu. Utanmasının sebebi beni zorbalaması değildi. Utanma sebebi şuan sınıftaki tüm öğrencilerin içinde rencide edilmesiydi.
"Özür falan dilemiyorum"
Berke ellerini yumruk yapıp sınıfa döndü.
"Hepiniz dışarı!"
Berke'nin yüzüne baktılar ilk önce sonra da birbirlerine bakıp Berke'nin dediğini yapıp sınıftan sırayla çıktılar. Berke, herkes dışarı çıktıktan sonra zaten neredeyse dibinde durduğu Ecem'in üzerine daha çok yürüyüp Onu dolap ile kendi arasında sıkıştırdı.
"Seni uyardım." Dedi Ecem'in yüzüne doğru sert bir sesle " Ben,seni daha önce bu konuda gayet iyi bir dille uyardım!" Dedi tane tane üstüne bastıra bastıra yüksek bir sesle konuşuyordu. Elini kaldırıp duvara vurdu.
"Sözümden çıkarsan arkadaş daha olmayız dedim. Sen ne yaptın peki? Benim inadıma gidip onu sıkıştırdın!"
Berke'nin boyundan Ecem'i göremesem de onun bana baktığını hissettim.
"Neden? Neden lan Neden?"
Ecem'in sesi bir bağırıştan çok çığlık gibiydi.
"Neden onu koruyorsun lan? Niye? Onu özel kılan ne? Yoksa ona karşı duyguların mı var?"
Ben mi? Bana karşı duygular mı? Ne saçmalıyor bu kız? Berke bana karşı ne hissedebilir? En fazla beni kardeşi olarak görüyordur.
O an Berke bir kaç saniyeliğine bana döndü. Sonra tekrar önüne dönüp kolunu indirdi.
"Ceylan, dışarı çıkar mısın?"
Bir şey demedim ve sınıftan çıktım. Ne kadar da dengesiz biriydi. Hem beni kovuyordu hem de koyduktan sonra Ecem'in bana zarar verdiğini söyleyince hesap sormaya gidiyordu. Amacı ne? Benden ne istiyordu? Ben onunla için neyim de bu kadar sinirlendi?
Kenara geçip duvara yaşlandım ve onu beklemeye başladım. O sırada ders zili çaldı ama umursamadım. Tüm öğrenciler sınıflarına girerken Ecem'in sınıf arkadaşları kapının önünde bekliyordu. Öğretmenler için zil çaldığında sınıfın kapısı açıldı ve Berke çıktı. Berke'nin çıkmasıyla herkes sınıfa girdi. Berke'nin yanına gidip kolunu tuttum.
"Dengesiz misin sen? Neden davranışların birbiriyle çelişiyor?"
Yüzüme bakarken kaşlarını çattı.
"Nasıl?"
"İlk önce o kızın önünde beni kovdun sonra o kıza bana zarar verdi diye kızıyorsun amacın ne?"
Gözlerini kolunu tutan elime kaydırdı. Elimi biraz daha sıktım. Neden bilmiyorum ama kaçmak istediğini hissettim. Gözlerini tekrar gözlerime getirdiğinde Gözlerini kırpmadan gözlerime bakmaya başladı. Gözlerini gözlerime kilitledi. O an elimi istemsizce biraz gevşettim.
"Amacımı bende bilmiyorum"
Bu defa elimi tamamen indirip bir adım geriye gittim. Anlam veremediğim bir hava vardı ve ne hissetmem gerektiğimi hiç bilmiyorum. Şuan yüzüne karşı sesimi yükseltip bana karşı neden böyle davrandığını sormak istiyordum ama içimden bir şeyler yalnızca susup onu izlemek istiyordu. Onun Yüzüme bakarken ki ifadesi ve gözleri daha önce hiç görmediğim türdendi.
"Öyle bakma" dedim bir anda. Gözlerini gözlerimden ayırıp yüzümde gezdirmeye başladı.
"Ne varmış bakışlarımda?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hapsolmuş Hayatlar
Teen Fiction"Sana göre o gün senin işine karışan bir yabancı olabilirim belki ama bana soracak olursan ben herseyimi kurtardım. Yine olsa yine yaparım gerekirse kendi canımı verir senin yaşamanı sağlardım"