13. BÖLÜM (YARISI)

277 44 30
                                    

Hani bası acılar vardır ya saatlerce duvara bakarken dalmanıza sebep olur. İşte orda daldağınız zaman kafanızın içinde binlerce ses olur, bütün düşünceleriniz birbirine girer, sanki kafanızın içinde dolanan tüm herşey birbiri ile kavga ediyormuş gibi olur. Dışınızdan tek bir harf bile çıkmazken içiniz savaş alanından farksızdır.

Bazı insanlar yaşamayı dahi beceremezdi. Değil yaşamayı ben ölmeyi dahi beceremedim. İçimde olan biteni anlatmak zor, kelimeler yardım etmiyor kendimi anlatmama.  Bazı insanlar şanslı doğar, bazı insanlar ise bazı konularda şanssız olur. Ben ikisinden de değildim. Ben hiçbir konuda şanslı değildim. Beni Dünya'ya getiren anne, babam tarafından sevilmiyordum. Kardeşlerim için yokluğum varlığımdan daha yararlı. Ne aşkta ne de dostlukta kazandım. Hayatım koca bir yaradan ibaretti.

Boğazım düğüm düğüm, sanki birisi boğazımı sıkıyormuşçasına sızlıyor. Gözlerim dolu fakat yaş akmasın diye direniyorum. Elim ayağım buz tutmuş titriyordu. Aldığım nefes bile canımı yakarken ben hala yaşıyorum ölmedim, ölemedim.

Okulun bahçesindeki banklardan birine oturmuş gökyüzünü izliyorum. Herkes dersteyken ben buz gibi havada oturmuş niye yaşadığımı sorguluyorum. Fakat ne yazık ki bir cevap bulamıyorum.

Artık gözyaşlarımı tutmanın anlamsız olduğunu düşünüp kendini serbest bıraktığımda bu sefer ben istediğim için ağlayamıyorum.  Ağrıyan boğazımdan bir nefes daha geçirdikten sonra ayağa kalktım ve okulun içine doğru adımladım. Uzaktan yaklaşan Berke'yi gördüğümde göğsüm hafif sıkıştı. Bi aşk acısı eksikti zaten. 

Başımı yere eğdim ve adımlarımı bi tık daha hızlandırdım. Onun yanından yüzüne bakmadan geçmek isterken o beni durdurdu ve eliyle çenemi kaldırıp göz teması kurmamızı sağladı. Kalbim deli gibi atıyordu. Elimi kaldırıp elini sertçe ittim ve gözlerimi ondan ayırıp yürümeye kalkıştım. Yalnızca kalkıştım çünkü izin vermedi. İki elini de omuzlarıma koyup tam karşında durdu.

"Neden benden uzaklaşıyorsun?"

Son günlerde hep ondan kaçıyordum çünkü bunca derdimin içinde bir de onun bana karşı olan davranışlarını sorgulayıp yaşadığım duygu karmaşasının üstüne bir de aşk acısı ekleyemezdim. Gözlerimi yüzünde gezdirdim. O gün bana karışmasaydı bugün bunların hiçbirini görmeyecektim diye düşündüm. Omzumdaki ellerini yine sertçe indirdim ve onun şaşkın bakışlarına karşılık öfkeli gözlerle baktım ona.

"O gün karışmasaydın şuan yaşamayacaktım! " diye bağırdım. "O gün benim işime karışmasaydın bugün nefes almıyor olacaktım! O toprağın altında en azından bu boktan insanlara katlanmak zorunda kalmayacaktım! Senin yüzünden şuan hala hayattayım, nefes alıyorum ve çok teşekkür ederim sayende daha çok acı çekiyorum!" diye bağırmaya devam ettim. Ellerimi kaldırıp yüzüne yaklaştırdım ve alkış tuttum.  "Çok teşekkür ederiz Berke Bey sayenizde bir insanın intihar girişimi engellendi ve bu çok büyük bir başarı tebrik ediyorum sizi"

Ellerimi tutup indirdi ve sesini yükseltti. "Saçmalamayı kes! "Alayla kahkaha attım. "Saçmalıyorum öyle mi? Ben saçmalıyorum doğru ya ben saçmalıyorum haklısın" gözleri beni baştan aşağı süzdükten sonra "sana bişeyler olmuş sen bu değilsin" gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Ellerimi yüzüme götürüp yüzümü kapatarak ağlamaya başladım. Ayaklarımın daha fazla ayakta durmama yardım edemeyeceğini anlayıp yavaş yavaş yere çökmeye başladım. O sırada Berke beni kollarımdan tutup beni kendine yasladı.

"Dayanamıyorum Berke. Dayanacak gücüm kalmadı. Artık nefes almak bile işkence gibi. Herkes, herşey üstüme geliyor. Bana karışmasaydın o gün herşey bitmişti kurtulmuştum ama sen her şeyi bozdun"

Artık tamamen yere oturmuştum. Başım Berke'nin göğsüne yaslanmış, kollarım yerdeydi. Berke kollarımdan tutmayı bırakıp beni tamamen sarmıştı. Şuan okulun bomboş bahçesinin ortasında ikimiz yere oturmuş sarılıyorduk. Hıçkırarak ağlamaya devam edince yüzümü onun göğsüne bastırdım.

"Ben pişman değilim ceylan. Ne dersen de sen yaşamayı hakediyorsun ve sana göre o gün senin işine karışan bir yabancı olabilirim belki ama bana soracak olursan ben herseyimi kurtardım. Yine olsa yine yaparım gerekirse kendi canımı verir senin yaşamanı sağlardım"

Başımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Ne demek istiyorsun? " dedim titreyen sesimle.

"Şuan bunu açıklamam için doğru bir zaman değil" dedi ve sol elini kaldırıp başımı göğsüne bastırdı yeniden.

"Sana sarılmak düşündüğümden daha güzel hissettiriyormuş" dedi bir anda

BÖLÜMÜN SİPER YARISINI YARIN ATACAĞIM BEKLEMEDE KALIN İYİ  GECELER. KENDİMİ BİR AN SPİKER SANDIM JEKRHEKJEJE

Hapsolmuş HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin