15. BÖLÜM (2)

194 22 4
                                    

Nefesimi yavaşça bıraktım. Elimi kaldırıp Berke'nin kolunu indirdim ve Görkem'e döndüm.

"Dalga geçmeniz ve beni utandırmanız bittiyse efendim, dışarı çıkar mısınız? Zil çalacak da" dedim elimle sınıf kapısını işaret ederken çalacak olan zili de hatırlatarak.

Sınıf kapısı açılınca hepimiz kapıya baktık. Ben içimden "lütfen hoca olmasın" diye dua ederken sınıfa girenin Barış olduğunu görünce rahatlayıp gülümsedim. Başımı Berke'den yana çevirmem ile çatık kaşlarla bana bakan Berke ile göz göze gelmem bir oldu. Aslında şey bi de bi tık sinirli gibi bir hali vardı. Kıskanmış mıydı? Beni? Berke? Kıskanacak? Yok canım! Ben aptala mı yatıyorum yoksa?

Ben Berke'ye boş boş bakarken Berke sağ gözünü kırpıp başını "Ne ayak?" Der gibi salladı." Aranızda ne var sizin bu yavşakla?" Diye sordu. Omuzlarımı yukarı aşağı kaldırıp indirdim. O sırada Görkem, Barış'ın yanında durmuş kolunu onun omzuna koymuştu. Sanırsın Polat Alemdar oldular.

"Hiç birsey yok aramızda, çocuğu da bırakın " dedim.

"Yanlış anlamazsanız bir sorum olacaktı abi" Dedi Barış Görkem'in suratına bakarak.

"Soracağın soraya göre değişir koçum "

"Şey acaba diyorum merakımdan söylüyorum bunu tabi aranızda olan biten beni ilgilendirmez ama insan merak edince de sormadan edemiyor tabi"

"Lafı dolandırmadan söyle " Berke kolunu yine omzuma atarak konuşmuştu.

"Şey Berke abi siz ikiniz Şey misiniz?"  Dedi Barış başıyla ikimizi işaret ederek.

Başımı Berke'ye çevirdim, daha doğrusu yüzünü görebilmek için yukarı kaldırdım başımı. Berke iki gözünü de yumup hafifçe gülümsedi. Sonra Başını yukarı aşağı sallayıp açtı gözlerini. Başımı Barış'a çevirdiğimde gözlerini kocaman açmıştı.

"Şimdi sen benim eniştem misin?" Dedi Barış. Berke ise dilini damağına vurup Başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır Ceylan senin yengen oluyor"

"Tamam o zaman "

Zilin çalması ile sınıfın kapısı açıldı. Kapı açıldığı için Berke benden uzaklaştı. Selim ve Görkem bana el sallayıp sınıftan çıktılar. Berke bana göz kırpıp önüne dönerken Esra'ya çarptı. Berke ona bakmadan sanki hiç çarpmamış gibi önüne tekrar döndü. Fakat Esra'nın gözleri onun üzerindeydi. Bakışlarından ona hayran olduğunu anlayabiliyordum.

Ellerimi yumruk yapıp Esra'ya kitlendim. Kulağımda ise barışın fısıldayan sesini duydum.

"Seninkine göz koymuş, sevgilisinden ayrılalı 2 hafta oluyor zaten bence dikkat et bunun her yeri ayrı oynuyor"

Başımı yavaşça Barış'a çevirdim ve tehlikeli bakışlarımı ona yönelttim.

"Ne diyorsun sen Allah aşkına?"

"Demek istediğim şu; sen bu yelloza kene gibi yapış, ben yardım ederim. E hazır Berke de senin sevgilin oluyor sırtın yere gelmez hem için de rahatlar"

Başımı iki yana salladım.

"La havle ve la kuvvete! Oğlum sen salak mısın? Ben bununla niye uğraşayım? Dövecek olsam döverdim zaten ama benim tertemiz ellerim onunla kirlenmesin diye susuyorum geçen yıldan beri.  Ayrıca ben senin gibilerin gazlamasıyla adam falan dövmem merak etme. Sen git o Ela'nın çetesine yaranmaya çalış belki Ezgi ile biraz yakın olursun da sevgili olursunuz hıh!"

"Ne? Ne alaka? sen nerden biliyorsun? "

Şalımı hafif savurdum ve yerime geçtim. Arkamdan gelen Barış'ı duymazdan gelerek bacak üstüne bacak atıp kollarımı bağladım.

Hapsolmuş HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin