Okulun bahçesine giriş yaptığımda içimi bir heyecan kapladı. Nedenini bilmesem de hoşuma gitti bu heyecan. Sınıfıma doğru yol alırken başımı yere eğdim. Birinin omzuna çarpıp dengemi hafif kaybetsem de yere düşmedim ve başımı yukarı kaldırıp kim olduğuna baktım. Karşımda Berke duruyordu ve içimi tarif edemeyeceğim bir duygu kapladı. Kalbimin ritmi değişti ve daha çok heyecanlandım. Ben ne yapacağımı bilmediğim için öylece dururken o bana bakarak kaşlarını çattı.
"Bir şeyin mi var?" Elini kaldırıp alnıma koydu" yanakların kızarmış ama ateşin yok" hızla elini indirdim. "Bir şeyim yok dışarıda hava biraz serindi ondan" dedim çabucak. Yalan değildi Ekim ayının sonlarına yaklaştığımız için havalar serindi. Yüzüme bakıp kaşlarını çattı ilk başta. Daha sonra omuzlarını silkti ve elini omzumu patpatladı "Dikkat et hasta olma" dedi ve arkasını dönüp gitti.
O gittikten sonra hala olduğum yerde durup yere bakarak daldığımı farkedip Ellerimi yanaklarıma vurup kendime gelmeye çalıştım. Neler oluyor bana? Son günlerde bir garip hissediyordum. Düşündüğüm şey olamazdı değil mi? Aşık mı oluyorum yoksa? Hayır hayır tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. saçma sapan düşünceleri kafamdan hemen kovdum ve başımı hafif yukarı kaldırıp Sınıfıma doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.
Sınıfa girdiğimde benim oturduğum sırada oturmuş telefonuyla oynayan Barış'ı görmeyi beklemiyordum. Hızlı adımlarımı yavaşlattım ve Yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim. Sırama yaklaştığımda Barış, Başını kaldırıp bana baktı benim gülümseyen yüzümü gördüğünde o da bana gülümsedi.
"Tek oturuyorsun diye yanına geçeyim dedim rahatsız olmazsın değil mi?"
Başımı sağa sola salladım.
"Ne rahatsızlığı? Derslerde sıkılıyorum zaten iyi oldu"
O sırada benim yerime geçmem için ayağa kalkıp biraz çekildi. Ben de sıraya önce çantamı koydum sonra yerime geçip oturdum, yanıma o da oturunca telefonunu açıp bir şeyler yapmaya başladı. Ben biraz yaklaşınca Başını bana çevirdi ve göz göze geldik. Gözlerime odakladığı bakışları rahatsız hissettirdiğinden gözlerimi gözlerinden çekip yere bakmaya başladım ve boğazımı temizledim.
"Kusura bakma ne yaptığını merak ettiğimden telefonuna baktım. Özeline karışmak gibi bir niyetim yok"
Gözlerimi yerden ayırıp yüzüne çevirdim hala bana bakıyordu.
"Özel birşey yoktu zaten arkadaşıma okula ne zaman okula geleceğini soruyordum"
Başımı salladım ve başka birşey demedim. Kollarımı birbirine bağlayıp karşıya bakmaya başladım. Duvardaki saate bakarken aklıma Berke geldi. Gözümün önüne gülüşü geldi ve bende gülümsemeden edemedim. Gözlerinin önünde sallan eli farkedip yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve başımı Barış'a çevirdim.
"Hadi itiraf et sen de kurtul" Kaşlarımı çattım. "Derken?" dedim. Sırıtarak"ona aşıksın değil mi? " dedi. Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırıp "af buyur?" dedim. Barış sabır diler gibi gözlerimi yumdu. Daha sonra ellerini omuzlarıma koyup ona dönmemi sağladı. "Berke'ye karşı duyguların var" devam etmesine izin vermedim ve omzumdaki ellerini indirdim. Tamam arkadaş olabilirdik ama bu kadar samimi davranması beni rahatsız etmeye başladı.
"Bak! Kafanda ne kuruyorsun ya da ne tür bir amacın var bilmiyorum ama ima etmeye çalıştığın şeyler doğru değil ve hiç bir zaman olmayacak ve bir daha bana temas etme" herkesin bana baktığını farkedince yüksek çıkan sesimi biraz alçalttım" iyiliğin için söylüyorum " Barış benim bu ani sert çıkışıma şaşırmıştı. Beni tanısaydı şaşırmazdı. Ben baskıya gelemezdim ve o sadece baskı yapmamıştı bana temas etmişti ve ben daha yeni tanıştığım bir erkeğin bana dokunmasına izin veremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hapsolmuş Hayatlar
Teen Fiction"Sana göre o gün senin işine karışan bir yabancı olabilirim belki ama bana soracak olursan ben herseyimi kurtardım. Yine olsa yine yaparım gerekirse kendi canımı verir senin yaşamanı sağlardım"