Alone | Yoonmin

1🍁

Yeni bir iş günündeydim. Oldukça yüksek olan bu binada toplam 10 kişi ile birlikte bir odayı paylaşıyordum. Yanımdaki sandalyede oturan Taehyung saçlarını küllü sarıya boyamıştı ve bu ona gerçekten yakışmıştı. Siyah saçlarımı gözümden çekerek bilgisayarımın klavyesine yöneldim. Hemen hemen 50 sayfalık bir yazıyı pdf ye geçiriyordum. İşimin kolaylarından biriydi bu. Bu 50 sayfalık yazıyı kendim yazmam tabiki de daha zor du.

İşime devam ederken Tae nin telefonu ile ilgilendiğini gördüm. Kolumla onu dürtüp kulağına eğildim.

"kovulmak istiyorsun sanırım"

"hayır Jimin sadece favori erkek grubumun şuan japonya da mükemmel bir konseri var onu izliyorum, baksana harika görünüyorlar"

Telefonu bana uzattığında hemen hemen 300 kişilik bir konser alanı, geniş bir sahne vardı. Kamera yakınlaşınca sahneye güzel bir hava katan mavi neon ışıklarla yazılmış "Bangthree" yazısını gördüm.

"bak bu Jeon Jungkook o benim biasım, çok yakışıklı değil mi?"

"şu kısa boylu nun pozisyonu ne?"

"rapper, çok iyi rap yapıyor boyuna bakma"

Kıkırdamaya başlamıştım. Ben de kısaydım ama adının Yoongi olduğunu öğrendiğim idolün grup arkadaşları birer deve gibiydi. Ve komik duruyordu. Diğer üyeler gerçekten çok yakışıklıydı. Seokjin in gözlerinin hayranlarına bakarken ki parıltısını görebiliyordum.

"herkes işinin başına!"

İçeriye girmiş ve bizi gören patron ile aceleyle telefonu bırakıp işe döndük. Saate baktığımda daha mesainin bitmesine çok vardı. Gerçekten sıkılmıştım. Patron odadan çıkınca telefonumu elime aldım. Kulaklığımın birini kulağıma takıp saçımla gizlemeye çalıştım. Aynı grubun bir şarkısını açtım ve müzik eşliğinde işimi bitirdim.

~~~

"burada hiç konser verdiler mi?"

"evet ilk konserleri burada olmuş ama ben o zamanlar daha onları keşfetmemiştim, gidemedim"

"tekrar konser verirlerse gider miyiz Tae?"

"salak tabiki gideriz, Jungkook'umu canlı görme hayali... O kadar harika ki"

İkimiz de gülmeye başladık. Yürüdüğümüz yolda en sonunda ikimizin evine giden yol ayrımı geldi. İkimiz de ayrılmak istemedik bu gece.

"bana gidelim tetee!"

"ahh yapma şöyle şirinlik, bebek seni"

Taehyung beni sürekli böyle severdi. Çok hoşuma gidiyordu tabii. Taehyung eşcinseldi. Bu güne kadar hiçbir kıza aşık olmamıştı. Baskın bir erkekti. Bazen gülüşü ile bebeğe dönüşse de normal hali ürkütücüydü. Saçını da bu ürkütücülüğü kırmak için boyatıyordu. Bence ona her saç modeli, her kıyafet stili yani kısaca her şey yakışıyordu.

"sana içki alırım, bana gidiyoruz"

"zayıf noktamdan vuruldum, hadi gidelim Jimin-shi"

Birlikte benim sokağımda yol aldık. Yol üstündeki küçük marketten onun favori içkilerinden iki şişe biraz da atıştırmalık aldım. Evde küçük bir parti verecektik sanırım...

~~~

"sarhoş olursan sana bakmam haberin olsun"

Taehyung un sitemine göz devirmiştim. Kolay sarhoş olan birisi olabilirim evet. Ama suç bende değil! Tae bu kadar baskın olmasaydı. O gün evet sarhoş olmuştum. Onun da kafası güzeldi biraz ama kendindeydi.

Taehyung un eski sevgililerinin dedikodusunu yapmıştık biraz. Ondan sıkılıp iş yerindeki ruhsuzları eleştirdik. Patronun ne kadar suratsız olduğunu tekrarlayıp durduk. Cips tasını devirdik yanlışlıkla (!). Onu toplayalım derken bir de içki döktük. Yerdeki ince kilimi kaldırıp yıkamaya gönderecektim artık. Onu toplayalım derken boş birkaç bardak da yere düşüp kırılmıştı...

Böyleydi işte günlerim. Taehyung ile renklenir, Taehyung ile kirlenirdi evim. Sakin bir yaşantıydı. O günden önce...

"BANGTHREE! BANGTHREE! BANGTHREE!"

Hayranlarla birlikte bağırıyordum, bağırıyorduk. Sonunda, sonunda gelmişlerdi olduğumuz şehre. Taehyung ile ilanı görür görmez en önden bilet almıştık. İş yerinden zorla izin almıştık ve kapalı konser alanına varmıştık. Sahneye çıkmak üzerelerdi. Sonunda görecektim onu... 3 ayda takıntılı hale geldiğim o idolü. Min Yoongi'yi...

💌

Selamlar nasılsınız?

Umarım beğenirsiniz bu fici

Aklımda harika şeyler varr

Diğer bölüm sizi heyecanlandıracak eminim, bu bölüm sıkıcıydı ondan da eminim

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜