19🍁

24 3 0
                                        

"Jungkook bir açıklama bekliyorum senden"

Sesim git gide inceliyordu. Jungkook anlamadığım bir tavır ile kollarını bağladı.

"Taehyung a hastanedeki gün numaramı vermiştim güvenip, birkaç hafta konuştuk diye kendini bir şey sandı, hepsi bu kadar"

Kan beynime sıçramış gibi bu çok rahat şekilde konuşan bedeni parçalamak istedim. Beni durduran şey Yoongi min belimdeki elleriydi. Beni rahatlatacağını bilerek kulağıma fısıldadı.

"onunla ben konuşacağım, sen şimdi arkadaşınla ilgilen, her şey iyi olacak"

Gözlerimi kapatıp derin nefesler aldım. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Belimdeki elleri sevdim kısa süreliğine ve ondan ayrılıp tekrar Tae nin başı yanına diz çöktüm.

"Jungkook yukarı"

"ne yukarısı Yoongi hyung?"

"Jungkook çık yukarı! Jin hyung bekliyorum seni"

Üçü de yukarı adımladı ve korumalar ve ikimiz kaldık. Göz yaşlarım akarken Tae nin saçlarını okşuyordum.

"su ister misin?"

Bana su uzatan korumaya zorla gülümsedim. Bardağı titreyen ellerim ile aldım ve içtim birkaç yudum. Bardağı masaya bıraktım. Birkaç dakika sonra aklıma gelen şeyle benim üstüme yürüyen adının Namjoon olduğu korumaya değil diğerine döndüm.

"kolonya var mı?"

Ciddiyetini bozmadan arkasındaki dolaplardan bir tane çıkarıp uzattı bana. Kapağını açıp elime döktüm. Rahatlaması için onun yanaklarına ve boynuna sürdüm. Kolonyayı koklattım burnuna. Bu kokudan nefret ettiği için uyanmasını hızlandıracağına emindim. Öyle de olmuştu. Sanki boğuluyor gibi öksürerek uyandı bir süre sonra. Derin bir nefes verdim uyanmasına karşın.

"ne bu kolonya kokusu neredeyim ben?"

Koltuğun kenarına oturup onun boynuna sarıldım sıkıca.

"çok korktum Taehyung yine aynı şeyler olacak diye, çok korktum"

Sırtımı sarıl beni sakinleştirmeye çalıştı.

"tamam olmadı öyle bir şey maalesef ki ölmedim"

Sarılmayı bırakıp ters ters baktım ona.

"amacın ölmek mi? Neden peki birisi yüzünden mi? O Jungkook pi-"

"öhm Bay Jeon hakkında düzgün konuşun lütfen"

"Namjoon muydu?"

"evet"

Sinirli bir ses tonu vardı. Ama canıma tak etmişti.

"yukarı gidin, istemiyorum sizi burada"

Ukala şekilde güldü.

"ne hakla böyle konuşuyorsu-"

"sevgilim hakkıyla böyle konuşuyor Namjoon"

Gelen Yoongi ve söylediği ile yutkunmuştum. Sevgilim? Şuan buna sevinmek istiyordum ama çok yorgundum. Aklımın bir köşesine buna sevinmem gerektiğini yazdım.

"daha iyi misin Taehyung?"

"iyiyim sağolun"

Masadaki bardağı ellerine tutuşturdum. Fena şekilde içki kokuyordu. Ve hala boğazlarının yandığına emindim. Diğer ikisi de aşağı indiğinde Taehyung Jungkook a kitlenmiş bir şekilde kırgınca bakıyordu. Ondan bakışlarının bir karşılığını alamayınca başını yere eğdi.

"verdiğim rahatsızlık için sizden özür dilerim, çok içtim ve aklımı kaybettim, pek bir şey hatırlamıyorum"

Yumuşak ses tonu ile konuşan Seokjin olmuştu.

"daha iyi misin? Doktor çağıralım mı?"

"hayır teşekkürler. Jimin gidelim mi?"

Elimi tuttuğunda diğer elimi üstüne koydum. Benim hareketlerim arkadaşçaydı ama arkamı döndüğüm Yoongi nin arkada kıskançlık krizi geçirdiğini bilmiyordum.

"daha yeni ayıldın biraz daha dinlensen"

"Jimin, gidelim"

Burada kalmak istemiyordu. Jungkook onu rahatsız ediyordu kesinlikle. Oturduğum yerden kalkıp onun da kalkmasını bekledim. Ayaklanınca kolundan tutarak kapıya yürüdüm. Montunu askıdan alıp giyerken yanıma gelen Yoongi yi fark ettim. Ona dönüp boynuna sarıldım. Kulağına fısıldadım.

"daha sonra görüşelim seninle, sevgilim"

💌

Alone | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin