7🍁

38 7 1
                                    

~Jimin~

"Taehyung geldi sanırım"

Yoongi kapı sesini duyunca ayaklanmıştı. Yüzünün asıldığını görünce sırıtmıştım. Kapıya gitti kısa süre içinde Taehyung içeri geldi.

"nasılsın Jim!"

Gelip bana sarılmıştı. Belime dikkat ederek de olsa Yoongi elleri ceplerinde içeriye girerken umursamaz bir ses tonu ile konuşmuştu.

"sırtına dikkat eder misin?"

Taehyung göz devirerek beni bırakmış ve koltuğa oturmuştu.

"asıl sen dikkat ettin mi gün boyu?"

"merak etme onun zararına bir şey yapacak değilim"

Taehyung ciddiyeti bir kenara bırakıp alaylı bir ses tonu ile konuştu.

"ben olmasaydım şu tatlı çocuk sana bu hayranlıkla bakmazdı"

Benim yanaklarım kızarmaya başlarken Yoongi nin ne yaptığını bilmiyordum. Utançtan bakamıyordum ona. Birkaç saniye boyunca sessizlik oldu sonra ise Yoongi nin aynı şakacı tondaki sesi yükseldi.

"teşekkür hediyesi olarak Jungkook a senden bahsederim?"

Duyduğum şey ile gülmememi tutamamıştım. Kahkahalara boğulurken Taehyung yerinden fırladı. Önce bana baktı kaşları çatık şekilde.

"sen söyledin demi... Jim!"

Dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemi tutmaya çalıştım. Yoongi nin kıkırtıları kulağımdan gitmiyordu. Tae ona döndü bu sefer.

"yaparsan işime gelir aslında ama çok düzgün ayağa benzemiyorsun kötü bahsedersin filan"

"inan bana çok güzel öveceğim, hem Jungkook sever, ister baskın bir erkeği olmasını"

Pis pis sırıtırken Taehyung dediğini anlamaya çalışmıştı. Aklına bir şey gelmemiş olacak ki boş boş baktı suratına. Bu sefer Yoongi mala anlatır gibi denemişti.

"ranza diyorum, altta yatmayı sever diyorum, anlıyor musun gerizekalı?"

Tae nin jeton sonunda düştüğünde yanaklarına kan inmişti. Onun bu haline ikimiz yine gülmeye başlamıştık. Sonra Taehyung yine sinirlenmiş ve lavaboya gitmişti. Şuan orada az önce öğrendiği şeyi düşünüp gülümsediğine o kadar emindim ki...

Yoongi oturduğu yerden kalkıp benim yanıma oturdu. Dibime girmişti resmen. Kolunu benim tarafımda koltuğa başımın arkasından uzatmıştı. Bu halde daha da yakın duruyorduk. Ona döndüğümde onun da bana baktığını görmüştüm. Yüzlerimiz oldukça yakınken direkt dudaklarına baktım. Aklıma o video gelmişti tek başına çıktığı tekne tatilinde yediği karpuz videosu... Video da dudaklarının yumuşaklığı, hareket edişi öyle değişik ve güzeldi ki onlara öyle dokunmak istemiştim ki...

"neden dudaklarıma bakıyorsun Jimin'cim?"

Gözlerimi oradan asla ayırmadan, sırıtarak konuştum.

"bir video vardı...karpuz yiyorsun?"

"hmm evet tatilde çektim onu, ne olmuş?"

"işte orada sanki karpuz yiyor gibi değil de sanki öpüşüyor gibiydin, o yüzden sürekli dikkatimi çekiyor"

"diğerlerinden özel olduğunu biliyorsun değil mi? Yani şuan o dudaklara dokunabilirsin bunu da bil"

Gözlerimi yavaşça gözlerine çıkardım ve yutkundum bunu yaparken. Cidden özel miydim onun için? Kalp atışım yine çok hızlanmıştı. Yüzüme yavaşça yaklaştı. Yana eğilip yanağımı buldu. Dudaklarını yanağıma bastırdı. Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Yumuşacık dudakları şuanda yanağımdaydı. Tanrım sıcacık etmişti tüm bedenimi...

Yavaşça uzaklaştı benden. Tekrar aynı konuma gelince gülümsedi bana. Yanaklarımın alev aldığını hissediyordum. Aklına bir şey gelmiş gibi sargıda olmayan elimi tuttu ve yüzüne yaklaştırdı. Dudaklarına dokundurdu elimi.

"Dokunabilirsin, beni bir idol olarak değil normal biri gibi düşün, aşık olduğun biri gibi düşün. Sadece şarkı söylüyorum hayranlarım var normal insanlardan ne farkım var? Her hareketimde şaşkına dönme, ya da her kelimemde. Eğer beni o şekilde göremiyorsan da kendini özel gör. Seviye diye bir şey yoktur ama aynı seviyede gör. Aramıza idol-hayran ilişkisini koyma"

💌

Diyecek bir şeyim yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Diyecek bir şeyim yok

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Alone | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin