15🍁

17 3 1
                                    

...

"olur içelim"

Aynı onun gibi sırıtıp mutfağa gittim. Küçük ve yeterli büyüklükte olan mutfakta buz dolabımı açtım. İki soju şişesini elime aldım. Bardak dolaplarından en yükseğine koyduğum shot bardakların iki tane aldım. Bunları bir tepsiye dizerken belki bir şeyler atıştırmak ister diye düşünerek paketli bisküvi (kaymaklı pesküvit) koydum tabağa. Tepsi elimde içeriye geçtim. Masaya koydum tepsiyi. Engin bir mas olduğu için yerdeki halı üzerine oturdum. Koltuktan kalktı hemen o da masada karşıma yere oturdu.

"minder getirmemi ister misin? Tabii kendi yüzünün baskılandığı bir mindere oturabilirim dersen"

"cidden minderlerinde benim baskım mı var?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım kıkırdayarak. O da benim gibi gülerken bir soju şişesinin kapağını açıyordu. Bardaklara doldurduğunda aklıma gelen şey ile elimi yumruk yapıp ona gösterdim.

"taş, kağıt, makas kaybeden shot"

"kabul"

"Taş! Kağıt! Makas!"

Onun makas benim taş yapmam ile birlikte sevinç çığlıkları atmıştım. Daha başlangıçtı ama kazanmak eğlenceliydi. Bardağı iki parmağı ile tuttu ve dudaklarına yaklaştırdı. Tek dikişte hepsini ağzına alıp bir yutkunmayla midesine indirdi. Dudağı kenarından akmış damlayı parmağı ile sildikten sonra bana ve benim hayran bakışlarıma baktı.

"dünyaya dön Jimin!"

"b-buradayım y-yok bir şey!"

"tabi kesin öyledir"

"Taş! Kağıt! Makas!"

Ve o kazanmıştı. Bardağı alıp derin bir nefes alarak dudaklarıma deydirdim ve tek dikişte doldurdum ağzıma. Birkaç yutkunma ile zorla yuttum boğazımı yakan zehri. Birkaç kere öksürdükten sonra kendime geldim.

"çok içkici değil gibisin?"

"tek başıma, yavaş yavaş içiyorum genelde, shot yapmakta zorlanıyorum"

Bir süre sessiz kaldı. Bu sırada ben boş bardakları dolduruyordum.

"yapmayalım"

Söylediği ile sırıtarak baktım ona. Bardağımı elime aldım ve küçük bir yudum aldıktan sonra konuştum.

"beni mi düşünüyorsun yoksa?"

Benim gibi değil de daha normal bir sesle konuştu.

"evet seni düşünüyorum, boğazının yanmasını ve sabaha kısık bir sesle uyanmanı istemem"

Fazla fesat bir insandım ve aklıma sadece o şey gelmişti. Şey işte... Gözlerimi ondan kaçırıp aklıma dolan düşüncelerden kurtulmaya çalıştım.

"daha yeni başladık sarhoş oldum deme bak yanakların kızardı"

Ellerimi yanaklarıma götürüp salakça güldüm aynı anda.

"hahaha hayırr burası...biraz sıcak o yüzden, burada bekle bir tişört giyip geleceğim"

Yerimden kalkıp odama gittim. Kapıyı kapatıp önce odamın penceresini açıp soğuk hava ile kendime gelmeye çalıştım. Sonra yalan olmaması için bir tişört giyip tekrar gittim yanına. Yerime oturup onun bardağını dolduruşunu izledim.

Hemen hemen 2 saat boyunca onunla içkilerimizi yudumlayarak sohbet etmiştik. Bir konumuz yoktu ama aklımıza gelen komik olayı konuşuyorduk işte. Tüm rezil olduğum anları anlatmıştım ona, gülüşünü en derinlerine kadar ezberlemek için. Gözünde sakar birisi olarak görünmek umrumda olmadan sarhoş halimle konuşuyordum işte.

"geç oluyor, ben dönsem iyi olur"

O ayakalandığı zaman 'sarhoş' ben de yarım açık gözlerim ile kalkmıştım.

"biraz daha kalamaz mısın..?"

"sarhoşsun Jimin, git duş al sonra uyu"

Ona doğru birkaç adım atarken dengemi kaybedince o tutmuştu beni. Fırsata çevirir gibi kollarımı boynuna sarmıştım. Onun kollarını belimde hissedince yüzüme bir sırıtış gelmişti. Kollarımı sıklaştırarak daha da yaklaştım yüzüne. Burnunu burnuma sürttüğümde sıkıca kapattı gözlerini. Yutkunma sesini yakınlığımız sebebiyle duymuştum.

Dudaklarımı yanaklarına sürttüm. Birkaç öpücük bıraktım pamuk gibi yumuşak deriye. Sonrasında geriye çekilip tekrar yüz yüze gelmemizi sağladım. Burnuna minik bir öpücük kondurdum.

"amacın ne Jimin?"

"amacım... Tam olarak bu"

Söylemem ile dudaklarımı dudaklarına bastırışım bir olmuştu. Ellerimi saçlarına arkadan geçirirken bir yandan da dudaklarımı hareket ettirmeye başlamıştım. Saç tutamları arasında kayıp gidiyordu küçük parmaklarım. O hala şaşkın şekilde duruyor, benim dudaklarını aralamaya çalışmama karşılık vermiyordu.

Umudu kesmiştim. İstemiyor diyerek dudaklarım ayrılacakken belimde sıklaşan kollar ve alt dudağımı yutacak gibi emmeye başlamasıyla gülümsemek istedim. Ona eşlik ettim. O alt dudağımı emerken ben de üst dudağını narince emiyordum. Kıyamıyordum onun gibi şiddetli öpmeye.

Sarhoş olduğum için mi bilmiyorum ama karnımda ağrı gibi biri şey vardı. Canım yanmıyordu ama çok hoş bir his değildi. Bir hareket vardı sanki içeride. Anlayamamıştım...

Dudakları benden aniden ayrıldığında sızlamaya başlamıştım.

"Yoongi! ~"

Kollarından birisi dizlerimin iç kısmını bulduğunda havalanacağımı anlamıştım. Ayaklarım yerden kesilip onun kucağını bulunca kızınca bir nefes verdim. Odama adımladı ve beni yatağa yatırdı. Terliklerimi ayağımdan soyup yorganı üstüme örttü.

"iyi uykular"

"Yoon! Gitme, niye gidiyorsun... Öpmedin de zaten beni..? Beni sevmiyor musun?"

Sayıklamaya başlamıştım. Gözlerim vücudumdaki alkol etkisi ile kapanıyordu. Alnımda onun dudaklarını hissettikten sonra sızmıştım.

💌

Alone | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin