18🍁

19 3 0
                                    

"abi biraz hızlı sürer misin?"

"tamam kardeşim sakin ol gidiyoruz işte"

"lütfen kötü bir şey yapma Tae lütfen..."

Kara kara düşünerek takside arka koltukta oturuyordum. Az bir mesafe kaldığında kalbimin atışı iyice hızlanmıştı. Taehyung un yanlış bir şey yapmasından korkuyordum. Sarhoştu ve o sarhoşken tanıdığım Taehyung değildi bambaşka birisiydi. Ayıkken ne kadar iyi niyetli, ağır başlıysa sarhoşken tam tersiydi. Bir keresinde ikimiz arasında yaşanan olay yüzünden bir daha kendini kaybedecek şekilde içmemeye söz vermişti bana. Ve o sözden sonra da asla dozunu aşmamıştı. Değişik birisiydi ve ben o yapbozu çözmüş sayılı kişiler arasındaydım. Öyle olduğum için mutluydum o gerçekten mükemmel birisiydi. Çok acı çekmişti bu güne kadar ama artık çekmeyecekti. Bu zamana kadar hep mutlu gördüm, hissettim onu. Ama şimdi ne oldu bilmiyordum. Bana bir şey anlamamıştı o evdeki kişilerle bir şey olmamıştı. Ne olduğu hakkında en ufak bir bilgim yoktu.

Araç sonunda evin önünde durdu. 2 katlı evler arasından numarası 324 olanın ziline bastım. Taehyung u kapıda bekliyordum ama yoktu. Kapı zilindeki hoparlör kim o dediğinde konuştum.

"Taehyung için geldim, Jimin adım"

Yüksek güvenlikli evde anca böyle girebilirdim içeriye. Kapı cızz sesi çıkararak açıldığında hızlı adımlarla evin kapısına yöneldim. Kapıyı çalmadan açılmıştı. Karşımda gördüğüm Yoongi ile derin bir nefes aldım.

"T-Tae nerede?"

"sakin ol biraz Jim gel içeriye"

İçeri girdiğimde arkamdan kapıyı kapattı. Karşımdaki büyük salona koştum. Herkes oradaydı. Siyah takım elbiseli iki koruma ve evin diğer iki üyesi. Herkes geniş koltukta uzanan bedene bakıyorlardı. Gözlerim koltukta üstünü örttükleri bedene döndü. Yüzü hafif sararmış arkadaşım ile gözlerim ister istemez dolmuştu.

Korkmuştum. Çok korkmuştum. Taehyung bayılacak kadar içmezdi asla. Ne olmuştu..?

Hızlı adımlarla yanıma gidip başının yanında yere çöktüm. Dalgalı siyah saçlarını okşadım. Ellerim titriyordu.

"Tae... Ne oldu sana"

Sesim çatallanıyordu. Bir süre onun yorgun ve kapalı gözlerine baktıktan sonra ayağa kalktım. Tek tek herkese göz gezdirdim ve sinirle bağırdım.

"bana herşeyi anlatın! Hemen! O kendisine bu denli zarar vermez, yoksa... Siz mi bir şey yaptınız!?"

Bağırışım ile kaşları çatılan korumalardan birisi üstüme gelmeye başlarken refleks ile bir adım geri atmıştım. Yoongi nin kaba sesi onu durdurmuştu.

"Namjoon! Karışma!"

Tekrar eski yerine dönüp ellerini önünde bağladı. Bana doğru yürüyen ikinci kişi ise Yoongi idi. Gelip omuzlarımdan tuttu beni.

"biz bir şey yapmadık, söylediğin gibi kapıyı açmadık, o bağırmaya devam etti, sonra sesi kesildi, endişelenip baktığımızda bayılmış bulduk, eve aldık"

"n-ne diye bağırıyordu, ne işi varmış burada?"

Herkesin gözü Jungkook a döndüğünde ben de döndüm. Tanrım, aşık olduğu idol için olamazdı, saçlamalık.

"Jungkook diye ağlıyordu, bağırıp çağırdı, beni neden kullandın dedi birkaç kez"

Yoongi nin sonlara doğru sesi öfkeyle kalınlaşmıştı. O da mı öfkeliydi Jungkook a? Ne oluyor burada..?!

💌

Alone | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin