Jimin arkadaşının önerisi ile Bangthree grubunu dinlemeye başlar. Üç üyesinden ortanca olanı Min Yoongi ona çok çekici geliyordur. Bir gün bu grubun konserine gider ve olanlar olur...
Yoonmin
[devam ediyor...]
Favori şarkıları eşliğinde 3 üye sahneye çıktı. Şarkıyı söylemeye başladılar. Ezbere bildiğimiz şarkıyı Taehyung ile birlikte ellerimiz havada şekilde söylüyorduk. Işıklar, üyelerin seslerinin güzelliği, yanımda Taehyung un olması, sonunda onu... Min Yoongi yi canlı görmem...
Üstünde ihtişamlı bir sahne kombini vardı. Gözlerimi ondan alamıyordum resmen. Mükemmel siyah saçları terden yanaklarına yapışıyor, ince parmaklı güzel elleri ile saçlarını arkaya tarıyor ve beni kalpten götürüyordu.
"Jimin acaba çocuğu taciz edecek gibi bakmayı keser misin?"
"sen de Jungkook a öyle bakıyorsun. Hem hayatımda 1 kere görebileceğim bu mükemmelliği seyrimi bozma"
"idollere aşık olmamalısın Park!"
"kes sesini!"
Tekrar bir şarkı başladığında Yoongi nin sırası gelmişti... Tanrım mükemmel bir sesti, bu konserin bitmesini asla istemiyorum. Ama maalesef sonu gelmişti... Son şarkıları life goes on dan sonra bize el sallamaya başlamışlardı. Kalabalık içinde, en önde olmama rağmen, beni görebilmesi için zıplıyordum. Yoongi nin beni gördüğünü hissettim. Buraya doğru geliyordu. Gözlerime baktı.. Evet gerçekten bana bakıyordu. Yere biraz çöktü. Gülümsedi.
"senden uzunum"
Sesini duydum... Benimle konuştu. O an çığlık atmamak, ağlamamak için zor tuttum kendimi. Donup kalmıştım, bir tepki veremememi anlamış gibi mükemmel gülümsemesiyle gözlerime bakmış ve diğer üyelerin yanına gitmişti. Tanrım cidden benimle mi konuştu?
"Jimin! Hadi benimle gel"
Elimi tutan Taehyung beni kalabalığı yararak beni çıkarmıştı buradan. Sonra ise grubun özel arabalara bindiği alana gitmiştik. İki üç kişi vardı orada. Siyah büyük arabanın yanında durduk ikimiz de.
"Tae yanlış görmedim değil mi, az önce Yoongi bana 'senden uzunum' dedi?"
"aynen öyle o kadar kıskandım ki seni, ben Jungkook ile sadece bir kere göz göze geldim..."
"üzülmee!"
Sonunda gelmişlerdi. Sahne kıyafetlerini çıkarmışlar, çantalarını da alıp arabaya yürüyorlardı. İlk Jungkook geçti ve bindi arabaya.
"iyi yolculuklar Jungkook"
Taehyung un parlayan gözlerine baktım. Güldüm bu haline.
"Taehyung bir idole aşık olmamalısın"
"öyle mi kim dedi sana bunu?"
Kafamı önüme çevirdiğimde Yoongi yi göreceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi. Ağzım yarım açık kalmıştı onu bu yakınlıkta görebildiğim için.
"hadi ama hep böyle bakacak mısın neden konuşmuyorsun?"
Elimi kaldırdım ve salladım ona doğru. O kocaman gülümsemesini ortaya serdiğinde gözüm dolmuş gibi hissetmiştim. Arabaya adımladığında Seokjin in içerden sesini duymuştum.
"zemin kayga-"
Daha sözünü bitirmeden Yoongi dengesini kaybetmişti. Korumalar ona yetişemezdi. Öne koştum hiç düşünmeden. Elimdeki eşyaları atarak onu rahatsız etmemeye çalışarak omuzlarından tutmaya çalıştım. Gözlerimi kapattığım için sadece sırtımın ve sol kolumu şiddetli ağrısını hissetmiştim... Gözlerim acıyla açıldığında üstümde bana bakan Yoongi ile tüm acımı unutmuştum. Endişe ile bana bakıyordu.
"iyi misin, kolun mu acıyor?"
Kolum gerçekten acıyordu. Yanıma gelen Taehyung ve diğer üyeleri görmüştüm.
"iyiyim sorun yok"
Yoongi üstümden kalktı ve elini bana uzattı onun elini tutmak çok istiyordum ama sırtımın acısı beni öyle kaldıramazdı.
"ö-özür dilerim sırtım öyle kalkmama izin vermeyebilir, Taehyung yardım eder misin"
Tae beni yavaşça tutmuş ve tek harekette ayağa kaldırmıştı. Yoongi bu halime bakarken yüzü düşmüştü.
"teşekkür ederim Jimin"
Yanımızdaki korumalardan güler yüzlü olanı Seokjin in kulağına bir şey fısıldamıştı. Seokjin koluma ve dik durmakta zorluk çeken sırtıma baktı. En büyükleri olarak konuştu.
"size hastaneye kadar eşlik etmemize izin verin"
"a-anlamadım?"
💌
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
