14🍁

25 4 0
                                    

"elinize sağlık bayan Park, tüm yemekler lezizdi"

"tabii lezzetli olacak benim annem yaptı(!)"

Felix in söylediği ile gülmüştük hep birlikte. Yemeklerimizi bitirdikten sonra Yoongi nin çok geç dönüp şirketle arasında yeni bir sorun çıkmaması için en uygun zamanda dönecektik. Felix benimle konuşmak istiyor diye gelmiştim buraya. Beni yukarıya çağırdığında Yoongi yi anne ve babamla tek bırakıp strese sokmamak için tuttum onun da kolundan.

"annecim geliyoruz birazdan"

"tamam oğlum, odandaki pencereyi kapat üşütmeyin"

Annemin düşünceli sözlerini onayladıktan sonra Felix ile ortak odamıza doğru adımladım, tabii bir elim Yoon un kolunu tutmuş onu da çekiştiriyordu. Odaya birlikte girdik ve kapıyı kapattım. Felix yayılmış olduğu yataktan anında düzlenerek ikimize baktı.

"eee?"

"ne ee si Lix bir şey konuşacaktın benimle?"

Sırıtarak bir bana bir Yoon a baktığında anlamıştım ne demek istediğini.

"tanışmamız uzun hikaye Felix fazla zamanımız yok ben tek geldiğimde anlatırım sana"

"ben olmadan geleceğini kim söyledi?"

Söylediği ile hafif kızarırken kafamı ona çevirdim yavaşça. Dudaklarını ıslatan Yoongi ile yutkundum. Elini bacağının dış kısmına götürüp iki parmağım arasında sıkıştırdım derisini.

"sussan mı artık hm?!"

"hyung ben sizin tanışma hikayenizi değil şuan sevgili olup olmadığını merak ediyorum"

Felix sanki çok normal bir şey sormuş gibi gülümsüyordu. Yoongi yanımda kıkırdıyordu. Sanırım sadece ben çok önemsiyordum söylediği şeyi. Konuşamadım, cevap bulamadım sorusuna. Sonra Yoongi konuştu.

"şuan Jimin beyin bana alışmasını bekliyorum"

"kolay mı sanıyorsun, ünlüsün sonuçta ve hyungumun bana bile seni nasıl anlattığını bilmiyorsu-"

"LİX SUS ARTIK"

Yoongi gülmeye başlayınca tekrar konuştum.

"biz en iyisi dönelim artık hm?!"

"tamam sinirlenme"

===

"O zaman... Görüşürüz"

Mahçup bir şekilde elimi salladım. Evimin kapısı önündeydik. Arabasından o da inmiş dikiliyorduk karşı karşıya. Onu eve davet etmek istiyordum ama hem utanıyor hem de belki istemez diye çekiniyordum. Ağzım söylemek için bir açılıyor bir kapanıyordu. En sonunda gözlerimi kapatıp sayıkladım. Aynı anda konuşmuştuk tabi.

"bireyler içmek ister misin"

"evin müsait mi"

Gözlerimi açtığımda gülmeye başlamıştık. Tamam ikimiz de ayrılmak istemiyorduk ve bu iyiydi.

"gel geçelim"

Apartmanın kapısını açıp içeri davet ettim onu. Hızlıca adımlayıp geçti içeriye. Merdivenleri çıktık birlikte. İkinci kattaki daireme gelince çantamdan anahtarlarımı çıkartıp kilidi açtım. Önce ona geçmesi için izin verdim, sonra ben geçtim. Salona geçtik birlikte.

"evini tanıyor olmak garip geliyor"

"evimde olman garip geliyor"

Söylediğime göz devirerek oturdu koltuğa.

"kahve ister misin?"

"uykum kaçıyor bu saatlerde içmem yasak"

"uykucu zaten günün 16 saati uyuyorsun, SeokJin söylemişti"

"yalan ben günün 16 saati çalışıyorum, şarkı yazıyordum. Ama şimdi sana ayırıyorum"

Bana yürüyordu cidden. Kalbim buna çok dayanmaz dururdu ama neyse.

"ç-çay ister misin?"

"yok o da uykumu getirir"

"süt"

"tamam hayranlarım bana kedi diyor olabilir ama kedi değilim sağol"

Sabır çektim içimden. Hiçbir şeyi de beğenmiyor.

"son olarak soju içer misin? İstemiyorsan yemek türlerine geçeceğim!"

"*sırıtarak* olur içelim"

...

💌

Biraz geç kaldım özür dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Biraz geç kaldım özür dilerim

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Alone | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin